Ali Haydar Cilasun Dede’yi Kaybetmişiz

Bir çınar göçtü, dolu dolu bir insan.

Arkadaşım Veysel Işık ile Cilasun dedeyi aramaya gitmiştik Berlin’e. Ozan dostumuz İhsan Özgür bir kahvede buluverdi bize. Bizi görünce o kadar sevindi ki, cebinden bir kitapçık çıkarıp Veysel’e verirken, elndeki tesbihi bana hediye vermişti. Tesbihini almadım tabii.

Sonra İhsan Özgür’ün yazlık evine gittik, bahçede masaya oturduk ve kamerayı kurduk, niyetim dedeyi konuşturmak.

Dede “sana Erdal Özyağcılar’ın selamını getirdim Türkiye’den” dedim.

“Ne yapıyor o namussuz?” dedi.

“Erdal abi de sana öyle söyledi, o namussuza selam söyle” dedi..

“Ben sevdiğim insanlara böyle sözlerle takılırım, insanlar beni anlamazlar, anlamasınlar da”, diyerek gözleri sulanmıştı ve bir şiir okudu.

Ben bir hata yaptım ve ondan sonra insan oldum demişti birkaç defa. Sonunda sordum:

“Ne hatası yaptın dede?”

“Wiesbaden’de bir toplantıya giderken Hızır’a çekişmiştim. Hiç Hızır’a çekişilir mi? Ben çekiştim. Aradan on dakika geçmedi bir benziklikte durduk, kahve içeceğiz. Uzaktan bir araba geliyor, aramız çok uzak ama. Tam yolun ortasına geldiğimde ayaklarım dolandı ve düştüm, araba geliyor beni ezecek, yerimden kalkamıyorum bir türlü.
Haydar Küpeli ile İhsan Özgür beni sürüyerek ölümden kurtardılar.
O günden sonra hep Hızır’dan özür diledim, sizin yanınızda da özür diliyorum. Beni affetti, üç kanserle uğraşıyorum, hep yanımda..

Bu gün duydum Cilasun dedeyi yitirdiğimizi. Bir dede idi, bir Tiyatro ustasıydı, bir şairdi, bir yazardı; O bir Anadolu aydınıydı.

Yıldızlar yoldaşın olsun dedem.

 

EN SON EKLENENLER