Ali Kenanoğlu’ndan Şeyh Sait cevabı

HDP MYK üyesi Ali Kenanoğlu Evrensel Gezetesi’nde bu hafta ki yazısında, Osman Baydemir’in Madımak anması sırasında otel önüne üç karanfil bırakması ardından “Bu üç karanfili Şeyh Sait’in torunları, Seyit Rıza’nın torunları, Pir Sultan ve Hacı Bektaş Veli’nin torunları adına bırakıyorum” şeklinde açıklamasının bazı çevreler tarafından eleştirilmesine cevap verdi.

Aynı zamanda Hubyar Sultan AKD’nin önceki başkanı olan Ali Kenanoğlu yazısında “Bu açıklama üzerine kimi haber siteleri, kişiler ve Hünkâr Hacı Bektaş Vakfı bir açıklama yayımlayarak açıklamayı eleştirdiler. Eleştirdikleri konu Şeyh Sait’in Pir Sultan ve Hacı Bektaş Veli ile aynı kefeye konması ve bunun alkışlanması üzerineydi. ABC isimli internet sitesi olayı “utanmazlık” boyutuna kadar taşıdı” diyerek Baydemir’in anmaya katılma sürecini şöyle değerlendirdi;

“Birincisi konuşma kürsüden olmadığı için ortada bir alkış filan da yoktu. Osman Baydemir’in kürsüden ismi anons edilince kitle tarafından coşkuyla alkışlandığı doğrudur. Osman Baydemir Madımak anmasına Alevi kurumlarının özellikle talep etmeleri üzerine, diğer programlarını iptal ederek katıldı, sebebi de Alevi kurumlarının; “Osman Baydemir’in anmaya katılımı önemlidir çünkü kendisine cemevi yapmaktan dolayı soruşturma açılmıştır” demişlerdir. Alevi kurumları haklı olarak “Biz kendisi ile dayanışmak istiyoruz ve Madımak anmasına davet ediyoruz” demişlerdir.
İkincisi Osman Baydemir’in basına verdiği demeçte Şeyh Sait, Pir Sultan, Hacı Bektaş Veli ve Seyit Rıza’yı birbirleriyle kıyaslamak, aynı kefeye koymak, yarıştırmak vb. bir durum yoktur. Sayın Baydemir “torunları adına” demiştir. Buradaki torunları kavramını az çok siyasetle ilgili olanlar bilir ki biyolojik bir anlam değil, takipçi, yoldaş, müritlik, taliplik ilişkisini ifade etmektedir.”

Hünkâr Hacı Bektaş Vakfı’nın yaptığı açıklamada “kızılbaş sofrasına oturulmaz” savını değinilmesini eleştiren Kenanoğlo “Üçüncüsü de Şeyh Sait ile Seyit Rıza görüşmesi ve Şeyh Sait’in “kızılbaş” diyerek Seyit Rıza’nın sofrasına oturmama meselesidir. Bu hikaye Alevi dünyasında özellikle de Sünni-Kürt-Alevi ittifakı karşıtları tarafından bir slogan olarak ezbere bilinmekte ve her seferinde öne sürülmektedir. Benim yazdığım yazılar ve yaptığım siyaset karşısında cevap bulamayanların da ilk başvurdukları hikaye bundan ibarettir; “Ama sen de Şeyh Sait’in torunlarıyla siyaset yapıyorsun!” dedi.

Kenanoğlu’nun yazısının bir kısmı da şöyle;

Evet, ben bir Türkmen Alevi olarak Şeyh Sait’in torunlarıyla özgür, adil, eşitlikçi, laik ve demokratik bir Türkiye Cumhuriyeti için birlikte siyaset yapıyorum ve buradan bu hikayeyi anlatanlara açık çağrıda bulunuyorum; elinde bu görüşmenin yapıldığına ve Şeyh Sait’in böyle söyleyip sofraya oturmadığına dair belgesi, bilgisi, tanık beyanı olanlar lütfen bunu yayımlasınlar ki ben de siyaset yaptığım torunlarına bunu göstereyim.
Bizim elimizdeki bilgi ve belgeler bunu kesinlikle yalanlamaktadır. Seyit Rıza ile Şeyh Sait’in görüşmesi yoktur. Şeyh Sait’in kimi Alevi bölgelerine ziyaretleri ve ortak toplantıları, görüşmeleri vardır ve bunların hepsi olumlu sonuçlanmış görüşmelerdir. Hatta Dersim Araştırmaları Merkezinin elinde bunu destekleyen belgeler bulunmaktadır

Bir diğer husus ise biz Aleviler olarak Madımak Katliamı anmalarında hep şunu söyleriz; “Geçmişle hesaplaşmalıyız, geçmişle yüzleşmeliyiz, sorumlular cezalandırılmalı”. Sorumlusu günümüzde hayatta olmayan katliamlar ile ilgili olarak da özellikle “yüzleşme ve özür” talep etmekteyiz ve tabii ki de bunun gereğini istemekteyiz.

EN SON EKLENENLER