AP üyesi Demirel: Erdoğan’a karşı askeri değil siyasi baskı gerekiyor

Deutsche Welle: Almanya Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer, Kürt halkının korunması ve IŞİD’le mücadeleye yeniden başlanması amacıyla Suriye’nin kuzeyinde bir güvenli bölge önerisinde bulundu. Bu ne kadar gerçekçi?

Özlem Alev Demirel: Savunma Bakanı’nın bu hamlesinin beni şaşırttığını ifade etmeliyim. Çünkü federal hükümet şu ana kadar tüm diplomatik araçları kullanmadı, silah ihracatını tamamen durdurmadı ve bunun üzerine böyle bir hamle geliyor. Akıl sır erdiremiyorum.

Kramp-Karrenbauer şimdi de Fransa ve İngiltere’nin bir BM misyonu kapsamında katılım sağlamasını önerdi. Ancak görünen o ki Alman askerlerini yollamaya pek niyetli değil. Bu iş nasıl olacak?

Bence sayın Kramp-Karrenbauer’in bu hamlesi üzerinde çok düşünülmüş bir adım değil. Şunu tekrarlamak istiyorum: Uluslararası toplumun şimdi Türk hükümeti üzerindeki baskıyı artırmak için tüm diplomatik ve her şeyden önce ekonomik araçları kullanması ve çok önemli. Zira ekonomi Erdoğan’ın siyaseti için büyük önem teşkil ediyor. Suriye topraklarından çekilmesi ve Kürtlere karşı savaşı durdurması için. Ayrıca Türk hükümetinin iç politika hesaplarının da belirleyici olduğunu belirtmek gerekiyor. Bu önemli faktörlerden biri de Türkiye’de ekonominin durumu. Bu çerçevede BM misyonu gibi askeri çözümleri konuşmadan önce, Türkiye’nin Suriye’den çekilmesi için Erdoğan’a karşı ilk olarak siyasi araçları kullanmak gerekiyor. Ayrıca Rojava’daki öz yönetim yapılarının da nihayet tanınması gerekiyor. Çünkü bu Türkiye’nin artık Kürtler ve Suriye Demokratik Güçleri’ne saldıramayacağı anlamına gelir.

Annegret Kramp-Karrenbauer sizce Suriye’nin kuzeyinde kimin kiminle savaştığını biliyor mu? Türkiye ve Rusya’nın da önerdiği güvenli bölgeye dahil edilmesi gerektiğini söyledi. Bu nasıl işler?

Sayın Kramp-Karrenbauer’in tam olarak neyi bildiğini söyleyemem ancak bu atılım bence kendisinin savunma bakanı olarak yeniden tartışmanın orta noktasına yerleşmek ve dışarıya Almanya’nın dünya siyasetine bir askeri güç olarak da katılabileceği mesajı vermek istediğini gösteriyor. Ancak bence bu doğru yol değil. Alman ordusunun dünya genelinde konuşlandırılmaması için ve bir federal meclisin yetki alanında bir savunma ordumuzun olmasının bazı elle tutulur ve haklı nedenleri var. Alman tarihinden askeri harekatların barışı sürdürülebilir biçimde sağlayamadığını öğrendik. Suriye’de kalıcı barış için siyasi kararlara ihtiyacımız var. Şimdi desteklenmesi gereken süreç de bu. Suriye’de kalıcı barışı BM düzleminde görüşmemiz gerekiyor. Ancak bu Kürtler ve Suriye Demokratik Güçleri’nin de müzakere masasında oturması gerektiği anlamına geliyor.

Birçok kişi, çok sayıda göçmenin Avrupa’ya gelmemesi için Türkiye’ye mülteci anlaşmasından ötürü ihtiyaç duyulduğundan ötürü Ankara’ya karşı pek baskı aracı mevcut olmadığını söylüyor. Sizce bu doğru mu?

Hayır, değil. Mülteci sorununda Cumhurbaşkanı Erdoğan’la bir anlaşmaya varılması aynı zamanda Avrupa Birliği’nin siyasi bir kararı. Biz Sol Parti olarak hep uyardık. Dedik ki: Bu anlaşmayla Avrupa kendini şantaja karşı korunmasız hale getiriyor. Bugün yaşanan da pekala bu. Avrupa’da insani bir mülteci politikasına ihtiyacımız var. Aynı zamanda AB üyesi devletlerin mülteci meselesinde iş birliği yaptığı, dayanışmaya dayalı bir politikaya. Mesele ciddi ve dayanışmaya dayalı bir biçimde yönetildiği sürece, üç milyon mültecinin 500 milyonluk nüfusa sahip Avrupa için bir aşırı yük olacağını düşünmüyorum.

Söyleşi: Bernd Riegert

© Deutsche Welle Türkçe

EN SON EKLENENLER