Arap Alevileri: Kimliğimizin teminatı dilimizdir

AHAD-DER Başkanı Yusuf Köse, toplumu bir arada tutan en önemli etkenin dil olduğunu belirterek, “Kimliğimizin teminatı dilimizdir. Bu devletin en çok korktuğu gerçekliktir” dedi.

Adana’da kültürel asimilasyona karşı anadil çalışmaları çerçevesinde faaliyet yürüten Arap Halkı Alevileri Dayanışma Derneği (AHAD-DER), Arap Alevi-Nusayri kültürünü yaşatmak ve geliştirmek için mücadele veriyor. Dernek Başkanı Yusuf Köse, 21 Şubat Dünya Anadil Günü dolayısıyla çalışmalarını ve asimilasyon politikalarını değerlendirdi. Kuruluş amaçlarından birinin anadil olduğunu belirten Köse, dil ve tiyatro kursları verdiklerini söyledi.
‘BİR ARADA TUTAN EN ÖNEMLİ ETKEN DİL’
Anadillerini korumak ve konuşabilirliğini arttırmak için yoğun bir çalışma içerisinde olduklarını kaydeden Köse, kurslarının daha çok çocuklara yönelik olduğunu söyledi. Çocukların kendi kültür ve gelenekleriyle büyümeleri ve yaşamaları için mücadele verdiklerini vurgulayan Köse, şöyle dedi: “Adana bölgesinde Arap Alevi çocuklarda anadil kaybı çok fazla yaşanmaktadır. Evlerde Arapça konuşulmamakta. Aileler lehçe kaymalarını bahane ederek çocuklarıyla sürekli Türkçe konuşmaktadır. Toplumsal baskı ve çocukların Arap Alevi olduklarının anlaşılması kaygısı anadili yitirmelerini arttırmıştır.
Üst kimlik alt kimlik karmaşasının çok fazla yaşandığı bir halkın temsilcileri olarak şunu net ifade etmek isteriz ki; kimliğimizin teminatı dilimizdir. Türkiye toplumunda varlığımızı sürdürmemiz, var olduğumuzu göstermemizin en etkili yolu dilimizi özgürce konuşabilmemizdir. Arapça düşünmek ve konuşmak, kendimizi anadilimizde ifade etmemiz Arap Alevi halkının önemli ayrıcalıklarındandır. Günlük yaşamımızın her alanına nüfus eden kendimize has deyiş ve söylemler yaşamımızı daha keyifli hale getirmektedir. Kurduğumuz tiyatro grubumuz kendimize has bu özelliğimizin toplumdaki her kesime bazen eğlenceli bazen de hüzünlü ulaşmasına yardım etmektedir. AHAD-DER müzik grubu ezgilerimizin eğlenceli ve hüzünlü tınısının toplumumuza ulaşmasında ciddi katkılar sağlamıştır. Şu gerçekliğin çok net farkındayız; anadil bizi bir arada tutan önemli bir etkendir. Birlikte düşünme ve üretmenin vazgeçilmez aracıdır. Duygularda ortaklaşmanın yoludur. Hüznü hissetmenin, sevinci paylaşmanın ve acıda birlikteliğin yoludur. Bir arada duran birlikte düşünüp birlikte karar veren halklar direngen olur.”
‘DEVLETİN EN ÇOK KORKTUĞU GERÇEKLİKTİR’
Hiçbir baskı ve şiddet karşısında anadil mücadelesinden geri adım atmayacaklarını ifade eden Köse, dil mücadelesiyle halkların özgürleşeceğinin altını çizdi. Bu yüzden egemenlerin ilk önce dilleri yok etmeye çalıştığını kaydeden Köse, “Ortak dil üzerinden yarattıkları hegemonya, halkları yurtsuzlaştırma ve kimliksizleştirme süreçleriyle devam eden psikolojik baskı araçlarına döner. Okullar her dönem bu politikaların uygulama alanları olmuştur. Ders ve not kaygıları gelecek kaygısıyla birleştirilmiş buda egemen topluma ve dile biati getirmiştir. Farklılıklarımız ile bir arada yaşayabilme hayalimizi sürekli canlı tutmalıyız. Bu devletin en çok korktuğu gerçekliktir. Yüzleşmekten bir türlü kaçamayacağı bir gerçeklik” diye konuştu.
‘PANZEHİR BİRLİKTE MÜCADELE VE DİRENİŞ’
Her halkın kendi öz benliğiyle var olup yaşaması gerektiğini belirten Köse, “Son süreçte özellikle ‘Çözüm süreci’nin bitirilmesiyle başlayan dönemde Kürt halkına ve Kürtçeye yönelen baskılar kabul edilemez. Kürtçe konuşan işçilere yönelik gerçekleştirilen linç girişimleri, Kürtçe şarkı söyleyenlerin gözaltına alınması ve darp edilmesi ülkemizde yaşanan akıl tutulmalarının göstergeleridir. Ortak vatan duygusu yok etme politikalarının başlamasına katkı sağlamıştır. Bunun panzehiri bellidir, birlikte mücadele ve birlikte direniş” ifadelerini kullandı.
MA / Hamdullah Kesen

EN SON EKLENENLER