Atar: Var olan haklar budandı

‘İşçi çıkarmak 3 yasak’ propagandasıyla hazırlanan ama işçileri sefalete mahkum eden “Koronavirüs’ün Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, Meclis’te AKP-MHP çoğunluğuyla kabul edilerek yasalaştı. Teklif aşamasından itibaren itiraz eden DİSK, yasanın işçi aleyhine olduğunu vurguluyor.

Yasa, işçilerin üç ay süreyle ücretsiz izne çıkarılmasının önünü açtı. Ücretsiz izne çıkarılanlara günlük 39,24 TL, aylık bin 177 TL nakit desteği verilecek. İşten çıkarmalar ise üç aylığına bu şekilde öteleniyor, ancak işveren “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan işçileri” işten çıkartabilecek. Yasa, salgın koşullarında on milyonlarca işçiyi ve ailesini korumak yerine iş vereni koruyor. Ücretsiz izin dayatmasıyla işten çıkarma işlevsiz hale gelecek, işçiler için hak kayıplarına neden olacak. DİSK’e göre işçilere sefalet ödeneğiyle büyük eşitsizlik yaratılacak. DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, dünkü açıklamasında, “Öncelikle belirlenen bu ücret desteği insani değildir, vicdani değildir ve eşitlik ilkesine de aykırıdır. Son üç yılda 450 gün çalışması olan işçiler 4 bin 300 TL’ye kadar kısa çalışma ödeneği alabilecekken, 449 gün ve daha az çalışması olan işçilerin aylarca bin 177 TL’ye mahkum bırakılması hakkaniyetli değildir” dedi.

Kısa çalışma ödeneği ve işsizlik sigortası ödeneğinden yaralanmak için gereken ön koşulların kaldırılması gerektiğini dile getiren Çerkezoğlu, salgın sonrası işten çıkarılan ve ücretsiz izne çıkarılanlar da dahil olmak üzere bütün işçilere asgari ücretten az olmamak üzere kısa çalışma ödeneği kapsamında ve oranlarında ücret desteği sağlanmasını istedi.

Çerkezoğlu, salgının ekonomik ve sosyal hayata etkilerinin azaltılması için yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı:

* İşten çıkarmalar derhal yasaklanmalıdır.

* Sendikaların toplu iş sözleşmesi ve grev hakları değil, anti demokratik yetki düşürücü sebep ve süreler ortadan kaldırılmalıdır.

* Ücretsiz izin dayatması yasa tasarısından çıkarılmalıdır.

* Kısa çalışma ödeneği ve işsizlik sigortasından yararlanmada ön koşullar kaldırılmalıdır.

* 15 Mart 2020’den geçerli olmak üzere işini kaybeden, ücretsiz izne çıkarılan ve bu yasa ile işten çıkarılması yasaklanıp çalıştırılmayan tüm işçilere en az asgari ücret düzeyi olmak (2 bin 325 TL) üzere, mevcut ücretleri de dikkate alınarak kısa çalışma ödeneğinde öngörülen düzeye kadar (4 bin 381 TL’ye kadar) ödeme yapılmalıdır.

* Zorunlu ve acil işler dışındaki tüm işler durdurulmalı ve işleri durdurulan işçilere de aynı ödeme yapılmalıdır.

* Kayıtdışı çalışanlardan işini ve gelirini kaybeden bütün yurttaşların geçimini sağlamak hükümetin görevidir. Hükümet kayıtdışı olup işini kaybedenler işçilere asgari ücret düzeyinde kamu kaynaklarından destek sağlamalıdır.

VAR OLAN HAKLARI BUDUYOR

Birleşik Metal İşçileri Sendikası Genel Sekreteri Özkan Atar ise ANF’ye yaptığı açıklamada, “Hükümet zaten İşsizlik Fonu’nda olması gereken 131 milyar TL’yi farklı alanlarda kullandığından dolayı maliyeti kendine göre düşürmek maksadıyla bu tür yöntemler uyguluyor. Olması gereken bu değil. Sanki iyi bir şey yapıyormuş gibi görünerek, aslında var olan olanakları geri götürmenin bir yöntemidir” dedi.

İşçilerin salgın döneminde işten çıkarılmasının yasaklanması talebinde bulunduklarını fakat hükümetin bu talebi dikkate alıyormuş gibi yapıp işçi aleyhine bir yasa getirdiğini söyleyen Atar, şöyle devam etti: “İşverenlerin normal zamanda yapamadıklarını; telafi çalışması, denkleştirme çalışması gibi, ücretsiz iznin tek taraflı işveren tarafından uygulanabilecek bir yasal hak haline gelebilmesi gibi sermayeye çok geniş imkanlar tanıyan ve işçilerin aslında haklarını budayan, engelleyen bir yöne doğrudur.”

Uygulamadaki işsizlik ödeneğini de çok daha geriye götüren içerik taşıdığını kaydeden Atar, “İşverenlere önemli inisiyatifler ve imkanlar tanıyan bir düzenleme. Bir kere ücretsiz izin işverenlere tek taraflı verilecek bir inisiyatif değildir. İş yerinin, bu küçük ölçekli bir iş yeri de olabilir, zorunlu olarak durmasını gerektiren bir durum ortaya çıktığı zaman kısa çalışma çerçevesinde değerlendirilip orada çalışanlar kısa çalışma olanaklarından ve işsizlik ödeneğinden yararlandırılmalıdır. Bunun da en düşük seviyesi asgari ücret düzeyinde olmalıdır. Biz böyle olması gerektiğine inanıyoruz.”

EN SON EKLENENLER