Tarsus Kampüs Cezaevi’ndeki tutuklularla görüşen avukatlar, yaşanan hak ihlallerini raporlaştırdı. Raporda, tutuklulara ceza üstüne ceza verildiği ve cezaevi müdürünün odasının “sorgu odasına” çevrildiği belirtildi.
Tarsus Kampüs Cezaevi’ndeki tutukluları 4 Ağustos’ta ziyaret eden avukat Halil Güngör ve Mehmet Altuntaş, tutukluların anlattıkları hak ihlallerini raporlaştırdı. Raporda, 9 kişilik odalarda 15 tutuklunun zor şartlar altında kaldığı, koğuşlarda bulunan havalandırma boşluğunun rutubet ve yosundan kaynaklı işlevsiz olduğu aktarıldı.
‘HASTA TUTUKLULAR TEDAVİ EDİLMİYOR’
Tutukluların ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaştığı ve revire kaldırılmadıkları belirtilen raporda, hasta tutukluların hastane sevklerinin cezaevi idaresince engellendiği ve ağır hasta tutukluların durumlarının ağırlaştığı, cezaevi doktorunun ise haftada yarım gün cezaevine geldiği ve acil vakalar dışında hasta bakmadığı belirtildi. Tutukluların telefon ve açık görüşlerinin engellendiği ve birçok tutukluya disiplin cezalarının verildiği ifade edilen raporda, cezaevine sevk edilen tutukluların 2 hafta telefon görüş haklarının ellerinden alındığı belirtildi.
‘AİLELERİ GALEYANA GETİRME’
Tutukluların cezaevine ilk geldiklerinden itibaren psikolojik olarak baskı altına alındığı, darp edildiği ve “ince aramadan” geçirildiği kaydedilen raporda, “çıplak arama uygulamasının vardiyadan vardiyaya değiştiği” aktarıldı. Tutukluların eşyalarının kendilerine verilmediği, verilen eşyaların ise eksik veya yıpranmış bir şekilde verildiğinin altı çizilen raporda, “Tutsaklara ait olan mevcut eşyalara ‘özel kullanım amacı dışında kullanılabileceği ‘ gerekçe gösterilerek alıkonuluyor. Siyasi tutsakların aileleriyle yapacakları kapalı görüşlerde TC. kimlik numarasının son altı hanesinin şifre olarak kullanılması, aksi halde aileler ile görüşün yapılmayacağı, bu uygulamanın tutsaklar tarafından kabul edilmemesi nedeniyle de görüşlerin yapılamadan son bulduğu, yine bu uygulamayı kabul etmeyen tutsaklar hakkında ‘aileleri galeyana getirme’ iddiası ile soruşturma açılıyor” denildi.
‘YEMEK VAR KAŞIK YOK’
Cezaevi idaresinin 15 kişilik koğuşa kirli ve içilemez olan bir damacana su verildiği, bu damacananın tutuklulara yetmediği, aileler tarafından gönderilen kitap, dergi ve mektupların cezaevi idaresince keyfi olarak bekletildiği ve çok geç verildiği aktarılan raporda, koğuşlar tarafından verilen ihtiyaç listesinin karşılanmadığı ve cezaevi idaresince hiçbir sosyal, kültürel ve sportif etkinliklerin yaptırılmadığı, koğuşlarda sivrisinek bulunduğu, tutukluların yatamadığı ve ilaçlama yapılmadığı, banyo ve tuvaletlerin sıkıntılı olduğu vurgulandı.
Cezaevinde tutukluların diğer tutuklularla iletişim kuramadığı ve ortak alanda bir araya gelmedikleri yer verilen raporda, “koğuşların fiziki koşulları gereği çok sıcak olduğu, bu sorunun çözümü için koğuşlara vantilatör koyulduğu ancak vantilatör çalıştaracak prizlerin yatakhane bölümünde bulunmadığı, yine birçok koğuş içerisinde buzdolabı ve televizyon bulunmadığı, koğuşlarda tutsaklara yemek kaşığı verilmediği, yemek kaşığı olmadığından sırayla yemek yedikleri ve bu durumun insani olmadığı, verilen yemeklerin kendilerime yetmediği” gibi ihlaller sıralandı.
‘SİLAHLI SİVİLLER GEZİYOR’
Cezaevine ilk girişte darp edilen tutukluların darp raporlarının akıbetinin bilinmediği ve darp olayıyla ilgili şikayet dilekçelerinin kayıt numaralarının verilmediğinin de ifade edildiği raporda, “gardiyan ve görevli askerler tarafından doktorların darp raporu vermemesi yönünde yönlendirildiği ve bu hususta doktorlara telkinlerde bulunduğu, hapishane içerisinde sivil görünümlü kişilerin olduğu, bu kişilerin serbestçe hapishane içerisinde gezdikleri, sivil görünümlü kişilerin silahla gezdikleri ve bu kişilerin özellikle açık görüş günlerinde görüldükleri” vurgulandı.
‘MÜDÜR ODASI SORGU ODASINA ÇEVRİLMİŞ’
Raporda, “kolluk görevlilerinin cezaevi içerisinde (cezaevi müdürü odasında) haklarında devam eden soruşturmaları bulunan tutukluları sorguya çektikleri” kaydedildi. Sozdar Oral adlı tutuklunun müdür odasında sorguya çekildiği aktarılan raporda, “Tutuklular, kendilerine ait olan ajanda, mektup, defter ve benzerleri eşyaların kendilerine keyfi olarak verilmediği, verilen ajanda ve kitap kapaklarının yırtılarak verildiği, kendilerine iade edilmeyen eşyalarla ilgili bir bilgi verilmediği ve bu eşyalarının akibetinin bilinmediği, bir tutsağa ait radyonun anteninin kırıldığı, bir başkasına ait kol saatinin kaybolduğu, cezaevindeki hak ihlalleriyle ilgilenen bir muhatabın bulunmadığı, bu kapsamda cezaevi savcısı ve müdürünün yaşanan sıkıntıların çözümü konusundan kendileriyle görüşmediklerini ifade etmişlerdir” denildi.
Avukatlar hazırladıkları raporu, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’na, Adalet Bakanlığı’na ve Mersin Barosu’na göndereceklerini kaydetti.