Bağdadi’nin yakın adamı: Türkiye’yle ilişkiler derinleşiyor

DAİŞ’in öldürülen halifesi Ebu Bekir El Bağdadi’nin en yakın adamlarından biri ve DAİŞ’in isim babası olan Iraklı Taha Abdurrahim Abdullah, QSD’nin elinde. DAİŞ Yüksek Askeri Şura (Lijne Mufavada) üyesi Abdullah, 23 Mart 2019’da Derezor Baxoz’da QSD güçleri tarafından yakalandı.

Sorgusu halen devam eden Taha Abdurrahim Abdullah, Kobanê savaşının talimatının birçok yönetim üyesinin itirazlarına rağmen bizzat Bağdadi tarafından verildiğini dile getirdi. Abdullah, “Kobanê’de ağır kayıplar yaşadık. Daha sonra anladık ki Bağdadi’nin 1 gecede yönümüzü Kobanê’ye çevirmesinin nedeni Türklerin ısrarıydı. Kobanê’ye saldırılmasını Türkler istemişti. Erdoğan ısrar etmişti” dedi.

AMERİKA VE IRAK CEZAEVLERİNDE KALDI

Til Afer Ninova’da 1967’de doğan Taha Abdullah isimli DAİŞ çetecisi, Musul Üniversitesi’nde İnşaat Mühendisliği bölümünü bitirdi. Taha Abdullah, Ebu Musap Zerkavi tarafından kurulan Tevhid Cihat Cemaati ve Ekim 2004’te yine Ebu Musap Zerkavi tarafından kurulan ‘Tanzim Kaide el-Cihad fi Bilad er-Rafideyn’ ya da daha çok bilinen Irak El Kaidesi’nde de yer aldı. Soruşturmasında QSD’ye Eylül 2005’te Irak’taki Amerikan güçleri tarafından yakalanarak Ebu Garib (Ebu Gureyb)   Cezaevine konulduğunu belirten Abdullah, 2007 yılı başlarında serbest bırakıldığını söyledi.

Abdullah, ifadesine göre, aynı yıl Bağdadi liderliğindeki ‘Irak İslam Devleti’ne katılarak Eylül 2007’de El Cezire eyaletine (Til Afer ve köyleri) idari sorumlu olarak atandı. 2007 sonlarında bu defa da Irak hükümeti tarafından El Kaide’li olması nedeniyle yakalandığını dile getiren Abddurrahim, 2009 yılı sonunda serbest bırakıldı.

‘IRAK İSLAM DEVLETİ’NDE DE YÖNETİCİYDİ

Serbest bırakıldıktan hemen sonra yine idari işlere atandı. Kuzey Eyaleti (Kerkük, Musul, vb.) ‘valiliği’ yaptı. 2011 sonunda Irak’ta DAİŞ’in askeri malzeme üretim biriminin emiri oldu. 2012’de Suriye’ye imalat emiri olarak gönderildi.

Abdullah, Suriye’ye imalat emiri olarak gönderilmesine rağmen görevini yapmasının DAİŞ tarafından kurulan Cephet El Nusra emiri Ebu Muhammed Colani tarafından engellendiğini ve bu çalışmanın başarısızlığa uğradığını belirtti. Cephet El Nusra emiri Colani ve Ebu Bekir Bağdadi arasındaki çelişkilerin bu süreçlerde başladığını dile getirdi.

DAİŞ’İN İSİM BABASI!

DAİŞ’in kurulmasına 1 Nisan 2013’te Bab’da gerçekleştirilen toplantıda karar verdiklerini anlatan Taha Abdullah, “Bab’da gerçekleşen toplantıda Ebu Bekir Bağdadi, ben,  Ebu Ali Enbari, Ebu Muhammed Adnani ve Bellawi hazırdı. Bu toplantıda Hac Ebu Ali Enbari tarafından Şam vilayetinin (Suriye) Irak’a katılması önerildi. Bu öneri toplantıda hazır olan herkes tarafından kabul edildi. DAİŞ ‘Irak İslam Devleti’nin devamı olacaktı. Fakat Colani Cephet El Nusra’nın DAİŞ’e katılmasını reddetti ve Bağdadi’ye biat etmedi” diye konuştu.

Abdullah, sorgusunda görevlilere, kurulacak örgütün isminin “Irak Şam İslam Devleti” olarak değiştirilmesinin kendisi tarafından Bağdadi’ye önerdiğini söyledi.

AVRUPA, TÜRKİYE PATLAMALAR EKİBİ GENEL EMİRİ

DAİŞ’in Dêrazor, Reqa ve Hesekê olmak üzere 3 eyaletinin sorumlusu olarak 2013 yılı sonlarında atanan Taha Abdullah, 2014 yılının sonunda DAİŞ’in Suriye genelinde askeri üretim emiri oldu. DAİŞ’in hilafeti ilan etmesinden bir ay sonra Suriye’de genel çalışmaları denetlemekten görevli denetim komitesi üyesi oldu. 2015 yılının ilk ayında denetim komitesinin emiri görevini aldığını söyledi.

Bundan birkaç ay sonra Suriye’de Lijne Mufavada üyeliğine atandı. Lijne Mufavada üyesi olmasından itibaren Türkiye ve Avrupa’daki patlamaları yapmaktan sorumlu olan ekiplerin (Alaqat Hariciye) genel emirliğini de yaptığı diğer üst düzey DAİŞ tutuklularının ifadelerinden biliniyor. 2016 başlarında Alaqat Hariciye emirliğini Ebu Muhammed Adnani’ye devrederek  Lijne Mufavada üyesi olarak Musul Savaşı hazırlıkları ve idari meseleler için Irak’a gönderilen Abdullah, Adnani’nin Ağustos 2016 sonunda vurulmasının ardından, yeniden  DAİŞ Suriye yüksek askeri şurası görevine atandı. Bu süreçte Lijne Mufavada üyesi olarak  Şam vilayeti (Suriye) ve Alaqat Hariciye sorumluluğunu yürüttü.

Taha Abdullah’ın anlatımlarıyla DAİŞ’in Avrupa ve Türkiye’de yaptığı birçok patlamanın sorumlularının daha fazla netleşeceği düşünülüyor.

‘KOBANÊ’YE SALDIRMAMIZI ERDOĞAN İSTEMİŞTİ’

Abdullah, DAİŞ’in 13 Eylül 2014’te başlayan Kobanê saldırısı konusunda da önemli bilgiler verdi. Bu saldırı talimatının bizzat Bağdadi tarafından verildiğini söyleyerek, “Savaş hazırlığı yapıyorduk fakat hedefimiz Kobanê değil, Şam’a ilerlemekti. Bağdadi, Kobanê’ye saldırılmasını istedi. Bu duruma itiraz ettik. Ama kabul etmedi. Kobanê’de ağır kayıplar yaşadık. Daha sonra öğrendik ki Bağdadi’nin 1 gecede yönümüzü Kobanê’ye çevirmesinin nedeni Türklerin ısrarıydı. Kobanê’ye saldırılmasını Türkler istemişti. Erdoğan ısrar etmişti. Daha sonra zaten bu savaşın komutanı olan Ebu Yasir Iraki susturulmak için Irak’a gönderildi. Ebu Yasir bu durumu fark etmişti” dedi.

‘BAĞDADİ’YE EN UYGUN YER İDLİB TÜRK BÖLGELERİ’

Taha Abdullah, yine sorgusunda Bağdadi’nin nerede olabileceği sorulduğunda İdlib’in Türkiye denetimindeki bölgelerinde olma ihtimalinin yüksek olduğunu söyleyerek bu konudaki tahminlerini şöyle dile getirdi:
“Dulaim kabilesinin varlığı nedeniyle örgütü yeniden kurmak için Irak çölüne gidebilir. Dulaim kabilesi cömertliği ve örgüte güçlü sadakati ile tanınan bir kabile. Fakat son dönemlerde çölün tüm bölgelerinin Irak hükümetine destek vermesi ve Haşdi Şabi hareketliliği nedeniyle bu El Bağdadi için bir tehdit oluşturabilir. Bu nedenle Irak çölünü tercih edeceğini sanmıyorum.

İdlib’de çok sayıda silahlı grup var. Orada tanınması daha zor. İdlib’in Türkiye denetimindeki bölgelerinde kalabilir. Bağdadi için en elverişli yer orası. Fakat Colani’nin hâkimiyeti altındaki alanlar Onun için riskli.”

‘ABDULLAH QARDAŞ TÜRKİYE’YE YAKIN’

Abdullah, Bağdadi’nin Nisan ayında yayımlanan son görüntülerine ilişkin ise sorgusunda QSD’ye şunları söyledi: “Bağdadi yoruldu fakat etrafında neler olup bittiğinin farkında. Son olarak bir video yayımlamasının nedeni de bundan. Benim anladığım örgütü yeniden düzenlemek ve planlamak istiyor.”

Taha Abdurrahim Abdullah, Ağustos ayında DAİŞ’in haber Ajansı Amak’ta Bağdadi’nin Halefi olarak Abdullah Qardaş’ı (Haci Abdullah) belirlemesine ilişkin ise şöyle dedi: “Ben Bağdadi’nin İdlib’in Türk denetimindeki bölgesinde olduğunu düşünüyorum. Hacı Abdullah’ın örgütün yeni lideri olarak belirlenmesinin nedeni Türk devletiyle bağlantısının olmasıdır. Zaten Hacı Abdullah’ın bir kardeşi Türkiye’de yaşıyor ve Irak Türkmen Cephesinde yer alıyor. Bağdadi Haci Abdullah’ı yeni lider olarak belirleyerek işlerini yeniden düzenledi. Hacı Abdullah ‘Ebu Omer Turkmeni’ ismini de kullanıyor. ‘Turkmeni’  vurgusunun yapılması Türk devletini tatmin etmek ve ilişkileri derinleşmek içindir.”

‘BAĞDADİ’NİN ÖLDÜRÜLMESİ ETKİLİ OLMAYACAK’

QSD Güvenlik Kurumu yetkilileri, Bağdadi’nin öldüğünü Taha Abdurrahim’e söylediklerini ve onun bir süre suskun kaldıktan sonra, “Bağdadi Haci Abdullah’ı lider olarak atadı. Bağdadi’nin öldürülmesinin Hacı Abdullah liderliğinden örgütün yeniden yapılanması, faaliyetleri ve yeniden ortaya çıkması üzerinde bir etkisi olmayacak. Bağdadi zaten işlerini yeniden düzenledi ve ondan sonra işleri yürütecek güçlü adamlar var. Onlar durmayacaklar” dediğini aktardı.

İTİRAFLARI BİR DÖNEMİ AYDINLATABİLİR

QSD Güvenlik Kurumu görevlileri, Taha Abdurrahim Abdullah’ın katı bir cihatçı olduğunu belirterek, bir dönemi aydınlatabilecek birçok şeyi bildiğini ve sorgusunun devam ettiğini söylüyor. Görevliler, Baxoz zaferinden 2 gün sonra yakalanan Taha Abdurrahim Abdullah’ın farklı isim kullanması nedeniyle tutuklanmasından 2 ay sonra gerçek kimliği ve görevinin tespit edildiğini belirtti.

 

EN SON EKLENENLER