BASINA VE KAMUOYUNA

2 Temmuz 1993 Sivas’da derin güçler ve onlardan beslenen zihin özelde Alevi halklara genelde Türkiye halklarına derin bir travma yaşattı. 33 can gözler önünde yakılarak katledildi. Ortaçağ engizisyon mahkemelerinin kararı gibiydi. Asıl sorumluları bulunmadı, kaçırıldı, gizlendi. Dava zaman aşımına uğratıldı. 33 kişi müebbet hapis cezası aldı bunlardan birisi sağlık durumu gerekçe gösterilerek Cumhurbaşkanı tarafından affedildi. Beraati sağlandı. Fakat işin ardı ve sorumluları halen halklara hesap vermiş değil. Lakin Türkiye tarihinde buna benzer toplum vicdanında çözülmemiş onlarca mesele var. Affetmek yüzleşmekle mümkündür. Alevi halklara yapılan katliam ile ilgili devlet bir sahih yaklaşım göstermiş midir? Bizler vicdanlı toplumlarız. Sorumlular önümüze çıkarılıp bir meydan kurulup af dilenmiş midir? Ceza hukuğu bizler için asla tek başına çözüm değildir. Birbirinin vicdanına seslenen toplumsallık umudumuzdur. Lakin; bugün Türkiye zindanları düşüncesi nedeni ile onbinlerce tutuklu insana mezar edilmek istenmektedir. Hak gaspları ve tecrit nedeni ile binlerce tutuklu üç ay önce açlık grevindeydi. Grup yorum üyeleri ölüm sınırında direniyor. Grup Yorum ile ilgili acil bir yaklaşıma ihtiyaç vardır.
Af yetkisi Türkiye Halklarının (Cumhurun) Cumhura verdiği vicdani yaklaşıma dair yetki alanıdır. Af konusunda, Cumhur kendini ideolojik bir yaklaşımla donatamaz, adil olma ilkesine ve kurumsal adalete gölge düşürür bu yaklaşım. Cumhur olma kurumsallığına olan güven zedelenir. Sivas katliamı toplumsal bir zihnin ve sürecin katliamıdır. Bu durum Türkiye Cumhuriyeti Demokratik olgunlaşması içinde yüzleşilmesi gereken önemli bir kilometre taşıdır. Bizlerin gösterdiği refleks karşıtlık zihni ve yaklaşımı üzerinden okunursa büyük haksızlık ve büyük talihsizlik olur. Lakin; kurumsal bazı yaklaşımlarda karşıtlık üreten dil çok hakim. Bunu besleyen, bundan beslenen ideolojik bir iktidar inşası demokratik Türkiye sürecini akamete uğratan ve Cumhur olma kurumsallığını darbeleyen gayri vicdani, kurumsal ahlaktan yoksun yaklaşımın da işine gelmektedir. Derdimiz doğru anlaşılmalıdır. Madımak biz Aleviler için ziyaret makamı olmuştur. Bu vicdani ve ruhsal yoğunlaşma doğru anlaşılmalıdır. Adil yaklaşılmalıdır. Cumhur beratı halkların vicdanını gözeterek icraat yapmak ahlakiliğini gözetmelidir. Vicdani olarak eşit yaklaşılması durumu tüm hasta tutsaklar ve kangrene dönüşen adaletten yoksun davaları da gözeten bütünlüklü bir vicdani yol temizliğine ihtiyaç vardır.
• Sivasın katilleri Türkiye Halklarına hesap vermemiş kendi karanlık perdelerine çekilmişlerdir. Yeniden uyandırılmak istenen bir süreci işaret eden yaklaşımlar, Türkiye halklarının karşısına çıkarılmaktadır. Bu durum bir yönetme tarzına dönüşmüştür. Bir nevi havuç – sopa ikileminde şekillenen siyaset tarzı muhalefet ve iktidar dinamiklerinin politika üretme tarzına dönüşmüştür. Sosyal yaşama da sirayet eden ve tarza dönüşen karşıtlık politikası varolma yöntemi sayılmaktadır. Bu politika Tanrı Kıral politikasıdır. Toplumları uçuruma götüren siyaset ve politika tarzı acilen değişmek zorundadır. Lakin; Türkiye derin bir politik çıkmazdadır. Derhal halkların vicdanına dönen siyaset tarzına ihtiyaç vardır.
• Hukuk sisteminin Ahlaki Kurumsallığı derin darbe almıştır. Adalet kurumsallığı Halktan gücünü almamakta. Devletleşen bir Monark yönetim anlayışı ile baskı altına alınmış ve adalet üretememektedir. Cezaevleri hak gasplarının işkenceye dönüştüğü, adaletsizliğin kurumsallaştığı ideolojik esaret kamplarına dönüşmektedir. Acil olarak Türkiye halklarının vicdanında travmaya dönüşen adaletsizliğin ve hasta tutsaklar meselesinin gündeme alınması gerekmektedir. Bu yaklaşım genel siyaseti de rahatlatacaktır.
• Herşeyden önce Türkiye Demokratik olgunlaşma sürecinde toplumsal tecridi algılayan ve aşma iradesi olan Eşit-Ahlaki bir siyaset değişimine ihtiyaç vardır. 20 yılda bir tekrar eden baskı ile sistem inşa etme süreci tıkanmıştır. Zorlamak daha derin toplumsal ve siyasi tıravma doğuracaktır. Uluslararası politika çıkarcılık üzerinden sürdürülemez. Sözüne güvenilir ahlaki – tutarlı yeni politik jenerasyona ve kurumsallığa ihtiyaç vardır. İthal siyaset tarzı ve referanslar Anadolu ve Mezopotamyada geçerliliğini yitirmiştir.

DEMOKRATİK ALEVİ DERNEKLERİ GENEL MERKEZİ

EN SON EKLENENLER