Bayram cemi mi? Zerfet mi? – Bülent Felekoğlu

Hak Aşkı, Xızır Hikmeti, Pirim Seyit Nesemi Nefesi İle…
Bayram doğa, toplum, inanç üçlemesi çerçevesinde halkların toplumsal ortaklaşma ve paylaşım değerleri çerçevesinde kutsal mana atfettikleri gün,ay, yıl olarak birbirini takip eden silsile, kültür aktarımı. Dinlenme ve yoğunlaşma zamanları. Tümü doğa ve yaşam odaklıdır.

Doğa kusursuz bir döngüye sahiptir. Bahar bayram, Yaz rızkı toplama, sonbahar rızkın berketini kutlama ve teşekkür bayramları, sonbahar tefekküre hazırlanma sukün ibadet ve yeni yıl bayramları, kış tefekkür ve ibadet, ürettiğini ritüellerle paylaşma. İnsan doğal varlık alemi içerisinde don bulduğundan beri bu kusursuz işleyişe tabidir. Doğal işleyiş içerisinde mana bulur. Mana deryası ile yaşamını organize eder. Her canlı hazırlıklarını doğal döngüye göre planlar. Doğanın ve zamanın(Işığın), Işık(Nur – Çira) . Işık olmadan zaman anlaşılamazdı. Karanlık zamansızlıktır. Varlığın doğuma hazırlandığı. Canlılığın ilk bayramları ışığa göredir. Işığın-aydınlığın kutsanması üzeredir. Canlılık ışık ile Cem olur. Bu nedenle her Reya Heq / Hak Yol süreği Ciwat’a çerağ uyandırarak başlar. Başlangıcın adı nurdur. Reya Heq / Hak Yol Aleviler bu kadim işleyişin doğal toplum ısrarcılarıdır. Hak Yol da Kadın komları Qilan – Kilan – Klan toplumsallığından(Doğal toplum – Totem), Çok Tanrılı, Geniş Tanımlı Hakikat arayışlarından günümüze inanç formlarının tümü birbirinin devamıdır. Bu anlamda Nübüvvet(Peygamberlik), Velayet(İmamlık-Mehdilik) Zerdüştilik, Veda, Musevilik, Brahmanizm, Budhacılık, Hristiyanlık, İslamiyet ve yansımaları Hak Yol sürekleridir. Hepsi bulundukları coğrafya ve koşullara göre birbirini takip eden Hak arayışlarıdır. Peki Reya Heq/ Hak Yol Aleviliğin ayrıştığı ve ya karşı durduğu nedir. Neden bu kadar ısrar ediyor. İnsan canlısının doğa ve cümle varlığın hakkını görmekten uzaklaşan ve hanelerinin, mülklerinin etrafına surlar ören, cümle canın hakkına geçen iktidar ve talan anlayışına, Hak Yolda sapmalara karşıdır. Sapma nedir? Varlığın doğum sebebinden kopması, özden uzaklaşmasıdır.

Canlılık toteminden asla vazgeçmedi, Çok Tanrılılık ve ya Tek Tanrılılık arasından nüansta farklılıktan başka bir farkı kimse kanıtlayamaz hepsi hakikat mücadelesidir. Doğaya ve zamana anlam biçme, üreme ve üretimi anlamlandırma, insan ve doğa mücadelesinde Hak dusturunu koruma meselesidir. Toplamında cümlesi varlığın anlam deryası, Hakk’ın don bulduğudur.

Bu Düstur İle;
Bazı Alevi kurumlar Şeker Bayramı’nda(Ramazan Bayramı) Hak Yol süreklerinden İslam Aleminin 30 gün oruç tuttuktan sonra kutladığı bayramda, bayramın ilk gününün sabahında topluca kıldıkları Bayram Namazı’na alternatif olarak planladıkları Bayram Cemi ritüelini gerçekleştirmek istemeleri Alevi Toplum ve kurumlarından yoğun tepki aldı. Peki bu tepkiler yeterince üzerinde düşünülmüş tepkiler midir? Yoksa can havliyle toplumları karşıtlaştıran yaklaşımlarla açıklamalar yapıldı. Kadim Hak Yol Aleviliğin derinliğini, toplumsal paylaşımı önemseyen dusturunu anlamlandırma zorluğu çeken yaklaşımlardı. Hak Yol Alevi halkları dünyanın dört bir yanında tüm inanç ve süreklerle iletişim halindeler ortak yaşam alanlarında birlikte yaşamaktalar.Yahudisiyle, Hristiyanıyla, Müslümanıyla, Budistiyle, Brahmasıyla. Türkiye ve Mezopotamya coğrafyası inanç ve kültür mozağinin en yoğun yaşandığı coğrafyalardır. Toplumların birbirini anlamak ve paylaşım değerlerini müşterekte buluşarak acı ve sevinçlerini ortaklaştırmak zorunda oldukları coğrafyalardır. Evet iktidarlar, nefis takipçileri çelişki yaratarak paylaşım değerlerimizi, çatışma gerekçelerine dönüştürmek isteyebilirler. Fakat; 30 gün hanesinde Hak huzurunda orucunu tutup, cümle varlığın hakkını düşünen, komşusunu gözeten, Hak bilen canların ellerini sıkmak bayramlarını kutlamak, hanesine mihman olup bir çayını içip Haktan bahsetmek, biz Aleviler için şereftir. Çünkü; bayramlar güzeldir. Bayramlar paylaşımdır. İyilik Çerağının uyandığıdır. Ne kadar çok paylaşırsak Nehaklığa karşı o kadar güçlü oluruz.

Fakat; metropol yaşamında geçmiş değerlerini taşımayan Alevi Halkları bayramlarda Zerefetlerini yapıp Lokma dualarını verip yanyana yiyip içip sohbet ettikleri günleri metropole taşımadılar. Çünkü; o gelenekler Kürdi idi, Türkmen idi, Arabi İdi, Heftemalı, Gağanı, Beranberdanı, Newrozu, Buka Barane’yi taşımadılar. Özlerini coğrafyalarına bıraktılar. Neredeyse toplumlarına mutlu Bayram günlerini yasak ettiler. Kalan yas oldu. İktidarın uygun gördüğü ve katliamları anan bir toplumsallık açığa çıktı. Mutlu olamayan bir Alevilik, Yaşam dusturu da paylaşım ve mutluluk olan bir kadim inanç formu kendini siyaha bürüdü kendini, Nurunu coğrafyasında bıraktı. Pepug kuşu gibi gidip harabelerinde ağladı durdu. Son kuşak artık onu da yapmayıp karalar içerisinde iktidar islamın cenderesine alınmak isteniyor. Hak Yol Alevi kurumların karşı duruşu ise yetersiz ve kadimden uzak. Taban tabana karşıtlık dönemin düşman psikolojisinin ve iktidarın ajan dinamiğinin arzusundan başka birşey değil. Turan Dursun ve İlhan Arsel yetersizliği Alevi toplumunun perspektifi olamaz.

Bayram cemine gelince geleneğimizde karşlığı vardır ve nettir. Canlar kadınlı erkekli lokmalarını yapar Zerfetlerini hazırlar komşularını çağırır. Mahalinde ki Cemxane’sinde bir araya gelir. Lokma Dualarını alır. Piri hazırsa, Rayberi, Kirvası, Musahibi ve komşularına niyaz olur. Sunni komşuları ile bayramlaşır. Bunun adına Bayram Cemi demek sapmadır. Alevi Halklar çocuklarını neden nefretle büyütsün, neden herkesin şen olduğu bir zamanda biz yasa bürünelim. Evimize sinip geçmesini bekleyelim. İbadetini önemseyelim komşumuza değer verelim. Geçmişte Hristiyanların paskalyasında da yumurtayı kaynattığımız soğan kabuğuna batırıp paskalya kutlamadık mı. Çocuklarımız oynasın, eğlensin diye onları saklayıp bulanlara hediyeler vermedik mi? Bu yüzümüze düşen Nemrudluk kimin ürünüyse bundan vazgeçmek gerekiyor. Birde en ufak tartışma da kendini Peygamber soyundan sayan Dedeler bu tartışmalara eksik yaklaşıyor. Kadim Ocak kültürü çözülmeden. Hak Yol ne demektir anlaşılmadan kurulan cümleler bizleri derinden üzüyor. Şeker toplayan çocukların sevincini, paylaşımlarını, komşumuza gülümseme içtenliğimizi incitmeyin efendim. Zerfelerini yapın toplumunuzu çağırın, çocuklarınıza yeni elbise almanın coşkusunu yaşatın. Her bayram bir bahardır. Bir araya gelelim konuşalım bu meseleyi çözelim. Bana birbirine tahammül edemeyen kardeşleri hatırlatıyorsunuz.
Aşk İle….

EN SON EKLENENLER