‘Bir Seyda olarak Madımak katliamını ve Alevilerin acılarını yüreğimde hissediyorum’

Başta Alevi toplumu olmak üzere farklı inanç ve kültürlerin kendini ifade etmekte ve yaşamakta zorlandığı bir ortamda inanç önderlerinden tepkiler gelmeye devam ediyor. Bunlardan birisi de Şırnaklı inanç önderi Seyda Mehmet Emin Toprak. Yaşadıkları zulüm ortamı ve köyünün yakılmasından sonra Antalya’ya göç etmiş. Kısa sürede Aleviler ile tanışmış. Onların acıları ve katliam hikayelerini dinleyince ‘meğer ne acılar çekmişler inançlarından ve kimliklerin dolayı’ demiş.

İnançların ve kültürlerin hiçbirinin diğerinden üstün olmadığını belirten Mehmet Emin Toprak, Alevi ve Kürt toplumunun ortak acıları doğrultusunda mazlum halklar olduğunu ve bu zulme karşı ses verilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

“ALEVİLERE AZAP ÇEKTİRENLER İNSAN OLAMAZLAR”

“Alevilerin acılarını gerçekten hissediyorum” diyen Mehmet Emin Toprak şunları söylüyor:

“Alevi toplumunu Antalya’da tanımaya başladım. Hiçbir sorun sıkıntı yaşamadık. Birbirimizi inkar etmedik, yok saymadık ve saygı duyduk. Çektikleri acıları dinledim, duydum. Ne büyük zulüm! Hele hele benim inancım Müslümanlık adına bu toplumu yakanları lanetledim. Madımak otelinde yanan insanları görünce çok üzüldüm. Bu topluma azap çektirenler insan olamazlar. Ne demek inancından dolayı bir insanı diri diri yakmak. Her kabilenin dili, inancı kendine güzeldir ve kutsalıdır. Hala aklıma gelince o acıları derinden hissederim.”

HER KUŞ, HAYVAN VE İNSAN KENDİ DİLİNDE KONUŞUR

Kutsal kitabın inançların yasaklanmasına karşı olduğunu belirten Toprak, “Kutsal kitap derki; biz her kavme kendi dillerinde ve kültüründe bir peygamber yolladık. Yani şunu anlamak gerekiyor ki hiçbir toplumda dinler ve inançlar yasaklanamaz. Her kuş, hayvan ve insanların kendi dilinde konuşması serbesttir. Bunu yasaklayan günahkardır. Bütün kavimler kardeştir. Birbirimizi öldürmek için değil yardımlaşmak için geldik dünyaya. Birbirimizi sevmek saymak ve değer vermek için” dedi.

KENDİNİ ADALETİN ÜSTÜNDE GÖRENE BİAT EDİLMEZ

“Zulmün ve inkarın karşısında susan dilsiz şeytandır” diye sözlerine devam eden Toprak şunları dile getirdi:

“Kutsal kitapta bir yönetici, önder ve kişi eğer hakkın ve adaletin üstünde vicdan sahibi değilse asla ona itaat etmeyin, diyor. Şimdi de ülkemizde bu yaşanıyor. Halklar, inançlar, diller ve kültürler inkar ediliyor. Şimdi bu inanç sahipleri bunlara nasıl itaat etsin? Toplumun ahlakına uymayan kim olursa olsun ona itaat etmeyiz. Bunları bir inanç sahibi olarak söylemek zorundayım çünkü vicdanım asla rahat etmez. Yani bana kutsal olan inancım aslında farklı inançtan biri için de kutsaldır.”

BASKIDAN EN BÜYÜK PAYI ALAN ALEVİLERDİR

Bu zulüm ve inkardan en çok etkilenenlerin Alevi ve Kürt toplumu olduğunu belirten Toprak, ortak mücadele çağrısını yineledi.

“Zulümlere her zaman karşı çıkmalıyız. Sadece kendi inancımız için değil diğer inançlar üzerinde de bir zulüm varsa ona da karşı çıkmalıyız. Bugün ülkede bir zulüm vardır. Baskıdan en büyük payını alan ise Alevi kardeşlerimizdir. İki toplum mazlum bir toplumdur. Az veya çok söylemek değil de öz söylemek gerekiyor. Hz. Muhammed sahabelerle bir gün otururken bir cenaze geçiyormuş ve onun hatırına ayağa kalkmış. Sahabeler cenazenin Müslüman olmadığını ve kafir olduğunu söylüyor. Peygamber buna karşılık ‘O insandır ve ne olursa olsun benim için insan önemli’ diyor. Yani asıl olan kim ve hangi inançtan olduğu değil insan olduğudur. Yani burada yaşayan bütün inançlar zulme karşı çıkmalı ses vermeli. Kendi gücü oranında direnmeli oda olmazsa kalbi gücüyle dua etmeli.”

Ersin ÖZGÜL / PirhA

EN SON EKLENENLER