“Bizde kadın erkek eşit”

Geçen hafta yayımlanan “Alevi erkekler kadın dövmez” başlıklı yazımda “Sır İçinde Sır Olanlar: Alevi Kadınlar” ve “Yol Kadındır” kitaplarım nedeniyle Alevilik inancında ve Alevi toplumunda kadınların durumu üzerine sık sık buluşmalar oluyor ve konuşuyoruz demiştim.

Yazıda Alevi toplumunda kadına yönelik erkek şiddetini “Alevi erkekler kadın dövmez” cümlesi üzerinden ele almış, bunun gerçek olmadığını yazmıştım.

Bu yazıda yine bu buluşmalarda sıkça karşılaştığımız bir diğer meseleden bahsetmek isterim.

Alevilerin diline pelesenk olan “Bizde kadın erkek eşit!” cümlesi.

Ne zaman kadın erkek arasındaki eşitsizlikten bahsedilse laf hemen ağıza tıkanır: “Bizde kadın erkek eşit!” denir.

Ne zaman Alevi kurumlarında kadın meclisleri, kadın çalışma birimleri (kadın kolları değil) oluşturulmalı dense “Ne gerek var, bizde zaten kadın erkek eşit” denerek çalışmaların önü kesilir.

Yetmezmiş gibi kimi kadın ve erkek canlar hep bir ağızdan “Siz böyle yaparak kadın ve erkeği ayırıyorsunuz” deyip eşitlik için mücadele verenleri töhmet altında bırakır.

Kadın ile erkek arasında ayrım yapılalı, erkekler kadınları sömürüp ezeli en az 7 bin yıl olmuş. Konuştuğumuz mesele bu. Eşit deyip sorunların üstü örtülünce eşit olunmuyor. Aksine, eşitsizlik sürdürülmüş oluyor. Bu da erkeklerin işine yarıyor, kadınların değil.

Oysa bahsedilen eşitlik Alevilik inancında var, Alevilerde değil.

Alevilik inancında kadın ve erkek eşit ama Alevilerde eşit değil.

Alevilik inancında Ana var, yanında da dede var! Ama bugün Alevi toplumunda kaç Ana kaldı? Bu kadar çok Dede varken, Ana’lar nerede? Ne yapıyorlar? Sesleri neden çıkmıyor? Buharlaşıp uçmadılarsa birileri Ana’ların önünü kesmiş olmalı? Peki kim? Neden?

Dedeler Ana’lara şiddet uyguluyor mu? Ana’lar bunu dillendirebiliyor mu?

Dedeler Alevilikteki kadın erkek eşitlik ilkesini neden uygulamıyor? Nasıl oluyor da Ana’sız cemler yürütülüyor?

Alevilik inancında sadece kadına karşı değil, hiçbir canlıya şiddet uygulanamaz, ama Alevilerde kadına yönelik erkek şiddeti var. Peki bu nasıl oluyor? Aleviler bu konuda neden susuyor?

Alevilik inancında kadın erkek ayrımı yok ama Alevilerde var.

Alevi ailelerin ezici çoğunluğu hala mirasta eşitlik ilkesini uygulamıyor. Bu konuda devletin yasalarından bile gerideler. Yasalarda kadınların miras hakkı var. Eğitim desen hala birçok aile en çok erkek çocuğa yatırım yapıyor. Ekonomik açıdan yine en çok erkekler destekleniyor. İş açılacaksa oğlana açılır, kızların iş açması için destek olan aile sayısı yazık ki çok az.

Aileler hala kız çocuklarına evlenip gidecek gözüyle bakıyor, bu fikirle kendisini kız çocuğundan yabancılaştırıyor, kızını ise ötekileştiriyor. Oysa hastalık, yaşlılık gibi durumlarda oğlandan ziyade kızın kapısı çalınıyor. Aile, kadınları sadece sömürmek için anımsıyor, erkekleri ise zenginleştirip güçlendiriyor.

Alevilerin evlerinde ev işlerini hala sırf kadınlar yapıyor. Evişi yapan çok az sayıda erkek var ve onlar da ya karısına yardım ediyordur ya da lütfederek o işleri yapıyor. Çünkü ev işi kadın işidir diye düşünmekteler. Kafaları hala değişmemiş, cinsiyetçi kafa olarak duruyor.

Alevilik inancında Hakk insandadır.

Yani kadın erkek insan olan tüm canlarda Hakk vardır. Ama Alevi toplumu Hakk’ı içinde taşıyan insan arasında erkeği kayırarak böylece Hakk’a karşı “ikilik” üretmiş olur.

Alevilik inancında kadın ve erkek yan yana ibadet eder.

Kadın erkek arasında cinsiyet ayrımı yapılmaz ama Alevi toplumunda artık kadın ve erkeğin yan yana gelmesinde, giyiminde, kuşamında Alevi erkeklerin cinsiyetçi muhafazakâr müdahaleleri oldukça artmış durumda.

Erkeklerin eve giriş saatlerine karışılmayan Alevi ailelerinde kadınların ne zaman evden çıkacağı, ne zaman eve dönüleceği belirlenir.

Tüm bu ve daha nice nedenlerle “Bizde kadın erkek eşit” diyen sevgili canlara sormak isterim, emin misiniz?

Öyleyse neden evlilikte ortak edinilen mülkler çok yüksek oranda sadece erkeklerin elinde?

Evin sahibi kim? Bankadaki yatırımlar kimin adına? Arabanın sahibi kim?

Hadi diyelim tüm mülklere ortak sahipsiniz, denetim kimde?

Sadece evdeki eviçi kadın emeği değil, yıllardır mutfağından toplantısına, kahvaltısından bilet satışına dek kadınların çalıştığı Alevi kurumlarında kadınlar eşitler mi?

Kaç kadın başkan (eş başkanlığa hala geçilemedi) var?

Bu kurumlarda kadın çalışmaları için kadınlara bütçe ayrılmış mı?

Program ve tüzükler kadın erkek eşitliğini gözeterek mi yazılmış?

Diyelim Alevi kurumlarında bir kadın kocasının şiddetinden şikayetçi olsa, bu sorunu hangi birim, nasıl çözecek?

Aleviler ezbere konuşmadan önce nasıl yaşadıklarına bir bakıp, üzerine düşünüp, tartıp biçip öyle söylemeliler ne söyleyeceklerse.

Yinelemek gerekirse Alevilikte kadın erkek eşit, ama Alevilerde eşit değil.

Aleviler eşitlik istiyorlarsa bunun için mücadele etmeliler. Dede’lerin cinsiyetçilikten kurtulup, kadın erkek eşitliğine inanıp cemlerde bu konuları gündeme getirmeleri gerekiyor. Ve Ana olmadan cem yürütmemeliler.

Kurumlar yönetimlerinden, program tüzüklerine, kurumlardaki iş bölümüne dek cinsiyetçilikten arınmalılar.

Ve elbette işin çoğu kadınlara düşüyor. Çünkü erkekler çıkarlarından vazgeçip kadınlarla beraber evişleri yapmayacak, parayı pulu, malı mülkü kadınlarla bölüşmeyecek, kurumları durup dururken birlikte yönetmeyecekler. Rahatları bozulsun, zenginlikleri azalsın istemeyecekler.

Dünyayı ve bu sömürücü, ezen erkeklik düzenini bozmak kadınların elinde.

Alevi kadınlar bu konuda yanız değiller çünkü Alevilik eşitliği savunan bir inanç. Kadınlık bilincine sahip Ana’ların da çoğalması ile beraber Alevi kadınlar dünyayı yerinden oynatabilirler.

Not: Ana, anne demek değildir. Alevilik inancında bir makamı (Analık) temsil eder. Bu makamın eşiti Dedelik’tir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

EN SON EKLENENLER