Çalışan biz, fakir biz

Hatay’ın Dörtyol ilçesinde narenciye işçilerini taşıyan midibüsün karıştığı zincirleme trafik kazasında; 2’si ağır 28 işçi yaralanmış, Dörtyol Devlet Hastanesi’ne kaldırılan yaralılardan 24’ü tedavilerinin ardından taburcu edilmişti. Mevsimlik tarım işçilerinin maruz bırakıldığı hak ihlalleri, güvencesiz çalışma ve emek sömürüsü yaşanan kazalara ve ölümlere rağmen devam ediyor. Adana’nın Yüreğir ilçesine bağlı Havutlu Mahallesi’nde bulunan narenciye paketleme farikasında çalışan kadın işçiler ise, emeklerinin karşılığını alamadıklarını belirterek, maruz bırakıldıkları sömürü düzenini anlattı. Kadınlar, “En çok çalışan biz ama hiç zam almayan yine biz!” diyor. ‘Açız, kriz var mı yok mu?’ Göç yollarından narenciye bahçelerine, oradan da paketleme fabrikalarına uzanan bir hikâye onlarınkisi…

Kürdistan’ın bereketli topraklarında göçe zorlanan ve Adana’ya yerleşen bu kadınlardan bazıları, narenciye bahçelerine kimisi de paketleme fabrikalarında çalışıyor. Fabrikada çalışan kadınlar bahçelerde çalışan kadınlara göre ‘şanslı’ olduklarını düşünüyor. Bu şanslılığın sebebi elbette güvenceli bir iş, sağlıklı koşullar değil. Bu şanslılığın sebebi çamura ve güneşe maruz kalmamak… Fabrikada en az 10 saat çalıştıklarını söyleyen Zeynep Erer, “Çocuklarımın geleceği için çalışıyorum. En azından onlar bizim gibi sürünmesin” diyerek, kadının emeğinin her alanda sömürüldüğünü söylüyor. Erer, işinden kaynaklı bel ve kol ağrıları çektiğini belirtiyor. “Her şeye zam var ama emeğin karşılığına gelince zam yok” diyen Erer, her şeye yılda iki kez zam yapıldığını ama emekçilerin yevmiyelerine zam yapılmadığını söylüyor. Erer, sözlerine şöyle devam ediyor: “En çok çalışan biz ama hiç zam almayan yine biz! Bizim ne sağlık güvencemiz var ne de sağlıklı bir gelirimiz. Çalıştığımız gün yeriz, çalışmadığımız gün açız.” Zeynep, son olarak şunları söylüyor: “İki gün çalışıyoruz anca bir tüp alabiliyoruz, iki gün çalışıyoruz yarım torba un anca alıyoruz… Dört çocuk okutuyoruz, bunların okul masrafları da eklenince aç kalıyoruz. Şimdi soruyorum kriz var mı yok mu ülkede?” Eşinin cezaevinde olduğunu ve hiçbir gelirleri olmadığını dile getiren Fatma ise, iki çocuğuyla beraber çalışmak zorunda olduğunu belirtiyor. Esen, “Yaşam, eğer bir güvencen yoksa çok zor” diyor. Hatun Çakmak ise, kimseye muhtaç olmadığı için mutlu olduğunu belirtiyor. Çakmak, “Bizim istediğimiz kadınlar için Anayasa’da düzenlemeler yapılması ve kadınların biraz daha rahata kavuşmasıdır” diyor.

Narenciyede umut Avrupa

Geçen yıl ihracatın olmayışı nedeniyle ürünleri ağaçlarda kalan narenciye üreticileri, hava koşullarının İspanya’yı vurması nedeniyle bu yıl Avrupa’dan umutlu. Türkiye’de Seyhan Ziraat Odası verilerine göre, 4 milyon 300 bin ton narenciye üretiliyor. Üretilen narenciyenin 1 buçuk milyon tonunu Adana tek başına karşılıyor. Yüzde 40’ı ihraç edilen narenciye üreticileri, bu yıl Rusya ile yaşanan krizin aşılmasından kaynaklı umutlu olduklarını söylüyor.

MA

EN SON EKLENENLER