Yayınlanan son KHK’yle bölgedeki belediyelerden binlerce işçi ve memurun işine son verilmesine tepki gösteren BES Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Bedirhan Çetinkaya, iktidarın kendi yandaşına alan açmak için bu tür operasyonları yürüttüğünü söyledi.
Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında 15 Temmuz’da çıkarılan 692 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile mahalli idarelerde yapılan ihraçların büyük çoğunluğunu kayyum atanan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) belediyelerinde oldu. İhraçların asıl amacının “Yandaşa yer açmak” olduğunu belirten Büro Emekçileri Sendikası (BES) Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Bedirhan Çetinkaya, OHAL’in birinci yılını geride bıraktığını hatırlatarak, asıl darbenin 20 Temmuz’da yapıldığını sözlerine ekledi. Sivil darbenin üzerinden bir yıl geçtiğini belirten Çetinkaya, Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu darbe bizim için bir lütuftur” sözlerini de hatırlatarak yapılanların bundan bağımsız olmadığını söyledi.
İZLENEN BU POLİTİKALAR BAŞARILI OLAMAZ
İhraçların “FETÖ” diye başlatılıp dümenin muhalefete çevrildiğini hatırlatan Çetinkaya, “İnsan hakları ve demokrasiden dem vurulan 15 Temmuz kutlamalarının yapıldığı gün binlerce kamu emekçisi ihraç edildi” diye konuştu. Belediyedeki kamu emekçilerinin ihraçlarının atanan kayyumlardan bağımsız olmadığının altını çizen Çetinkaya, “Önce kayyum atadılar. Sonra halka hizmet eden kamu emekçilerini görevden attılar. Bu yapılanlar bize hükümetin gerçek yüzünü gösteriyor” dedi.
Hükümetin açlıkla terbiye ve tutuklama politikalarına diz çökmediklerini vurgulayan Çetinkaya, “Türkiye’de her renkten insanlar var sen böyle bir ülkeye nasıl tek bir diktayı ve rejimi dayatabilirsin?” diye konuştu. Çetinkaya, iktidarın bu politikalarının başarılı olamayacağını söyledi.
‘HAKLIYIZ VE KAZANACAĞIZ’
Türkiye’de demokratik bir cumhuriyetin inşasını istediklerine değinen Çetinkaya, “Herkesin düşüncesini ifade edebileceği bir alan yaratılmasını istiyoruz. Biz bunu istediğimiz için saldırıyorlar” diye belirtti. Kürt sorununun demokratik yollarla çözümünü istedikleri için işten çıkarıldıklarını sözlerine ekleyen Çetinkaya, “Bizler siyaha karşı beyazı, savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı savunduğumuz için işimizden atıldık” dedi.
“Bizler Taybet Ana’nın cenazesinin günlerce yerde kalmasına sesimizi yükselttiğimiz için, Cemile Çağırga’nın bedeninin günlerce buzdolabında bekletilmesine itiraz ettiğimiz için, kadın bedeninin teşhir edilmesine tepki gösterdiğimiz için, Sur’un Cizre’nin yıkılmasına karşı durduğumuz için ihraç edildik” diye devam eden Çetinkaya, haklı olduklarını ve kazanacaklarını ifade etti.
YANDAŞA YER AÇMA AMACI TAŞIYOR
Belediyelerden yapılan ihraçların yerine iktidarın kendi yandaşlarını yerleştirme çabası olduğunu hatırlatan Çetinkaya, “Belediyelerdeki ihraçların hedefi Kürt emekçiler oldu. Burada halka da bir düşmanlık söz konusu bölge halkı da bu şekilde mağdur ediliyor. Burada iradesi yok sayılan halktır” değerlendirmesini yaptı.
‘DIŞARIDA EYLEM YAPMA YASAĞI KALDIRILMALI’
Hiç bir baskı döneminin sonsuza kadar devam etmediğini dile getiren KESK MYK Üyesi Elif Çuhadar ise, Diyarbakır Valiliği tarafından bir yıldır uygulanan kamuya açık alanda eylem yapma yasağına dikkat çekti. “Toplum sesini duyuramadığı sürece gerilimler artıyor” diyen Çuhadar, sıkıntıların kamuoyu ile paylaşılmasının zorunlu bir durum olduğunu ve bunun demokratik ve anayasal bir hak olduğunu söyledi.
LİSTELER KAYYUMLAR TARAFINDAN HAZIRLANIYOR
Yapılan ihraçların kayyumlar tarafından hazırlanan listeler olduğunu bildiklerinin aktaran Çuhadar, şöyle dedi: “İktidara yaranmak gibi bir çaba içerisindeki devlet memurları kendisini atayan kişilere yaranmaya çalışıyor. Bu yaranma çabasıyla da çeşitli listeler ihbarlar artık ayyuka çıktı.”
‘HÜKÜMETE KARŞI OLAN HERKES SUÇLU’
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın “Grev tehdidi olan yerlerde OHAL’den istifade izin vermiyoruz” sözlerini de hatırlatan Çuhadar, 657 sayılı devlet memurları kanununun da OHAL çerçevesinde hedef alındığını kaldırılacağını kaydetti. Çuhadar, şöyle devam etti: “OHAL rejimi altında binlerce akademisyen işinden edildi. Üniversiteler artık hükümetin memurları tarafından yönetilen, akademinin hiç bir şekilde bilimsel anlamda adının dahi anılmadığı bir vergi dairesine dönüştürüldü.”
Artan gözaltı ve tutuklamalara da vurgu yapan Çuhadar, “İktidar kendisini rahatsız edecek her türlü açıklamaya baskı ve şiddetle cevap veriyor. Hükümet artık suç falan aramıyor ‘bana karşı olan herkes suçludur’ diyor” ifadelerinde bulundu.