Cezaevi çocukların gelişimini olumsuz etkiliyor

Cezaevlerinde anne veya babalarıyla tutulan çocukların psikolojilerinin oldukça kötü etkilendiği değerlendirmesi yapan Psikolog Recep Oruç, çocukların sağlıklı büyümesi, bedensel ve psikolojik olarak sağlıklı olabilmesi için harekete, açık havaya, güneşe ihtiyacı olduğunu söyledi.

Siyaset ile yargının iç içe geçmesiyle on binlerce insan siyasi faaliyetleri veya düşüncelerinden dolayı tutuklanıp cezaevine gönderilirken, bazı ailelerin çocukları da cezalandırılıyor. Anne veya babalarıyla birlikte cezaevi koğuşlarında yaşayan çocukların psikolojileri de alt üst oluyor. Sadece Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nde 23 çocuk olduğu biliniyor. Anneleri ile kalan 0-6 yaş grubu ve 0-2 yaş grubunda 2 bebek de cezaevinde. Cezaevinin çocuklar ve aileleri üzerindeki etkiyi değerlendiren psikolog Recep Oruç, anneleriyle cezaevinde kalmak zorunda olan çocukların üç seçenek dışında alternatifsiz bırakılmasının, çocuk açısından onarılmaz travmalara neden olabileceğine dikkat çekti. Oruç, çocuğa sunulan her 3 seçeneğin de ilerde çocuğun psikolojik durumunu olumsuz yönde etkileyeceğini belirterek, çocuğun ya anneleriyle birlikte cezaevinde kalmaya, varsa dışarıda yakın dereceden akrabasının yanında kalmaya, bu alternatifi olmayan çocukların ise çocuk esirgeme kurumunda kalmaya zorlanmasının, çocuk açısından kabul edilir bir durum olmadığını dile getirdi.

‘ÇOCUKLARIN GELİŞİMİ GECİKİYOR’

Çocukların 6-7 yaş arası şekillenmeye başladığını, temas ettiği, hissettiği andan itibaren ki dönemin çok önemli olduğunu belirten Oruç, çocuğun ilk doğduğu andan itibaren annesinin sütünü emerek ilk ilişki kurduğunu, sonra yüzünü, simasını tanıdığını ve annesiyle kurduğu ilişki sayesinde bir kimlik kazandığını söyledi. Cezaevlerinde kalan çocukların zihinsel ve psikomotor gelişiminin değerlendiren Oruç, cezaevi koşullarında büyüyen bir çocuğun gelişimini diğer çocuklara göre daha geç tamamladığını, bu yüzden mekânsal değişimlerin çocuklarda geç öğrenmeye neden olabileceği vurgusu yaptı.

‘GARDİYANLARIN SESİ GÜVENSİZLİK DUYGUSU YARATIR’

Cezaevinde annesiyle kalan bir çocuğun, annesinin yüzündeki tedirginliği dahi kendi yaşamına alabileceğine değinen Oruç, “Çocuklar için en dehşet olanı koğuşta gardiyanlar ve tutuklular arasındaki tartışmalara tanık olmak. Cezaevinde bu duruma maruz kalan bir çocuğun, düşük benlik saygısına, kendine ve başkalarına karşı güven eksikliğine, iletişim problemlerine, temel güven, güvensizlik duygusu oluşma ihtimalinin yüksek olduğunu görebiliyoruz” dedi.

‘CEZAEVLERİ ÇOCUKLAR İÇİN UYGUN BİR ORTAM DEĞİL’

Cezaevlerinin bir çocuk için güvenli olmadığının altını çizen Oruç, dünyaya anlamak için gelen insan için mekanın çok önemli bir yeri olduğunu ifade ederek, çocukların sağlıklı büyümesi, bedensel ve psikolojik olarak sağlıklı olabilmesi için harekete, açık havaya, güneşe ihtiyacı olduğunu, ancak cezaevinde bu gereksinmelerini yerine getirmenin pek mümkün olamayacağını aktardı.

‘GERÇEKLİKLE MASAL NE KADAR BÜTÜNSELİK YARATABİLİR’

Normal şartlarda bir çocuğun, ilk doğduğunda annesini gördüğünü, fakat zamanla etrafında farklı canlılar, farklı renkler, gökyüzü ve doğa gibi birçok farklılıkları öğrendiğini anlatan Oruç, “Cezaevinde kalan bir çocuğun yaşamış olduğu koşullar çok asgari düzeyde olduğu için çocuk karıncayı ya da doğada yaşayan başka bir canlıyı ya masallardan öğrenir, ya resimlerden, ya da anlatımlardan öğrenir. Gerçeklikle masal ne kadar bütünsellik yaratabilir insan psikolojisi üzerinde bu ortadadır’’ tespitinde bulundu.

‘ASIL CEZAYI ÇOCUKLAR ÇEKİYOR’

Mekânsal değişikliklerin bir diğer boyutunun zorunlu göçler olduğunu aktaran Oruç, çocuk için travmatik öyküsü daha farklı olabileceğini, cezaevinde kalan bir çocuğun annesinin ve babasının cezasını ödemek zorunda kaldığını, hem de kendisinin de bir cezalandırmaya maruz bırakıldığını söyledi.

‘ÖZERKLİK SORUNU OLUŞUR’

Herhangi bir ebeveynden ayrı kalmanın çocukta özerklik sorunu yaşamasına neden olacağı uyarısı yapan Oruç, cezaevinde kalan çocukların özerklik sorunu yaşama olasılığının daha yüksek olduğunu vurguladı. Oruç, buna hem anne, baba ve diğer aile fertlerinden ayrı kalmanın hem de mekandan kaynaklanan eksikliklerin neden olduğunu sözlerine ekledi.

EN SON EKLENENLER