Cezaevi müdürü ‘gizli’ yönetmeliğe göre hareket ediyor

Tarsus C Tipi Kapalı Kadın Cezaevi’nde yaşanan hak ihlallerine ilişkin müdürle görüşen tutuklulara “Bana gelen gizli yönetmeliklere göre hareket ederim” yanıtı verildi. Avukat Gülşen Özbek, iddianın araştırılması için Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulundu.

Cezaevlerinde siyasi tutuklara yönelik ağır hak ihlalleri gün geçtikçe artıyor. Son dönemlerde yaşanan hak ihlalleri ile gündeme gelen Mersin Tarsus C Tipi Kapalı Kadın Cezaevi’nde, aynı koğuşta bulunan 41 kadın tutuklu ağır hak ihlallerine maruz kalıyor. Yaşanan ağır hak ihlallerine ilişkin Avukat Gülşen Özbek, Adalet Bakanlığı Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’ne araştırma talebinde bulundu. Ağır hak ihlallerinin araştırılması talebiyle başvuruda bulunan Özbek, OHAL ile birlikte cezaevlerinin temel hak ve hürriyetlerinin en kısıtlayıcı halinin yaşandığını söyledi.

‘İSTEDİĞİNİZ YERE ŞİKAYET EDİN’

Tarsus Cezaevi’nin ülkede ve bölgede bulunan cezaevlerinde siyasi tutuklara yönelik ağır hak ihlallerinin yaşandığı yerlerin başında geldiğine dikkat çeken Özbek, cezaevi idaresinin denetim dışında olduğunu ve bunun hukuka aykırı olduğunu dile getirdi. Yaşanan sorunlar karşısında Cezaevi Müdürü’nün “Ben bana gelen gizli yönetmeliklere göre hareket ederim, istediğiniz yere şikayet edin” şeklinde karşılık verdiğini ve yapılan başvuruda özellikle söz konusu durumun ivedi bir şekilde araştırılması gerektiğine işaret eden Özbek, yanı sıra tutukluların 6 ayı aşkın süredir aileleri ve yakınları ile görüşemediğine vurgu yaptı.

MAHKEME KURUM PERSONELLERİNE İTİBAR EDİYOR

Ağır hak ihlallerine ilişkin tutukluların mahkemeye yaptığı başvuruların da sonuçsuz kaldığını ifade eden Özbek, “Mahkeme, sadece kurum personelinin tutanağına itibar ederek disiplin cezalarına hükmetmektedir. Son olarak müvekkilimin kaldığı koğuşta bulunan tüm tutsaklara 1 defa 3 ay süre ile hücreye konulma cezası verilmiştir. Ölçülülük ve yasallık ilkesinin tamamen ihlal edildiği, tutsakları dış dünya ile izole eden bu disiplin kararlarının hukuki nitelikleri araştırılmaya muhtaçtır” diyerek, hukuki mücadelelerini sürdüreceklerini vurguladı.

Özbek’in yaptığı başvuruda ağır hak ihlalleri şöyle sıralandı:

* Ağır hak ihlallerinin yaşandığı koğuş kapasitesi 41 kişiyi kaldırmamasına rağmen 41 kişi aynı koğuşta kalmaktadır. Cezaevindeki tutuklulara tüm kış mevsimi boyunca kişi başı sadece bir odun ile ısıtma sağlanacak şekilde odun sobası ile ısınmaları istenmiştir.

* Söz konusu koğuşta sürekli aramalar yapılmaktadır. Kadın koğuşu olmasına rağmen yapılan aramalara erkek infaz koruma memurunun da katılması söz konusu olup, bu duruma koğuşta bulunanlarca itiraz edilmekte, bunun sonucu kendilerine dönük saldırılar gerçekleşmektedir. Ayrıca yapılan arama esnasında tutsakların kişisel eşyaları yerlere atılmakta ve koğuş düzeni dağıtılmaktadır. Aramanın kendisi dahi bir ölçü ve nizam ile dahi yapılmamaktadır.

* Müvekkil ve diğer tutuklular haftalık veya iki haftalık iletişim haklarını kullanmak için koğuştan çıktıklarında ve akabinde geri döndüklerinde ince aramalara maruz kalmaktadırlar. Koğuştan çıkınca aranmış olmalarına rağmen, tekrardan koğuşa girince aranma durumlarına karşı çıkan tutsaklar saldırılara maruz kalmaktadırlar.

* Tutuklulara etkinliklere katılma hakları hiçbir surette tanınmamıştır. Bu yönüyle cezaevi kurum idaresine yapılan talepler de reddedilmiştir.

* Tutuklulara yakınları tarafından gönderilen eşya ve mektuplar çok geç süreler ile teslim edilmektedir. En son Yıldız Sümer adlı tutsağa gelen şort verilmesi ‘uygun görülmemiştir’ denilerek kendisine teslim edilmemiştir.

* Kurum personelleri, tutsaklara sürekli tahrik edici laflar söylemekte ve davranışlar sergilemektedirler. Son olarak Şilan Fidan adında tutsak, koğuştan haftalık telefon açma hakkını kullanmak için çıkacakken kendisine ‘göğsün açık, git uygun giyin öyle çık’ denilerek hakaretlerde bulunulmuştur.

* Tutuklular yaşanan sorunları cezaevi müdürü ile paylaşmak için defalarca görüşme talebinde bulunmuşlardır. Cezaevi Müdürü ile görüşmek için giden aynı koğuşta kalan Ayşe Gök ve Fadime D. müdürün odasında görüşmek için ısrarcı olmaları sonucu müdür tarafından görüşme sağlanmıştır. Müdür, yaşanan sorunlar nedeniyle ‘Ben bana gelen gizli yönetmeliklere göre hareket ederim, istediğiniz yere şikayet edin’ diyerek söz konusu uygulamaların üstten gelen talimatlar ile yapıldığını iddia etmiştir.

* Tutuklular çeşitli sağlık sorunları yaşamalarına rağmen hastaneye sevkleri ve tedavi hususunda ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Müvekkil ve diğer tutuklulara kadınsal sağlık sorunlarından dahi hastaneye gitmeleri hallerinde beraberlerindeki askerler eşliğinde ve gözetiminde muayene olmaları dayatılmaktadır. Askerler, tutuklular ile doktor muayene odasına girmektedirler. Kadın tutsaklara, erkek askerler eşliğinde muayene olmalarının dayatılması taciz suç fiilinin unsurunu oluşturmaktadır.

* Tutuklular cezaevi müdürü ve personelinin inisiyatifine bırakılmıştır. Neticede kurum personeli tarafından tutulan tutanaklara dayalı olarak tutuklulara ağır disiplin cezaları verilmektedir. 8 aylık süreç içerisinde tutuklulara 6 defa 1 aylık süre ile toplamda 6 ay ‘Haberleşme veya iletişim Araçlarından Yoksun Bırakma veya Kısıtlama’ kararı, 3 defa 1 ay süre ile toplamda 3 ay ‘Ziyaretçi Kabulden Yoksun Bırakma’, 1 defa 1 ay süre ile bir takım etkinliklere katılmaktan yoksun bırakma ve 1 defa 3 ay süre ile hücre cezası da veriliyor.

CEZAEVİ İDDİALARI YANITSIZ BIRAKTI

Tutuklulara yönelik ağır hak ihlallerinin yaşandığına yönelik iddialar üzerine aradığımız Tarsus C Tipi Kapalı Kadın Cezaevi Müdürlüğü, hak ihlalinin yaşanmadığını ileri sürerek, cezaevinin 1965 yapımlı olduğunu ve şartların uygun olduğunu iddia etti. Kadın tutukluların erkek askerler eşliğinde muayene olmalarının dayatılması iddiasına tepki göstererek yanıtsız bırakan yetkili, Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayet edilebileceğini söyleyerek telefonu kapattı.

EN SON EKLENENLER