Sadece Halep konusunda değil, bu çığırtkanlıktaki samimiyetsizlik; baskı altına alınmış toplumun tümünde bir panik, kaos yaratıyor yaşananlar.
Cinnet geçiriyor yine bir kısım toplumsal taban. Pompalı tüfekle kendi işini kendi görür vatandaş moduna gelmek; 1970 ve sonrasında doğan nesiller için tam da yeni Maraş’ların distopik atmosferini çağrıştırır ‘biz’e…
Sağı-Solu, Kürdü-Türkü, Alevisi-Sünnisi bu memleketin hali belli mi olur…
Sinemaya bombalar atılmış, Camiden anonslar yapılmış bir hafta boyunca önüne gelen ötekine, kendinden saymadığı bir başka insana vahşetler yaşatılmış bir yakın tarih var ‘Ödümüzde‘ hala.
Daha dün Sivas…
Yerel seçimler sürecinde Sinop’ta ve ha keza son bir yıldır HDP’ye ve oy verenlere saldırmak, bağırmak, hakaret etmek ve linç meşru görülüyor.
Mağgdur ettiğin insanlara yardım eder görünmek samimiyetsizlik ama İstanbul’da otoyolda, sıra sıra, yüzlerce, boyunlara asılmış, ‘açız‘ kartonlarını görmemek körlüktür.
Antepi Maraşı Adıyamanı, Kilisi bilmemezlikten gelmek, kendini bilmemezlikten gelmektir. İskenderunu Adanası Mersini neler yaşadı; nasıl hikayeler gelip geçiyor ve hali hazırda milyonlara varan insan satılır durumda kaçışıyor; Savaşın ve yıkımın korkunç tüm sonuçlarını buralarda görmek mümkün.
Eline tüfek almış, Halkın Demokratik Partisine saldırıyor. Bir akıl körü; İzmir’deki palalı gibi;…
Sonrası bilindik kötü bir film;…
‘Eylemci’ diye medyanın kıyamadığı bu palalı ve pompalı kardeşler ve onları destekleyen herkes bizlerden, şimdinin zındana atılmış yakışıklı ‘terörist’i, az evvelin Ekmelettin ile Cumhurbaşkanı adayı (olasılık bile milli güvenlik ve stratejik vb. bi’şeydir yurdiamızda), Selo‘ya oy veren milyonlardan hesap soruyorlar.
Adamın arkasında bir devlet olsun; vay babam vay…
Devlet bu;…
Devlet kavramıyla birlikte şiddetli herşey dahil; içinde bunlar paket olarak geliyor zaten kardeşim!
Paramliter güçleriyle; parasız gönüllü erleriyle… Olmadı alır, içeri atarıyla; …
Devlet bu… boru mu…
Hata gerekirse, karşılıksız sevmekten bile men edebilir….
Devlet bu…
Haşmetli Heybetli Devletlu…
2017 ama ol devletlu bu sultan bu…
Şöyle bir bakınca toplumda çıt çıkaracak bir kurum kalmadı.
Hiç istemediklerini istiyorlar gayrı; bitmiyor; Medya yok, gazete yok, konuşan yok…
Bize de yok olun diyorlar…
Hiç istemediklerini istiyorlar gayrı; bitmiyor; Medya yok, gazete yok, konuşan yok…
Bize de yok olun diyorlar…
Ve Nazımın dediği gibi pisikolojisi, sosyolojisi dağılmış toplum, zannımca koşu vermese de artık melul melul ini veriyor salhaneye…
neydi o; gocuklu celep kaldırınca zopasını;…
………………….
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
Ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
— demeğe de dilim varmıyor ama —
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!
…………………
Cemo Doğan – Alevinet