Cinsel istismar sanığı öğretmenin adlikontrol tedbiri kalktı

Diyarbakır’ın Lice İlçesi’nde 13 yaşındaki 6 öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan öğretmen hakkındaki adli kontrol tedbiri de kaldırıldı.

Lice’de bir okulda Fen ve Teknoloji öğretmeni 37 yaşındaki F.Ö., 13 yaşındaki 6 öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla 30 Mart’ta gözaltına alındı. Öğrencilerin olayı rehber öğretmene anlatmasının ardından gözaltına alınan F.Ö., tutuklama istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hakimliğince adli kontrol kararı ile serbest bırakıldı. F.Ö, tacize uğradıklarını iddia eden 6 öğrenciden de iftira attıkları gerekçesiyle şikayetçi oldu.

72 YIL HAPİSLE YARGILANAN ÖĞRETMEN RİZE’YE ATANDI

Olayın ardından F.Ö. Rize’deki bir okula tayin edilirken başlatılan soruşturma tamamlandı. İddianamede 13 yaşındaki 6 kız öğrenciye yönelik ‘Çocuğun cinsel istismarı’ suçunu işlediği iddia edilen F.Ö.’nün 72 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Şüphelinin 2014-16 yıllarında ders sırasında ‘cinsel arzularını tatmin etmek’ için birden fazla kez öğrencilere dokunduğu, elbiselerinin içine elini soktuğu ve sarıldığı belirtilen iddinamede, öğrencilerin cinsel istismarı doğruladıkları ifade edildi. Kendi onuruna ilişkin bir hususta sanığa iftira atmasını gerektirecek derecede husumeti bulunmayan öğrencilere yönelik eylemlerde, mağdur beyanlarına dayanarak mahkumiyet hükmü kurulması gerektiğini belirten savcı, şüphelinin zincirleme cinsel istismar eyleminde bulunduğunu vurguladı.

“EN ÇOK MAĞDUR OLAN BENİM” 

İddianamenin kabul edilmesi ardından F.Ö.’nün tutuksuz yargılanmasına Diyarbakır 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Davanın ilk duruşmasına Adana’dan Segbis sistemi ile katılan sanık F.Ö. manevi olarak zor günler yaşadığını iddia ederek, şöyle dedi: “Çocukları sevmeye, kendimi sevdirmeye çalıştım. Gecemi gündüzüme katarak çalışıyordum. Beni el üstünde tutan öğrencilerim vardı. Her zaman onların yanında olmaya çalıştım. Şu anda bu kadar utanç verici bir suç ile karşınızda olmak beni derinden yaralıyor. Mağdur öğrencilere 2.5 yıldan bu yana elimden gelen her şeyi yapmaya çalıştım. Eğitim bilimlerinde sözsüz ifadeler vardır. Biz küçük bir ortamda beraber bulunuyoruz. İlla ki insanların birbirine çarpması muhtemeldir. Öğrenciler kavga eder, onları ellerimizle ayırırız. İddiaya konu şeyler asla olmadı. Onların ağabeyi, babaları, öğretmenleri oldum. Çocuk gelip sarıldığı zaman iterseniz çocuğu soğutmuş olursunuz. Dokunmuş olabilirim. Ancak bu öğretmen, öğrenci ilişkisi dahilinde olmuştur. Bilinçli, kötü amaçlı bir hareketim olmadı. Düşük not alan çocukların psikolojik durumunu düzeltmek için telkinlerde bulunurum. Ağlayan çocuklar bana sarılırlar. Öğretmenler o bölgenin insanları olduğu için ben her zaman onlara karşı temkinli davranmışımdır. Onlar niyetimi bilmeden niyet okuyuculuğu yaparak durumun buralara gelmesine neden oldular. Bu olayda en çok mağdur olan kişi benim. Uyku sorunu yaşıyorum, yeme içme sorunu yaşıyorum. Sürekli tedirginlik halindeyim. Geceleri sıçrayarak uyanıyorum.”

ÖĞRETMENLER DE UYARMIŞTI

Mağdur çocukların olayı ilk anlattıkları öğretmen F.K.’nın da duruşmada tanık olarak ifadesi alındı. F.Ö.’nün daha önce birkaç kez kendisine de dokunduğunu belirten F.K., bundan rahatsız olduğunu, yakın mesafeden kendisiyle konuşmaması gerektiğini söylediğini anlattı. F.K., şöyle dedi: “Benim gibi birkaç meslektaşım Fatih öğretmenden bu konuda şikayetçidir. Onlar da sanığı bu konuda uyardı. Normal meslektaş ilişkisinden biraz farklı davranıyordu. Mağdurlar öğrencimdir. Mağdur dürüst bir öğrencidir. Yalan söyleyecek beceriye sahip değildir ve yaşı da çok küçüktür. Diğer öğrenci bazen cevaplarıyla itici tavırlar takınır, ancak asla yalan söylemez. Tutarlı ve zeki bir öğrencidir. Bir ders çıkışı 5 kız çocuğu yanıma gelerek bir öğretmenin kendilerini rahatsız ettiğini anlattı. Bundan emin olup olmadıklarını sorduğumda, ‘Sizin veya başka bir öğretmenin dokunuşu gibi değildi’ dediler. 2 kızın olayı anlatırken gözleri doldu. Bu öğretmenin koridorda bir kız çocuğunun omuzuna elini attığını ve teneffüste iki kız öğrenci ile bacakları birbirine değecek şekilde çok yakın oturduklarını gördüm. Sanık dindar bir insandı, ancak böyle dini inançları kuvvetli bir insanın kız öğrencilerle bu kadar yakın temasa girmesi garibime giderdi. Öğrencilerin iftira atması ihtimali bana zayıf geliyor. Bu konuda öğrencilerime güveniyorum.”

Mahkeme, Milli Eğitim Bakanlığına müzekkere yazılarak sanık hakkında idari soruşturma olup olmadığının bildirilmesini istedi. Mahkeme ayrıca sanık hakkında uygulanan adli kontrol talebinin de kaldırılmasına karar vererek, duruşmayı erteledi. (DHA)

EN SON EKLENENLER