Çocuk hakları sözleşmesinden, anti-Kürt ‘çekinceler’ derhal kaldırılsın!

Çocuk Hakları Sözleşmesi’ndeki 17, 29 ve 30’uncu maddelerine çekince koyan Türkiye’nin en fazla 19’uncu maddeyi ihlal ettiğini belirten İHD Çocuk Hakları Komisyonu Dönem Sözcüsü İsa Örken, çekincelerin derhal kaldırılması gerekiyor’ derken, ‘Türkiye’nin bu maddelere çekince koymasının azınlık hakları ile ilgilidir. Burada aslında Kürt çocukları için çekince konulmuş’ şeklinde konuştu

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde benimsenen Çocuk Hakları Sözleşmesi 2 Eylül 1990 tarihinde de yürürlüğe girdi. Türkiye’de dahil olmak üzere 197 ülkenin taraf olduğu sözleşme, en fazla ülkenin onayladığı insan hakları belgesi olarak tarihe geçerken, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) hariç bütün Birleşmiş Milletler üyeleriyle Filistin, Vatikan, Nieu ve Çocuk Adaları sözleşmeye taraf. Türkiye, Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni 14 Ekim 1990’da imzalayarak 27 Ocak 1995 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe koydu. Sözleşmeyle her ne kadar çocuk haklarının korunması amaçlanmış ve taraf devletlerin bu hakların yaşama geçirilmesi için yükümlülüklere uymaları gerekse de Türkiye’de bunun gereğinin yapılmadığı görülmektedir. MA’ya konuşan İnsan Hakları Derneği (iHD) Çocuk Hakları Komisyonu Dönem Sözcüsü İsa Örken, sözleşmede yer alan 17, 29 ve 30’uncu maddelere Türkiye’nin çekince koyduğunu belirtti.

Türkiye’nin bu maddelere çekince koymasının azınlık hakları ile ilgilidir. Burada aslında Kürt çocukları için çekince konulmuş ama bunun içerisine Ermeniler, Rumlar, diğer azınlıklarda yer alıyor. Diğer azınlıkların kendi okulları olduğu için onlar için özel bir statü var. Ama Kürtler ne azınlık olarak kabul ediliyor ne de asli olarak kabul ediliyor. O yüzden iki taraftan da Kürt çocukları daha çok mağdur ediliyor. Kendi anadillerinden eğitim görmeyerek, diğer çocuklarla aynı yarışa sokuluyor. 17, 29 ve 30’uncu maddeye çekince koymuş. Ancak 2’nci maddeye baktığımız da bu sözleşmeyi kabul eden bütün devletlerin bütün ülkelerin aslında ayrım yapmaksızın yaklaşmaları gerektiğini görüyoruz.

‘Çocukların Pozitif Hakları olmalı’

Çocukların en temel hakkı olan yaşam haklarının ellerinden alınıyor. Kürdistan’da devletin savaş araçları ile çocuklar öldürülüyor. Panzerlerle çocukların ezilmesine şahit oluyoruz. Yine bunun yanı sıra Türkiye’de yaşayan çocukların da haklarının olmadığını görüyoruz. Aileler, çocukları bir gelecek ve proje olarak görüyorlar. Yine boşanmalarda erkek çocuğu tehdit unsuru kullanarak, öldürebiliyor. Çocuklar herhangi bir insan gibi aynı haklara sahiptirler. Bunun da ötesinde çocukların pozitif haklarının olması gerekiyor. Çünkü onlar savunmasız insanlardır. Çocuklar işçi olarak çalıştırılıyor. Mevsimlik işçi olarak çalıştırılıyor, okullara gönderilmiyorlar. Burada büyük bir sömürü var. Çocuklar çalıştırılıyor ancak emeğinin karşılığını alamıyorlar.

‘Türkiye bütün maddeleri kabul etmeli’

Sivil toplum kuruluşlarının devletler üzerinde baskı kurması gerekir. Bu sadece Türkiye ile ilgili olan bir durum değil. Çocuk işçiliği bütün ülkelerin sorunudur. En demokratik dediğimiz ülkelerde bile çocuk işçiliği mevcut. Latin Amerika’da çocuk ölümleri çok fazla. Türkiye gibi iç savaşın yoğun olduğu ülkelerde özellikle Ortadoğu’da çocuk ölümleri, çocukların elline silah verip, çocukların savaştırılması durumu var. Burada öncelikle sivil toplumun, halkın bilinçlenip gerçekten devletlerin üzerine baskı kurması gerekiyor.

Sözleşmenin tamamı imzalansın

Türkiye’nin maddeler üzerindeki çekinceleri kaldırması, Sözleşmenin tamamını kabul edip, bunu doğru düzgün bir şekilde uygulaması gerekiyor.

Türkiye’nin çekince koyduğu maddeler şöyle:

* 17. madde: Çocuğun sağlığı ve esenliğinin gelişimi için bilgi ve belge edinmesi sağlanırken, azınlık grubuna ya da yerli ahaliye üye oluşuna göre dil gereksinimi dikkate alınır.

* 29. madde: Eğitimde fırsat eşitliği asıldır. Okul disiplini sağlanacaksa bu çocuğun insan olarak taşıdığı saygınlıkla bağdaşır olmalıdır. Çağdaş eğitim yöntemleri ile bilimsel ve teknik bilgiler sunulmalıdır.

* 30. madde: Azınlık ya da yerli halka üye çocuğa ait olduğu topluluğun diğer üyeleri ile birlikte kendi kültüründen yararlanma, kendi dinine inanma ve uygulama ile kendi dilini kullanma hakkına sahiptir.

‘En fazla ihlal edilen 19’uncu madde’

Çekince olmamasına rağmen en fazla ihlal edilen 19 madde ise, “Çocuk her türlü sömürü, kötü muamele, şiddet ve ihmale karşı korunur” diyor.

EN SON EKLENENLER