Cumartesi Anneleri: 20 yıldır herkes için adalet istiyoruz

Cumartesi Anneleri 640’ıncı haftada 8 Temmuz 1995’te gözaltına alındıktan sonra cansız bedeni bulunan Hüseyin Ertaş dosyasındaki cezasızlığın sona ermesini isteyerek, “20 yıldır adalet arıyoruz. Bizler herkes için adalet istiyoruz” dedi.

Cumartesi Anneleri, kayıpların akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 640’ıncı kez Galatasaray Lisesi önünde bir araya geldi. Kırmızı karanfillerle barışı simgeleyen beyaz tülbendin ve karanfillerin bırakıldığı “Failler belli kayıplar nerede” yazılı pankartın açıldığı eylemde, kayıpların fotoğraflarının bulunduğu dövizler taşındı.

Bu hafta Mardin’in Kızıltepe ilçesinde 4 kişi tarafından gözaltına alındıktan sonra cansız bedeni Urfa Ceylanpınar’da bulunan 45 yaşındaki Hüseyin Ertaş’ın akıbeti sorularak, dosyasındaki cezasızlığın son bulması istendi.

12 Ocak 1996’da gözaltında kaybedilen Ahmet Kaya’nın kızı Emine Kaya, 20 yıldır Galatasaray Meydan’ında adalet için oturduklarını söyledi. Yıllardır yetkililere seslendiklerini söyleyen Kaya, “Sesimizi duyan kimse yok. Bizler herkes için adalet istiyoruz. Umudumuz adalet, barış gelmesini istiyoruz” dedi.

‘HERKES İÇİN ADALET’

Bu haftaki basın açıklamasını yapan Cumartesi İnsanlarından Derya Gazioğlu sözlerine, “Önce adalet, herkes için adalet” ile başlayarak, adalete giden yol, hak ve özgürlüklerin tanınması ile olacağını ve hukuka, eşitliğe, hakikate ve barışa yönelmeyen yolun adalete ulaşamayacağını belirtti. İşlerine geri dönme talebi ile 115 gündür açlık grevinde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın durumuna değinen Gazioğlu, haklarını talep eden Gülmen ve Özakça’nın açlık grevine karşı devleti yönetenlerin ve yargı makamlarının sergilediği hukuk dışı tutumu temel insan haklarına bir saldırı olarak gördüklerini ve buna son verilmesini istediklerini söyledi.

ZORLUKLA CENAZEYİ TEŞHİS ETTİLER

Hüseyin Ertaş’ın köyüne korucu ve askerlerin sık sık baskı yaptığını söyleyen Gazioğlu, korucu olmayı kabul etmeyen köyün 1994 yılında güvenlik güçleri tarafından boşaltıldıktan sonra yakıldığını ve köyü terk etmek zorunda kalan Ertaş ailesinin Kızıltepe’ye yerleştiğini kaydetti. 8 Temmuz 1995’te akşam vakti 4 kişinin Ertaş’ın evine geldiğini belirten Gazioğlu, “Ertaş kendisini karakola götürmek üzere geldiklerini söyleyen kişilere itiraz edince bu kişiler Hüseyin Ertaş’ı başına silah dayayıp zorla beyaz Toros arabaya bindirerek götürdü. Eve gelenler arasında Kızıltepe İlçe Jandarma Komutanı Hasan Atilla Uğur tarafından ‘Bıçak Timi’ adıyla oluşturulan birimde faaliyet gösteren ve savcılık iddianamesinde Hasan Atilla Uğur’un en yakın adamı olarak geçen korucu İsmet Kandemir de vardı” diye ifade etti. Gazioğlu, “Bu time mensup kişilerin gözaltına aldığı insanların ya ortadan kaybolduğunu ya da infaz edildiğini bilen aile, aynı gün Kızıltepe Jandarma Karakolu’na başvurdu; ama yetkililer böyle bir kişinin gözaltında olmadığını söyledi. Onu arayan ailesi 13 Temmuz 1995 tarihinde tanınmaması için yakılmış olan cansız bedenine Urfa Ceylanpınar’da ulaştı” diyerek ailenin zorlukla kimlik teşhisi yaptığını söyledi.

‘CEZASIZLIĞA SON VERİN’

Eşinin, korucular Memduh Kandemir, İsmet Kandemir ve Avdo Kulva’nın Ertaş’ı evden götüren kişiler arasına olduğunu belirterek Kızıltepe Cumhuriyet Savcılığına bir dilekçe ile başvurduğunu belirten Gazioğlu, “Aile 2006 yılında da Hüseyin Ertaş’ın Hasan Atilla Uğur’un talimatıyla evden götürülüp öldürüldüğünü belirterek korucular İsmet Kandemir ve Abdurrahman Kurğa’dan şikayetçi oldu” dedi. 22 yıldır Ertaş dosyasında hukukun işletilmediğini dile getiren Gazioğlu, etkin bir soruşturmanın şimdiye kadar yürütülmediğini kaydetti. Faillerin belli olduğunu vurgulayan Gazioğlu, Ertaş dosyasındaki cezasızlığın son bulmasını istedi.

EN SON EKLENENLER