Cumartesi Anneleri, kaçırılan 6 kişinin akıbetini sordu

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetinin açıklanması ve belli olan faillerin yargılanması talebiyle yıllardır mücadele eden Cumartesi Anneleri’nin 745’inci buluşmasının Galatasaray Meydanı’nda gerçekleştirilmesi yine engellendi. Polis ablukasına rağmen İnsan Hakları Derneği (İHD) binası önünde bir araya gelen kayıp yakınlarına, HDP Milletvekili Ali Kenanoğlu, CHP Milletvekilli Sezgin Tanrıkulu ve çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcisi destek verdi.

‘CEZASIZLIK YENİ KAYBETMELERE YOL AÇIYOR’

İHD Gözaltı Kayıplara Karşı Komisyon Üyesi Sebla Arcan, geçmişte yaşanan gözaltında kaybetmelerle ilgili sürdürülen yok sayma, cezasız bırakma siyasetinin yeni kaybetmelere ortam yarattığını vurguladı. Son dönemlerde gündeme gelen gizli gözaltı merkezleri, işkence, kaçırma ve kayıp iddiaları karşısında derin endişe içinde olduklarını ifade eden Arcan, “Gizli gözaltı, gözaltında kaybetmenin ve işkencenin yatağıdır. Asla kabul edilemez. Zorla kaçırma ve kaçırılan kişinin akıbetini gizleme gözaltında kaybetmenin ilk adımıdır. Asla kabul edilemez. Bu iddialar karşısında susmak, hukukun gereğini yapmamak suçtur. Biz sessiz kalmayacağız. Vicdan ve onur sahibi yurttaşlar olarak herkes için, her yerde insan haklarını talep edeceğiz” dedi.

Bu haftaki eylemde, 15 Temmuz 2016’da gerçekleşen darbe girişiminin ardından, 7 ve 21 Şubat 2019 tarihleri arasında siyah Transporter araçlarla kaçırılıp bir daha haber alınmayan Gökhan Türkmen, Yasin Ugan, Özgür Kaya, Erhan Irmak, Mustafa Yılmaz ve Salim Zeybek’in akıbetinin açıklanması istendi. Türkmen, Ugan, Kaya, Irmak, Yılmaz ve Zeybek’in ailelerinin tüm çabalarına rağmen haber alınamadığına dikkat çeken Arcan, kaybolduklarına ilişkin kuvvetli şüphe bulunan bu kişilerin tanık beyanlarına göre aynı tip Transporter araçlarla kendilerini kamu görevlisi olarak tanıtan şahıslar tarafından zorla kaçırıldığına işaret etti.

Açıklamanın ardından kayıp olan 6 kişinin aileleri birer konuşma yaptı.

HİKAYELERİ

Akıbetleri sorulan kişilerin hikâyeleri şöyle:

“Gökhan Türkmen:

Türkiye Zirai Donatım Kurumunda kimyager olarak çalışan Gökhan Türkmen, 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından görevinden ihraç edildi. 9 Ağustos 2016 tarihinde 4 polis Ankara’daki evine gelerek arama yaptı. Polisler Selda Türkmen’e eşi hakkında yakalama kararı olduğunu söyledi. Polisler evdeyken 6-7 silahlı özel harekat polisi Gökhan Türkmen’i almak üzere geldiklerini söyledi. O sırada evde bulunmayan Türkmen sonrasında da eve gelmedi. Ailesi ile telefonla haberleşiyordu. 2 Şubat 2019 tarihinde annesine “eğer benden bir hafta haber alamazsanız suç duyurusunda bulunun” dedi. 7 Şubat 2019 tarihinde anne babasının Antalya’daki eve gitti. Annesi onun çok sıkıntılı olduğunu fark etti. Öğleden sonra motosikletle dışarı çıktı ve kendisinden bir daha haber alınamadı. Ailesinin tüm başvuruları sonuçsuz kaldı.

Yasin Ugan – Özgür Kaya:

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında haklarında yakalama kararı bulunan Yasin Ugan ve Özgür Kaya evlerinden ayrılmak zorunda kaldı. Birlikte Ankara ili Altındağ ilçesi Çamlık Mahallesi 1847 no’lu sokaktaki 12 numaralı evi kiraladılar.13 Şubat 2019 tarihinde saat 15.00 ile 16.00 saatleri arası ellerinde silah bulunan ve kendilerini polis olarak tanıtan kişiler evlerinin kapısını kırarak içeri girdi. Ugan ve Kaya’yı ters kelepçe takıp kafalarına siyah poşet geçirerek gözaltına aldı ve beyaz bir minibüse bindirerek götürdü. Olay yerinde silahlı ve polis yelekli kırk civarında kişi bulunuyordu. Ev sahibi gözaltı işlemi yapan kişilere kim olduklarını sorduğunda polis olduklarını söyleyerek gözaltına alınanlarla ilgili savcılığın yürüttüğü soruşturma dosyasının numarasını verdiler. Olay mahallelinin gözü önünde gerçekleşti.13 Şubat 2019 tarihinden sonra Yasin Ugan ve Özgür Kaya’dan bir daha haber alınamadı. Ailelerinin tüm başvuruları sonuçsuz kaldı.

Erkan Irmak:

Öğretmen olan Erkan Irmak İstanbul Ümraniye’de yaşıyordu. Hakkında yakalama kararı olan Irmak evinden ayrılmak zorunda kalmıştı. Zaman zaman ailesini görmek üzere evine geliyordu. Bu gelişlerinden birinde gece saat 23.00 civarında Ümraniye İstiklal Mahallesi’ndeki evinden çıktı. Eşi camdan onun gidişini izledi. İki kişinin hızla Erkan Irmak’a yaklaşıp koluna girdiğini, ön taraftan bir kişinin de onlara doğru koşarak geldiğini gördü. Kaçırılmanın gerçekleştiği 16 Şubat 2019 tarihinden sonra Erkan Irmak’tan bir daha haber alınamadı. Ailesi Erkan Irmak’ın yasadışı bir şekilde alıkonulduğu iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Ancak bugüne kadar Erkan Irmak’ın akıbeti hakkında ailesine bilgi verilmedi. Ailesinin tüm başvuruları sonuçsuz kaldı.

Mustafa Yılmaz:

Fizyoterapist olan 33 yaşındaki bir çocuk babası Mustafa Yılmaz Ankara’da yaşıyordu. 9 Ekim 2018 tarihinde Bylock kullanımı ve Bank Asya’da hesap hareketleri bulunduğu iddiasıyla tutuklandı ve yargılandı. 8 Ocak 2019 tarihinde 6 yıl 3 ay ceza aldı. Yurtdışı çıkış yasağı konularak serbest bırakılan Mustafa Yılmaz, hüküm sonrası üst mahkemeye itiraz başvurusunda bulundu. Mustafa Yılmaz 19 Şubat 2019 sabahı işe gitmek üzere evden ayrıldı ve kendisinden bir daha haber alınamadı. Ailesi emniyete ve savcılığa başvurdu. Ancak sonuç alamadı. Kendi imkanları ile yaptıkları arama sonucunda ulaştıkları kamera görüntüsünde aile, Mustafa Yılmaz’ın darp edilip başına bir çuval geçirildikten sonra köşede bekleyen siyah transporter marka bir araca bindirildiğini gördü. Ancak bugüne kadar Mustafa Yılmaz’ın akıbeti hakkında ailesine bilgi verilmedi. Ailesinin tüm başvuruları sonuçsuz kaldı.

Salim Zeybek:

Salim Zeybek Ankara’da yaşıyordu. Bilgi Teknolojileri Kurumu’nda çalışırken 670 sayılı OHAL KHK’sıyla ihraç edildi. Hakkında bir soruşturma yürütülen Zeybek’in muhtemelen soruşturma kapsamında kendisi ile ilgili arama ve yakalama kararı bulunuyordu. Bu nedenle evden ayrılmak zorunda kalmıştı. Zaman zaman eşiyle telefonla görüşüyordu. Bu görüşmelerden birinde Salim Zeybek eşine İstanbul’da görüşmek istediğini söyledi. Eşi ve çocukları ile İstanbul’da buluştu. 21 Şubat 2019 tarihinde akşam 19.00 sularında Zeybek Ailesi’nin içinde bulunduğu aracın önü kesildi. Edirne Emniyet Müdürlüğüne bağlı sivil polis olduklarını söyleyen kişiler tarafından Salim Zeybek bir araca, eşi ve çocukları başka bir araca bindirildi. “Biz devletin polisiyiz” diyen silahlı kişiler yolda birkaç kez plaka değiştirerek Salim Zeybek’in eşini ve çocuklarını Ankara’daki evlerine kadar götürdüler. Salim Zeybek’in eşinin arabadan inmesine izin vermeden önce ‘biz devletiz, savcıya, polise gitme. Sen bizi dinle, biz seni artık bir hafta sonra mı olur, bir ay sonra mı olur, bir sene sonra mı olur, eşinle görüştüreceğiz. Ama önce eşinin bizim elimizden geçmesi lazım’ dediler. Bugüne kadar Salim Zeybek’ten haber alınmadı.”

EN SON EKLENENLER