Daha fazla kadın ve eş başkanlık

Dün Almanya’nın Neuss kentinde Almanya Alevi Birlikleri (AABF) 14. Seçimli Genel Kurulunu gerçekleştirildi.

Aynı gün Ankara’da Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) 15. Olağan Seçimli Genel Kurulu’nu yaptı.

Her iki kurum iki farklı liste ile seçimlerde yarıştı.

Kazanan arkadaşlarımızı kutluyorum.

Seçilemeyen arkadaşlarımız… Geçmiş olsun, nasılsa mücadelede iş çok ve başımızdaki taş da taş yani, altına konacak çok fazla ele ihtiyaç var, değil mi?

Kuşkusuz listeler, seçimler, sonuçlar çok şey ifade ediyor. Seçilen arkadaşlar için bu sonuçları değerlendirmek önemli. Bu sonuçlar neye tekabül ediyor, durumumuz nedir, bize toplumuz ne diyor, toplumun hassasiyetleri, ileri ve geri yanları nelerdir sorularını sormak yeni seçilen arkadaşlar açısından zaruri. Çünkü bundan sonra yapılacak işlerde hep bu sonuçlar anımsanarak yola devam edilecek.

Kazanamayan listelerin de aynı soruları sorması gerektiğine inanıyorum.

Toplumun hassasiyetleri derken bu hassasiyetlerin okşanıp, pışpışlanmasından bahsetmiyorum. Açıkçası hassasiyet var, hassasiyet var. Hassasiyetin topumu ileri mi, geri mi götürdüğü önemli. Hassasiyet dediğimiz şey zaaf mı, değil mi? Bunlar önemli.

Bu açıdan bakınca toplumumuzun bazı “hassasiyetlerinin” zaaflaştığı ve bu zaafların aşılması gerektiği ortada.

Alevi toplumu ana ve dedelerin temsil ettiği, her iki cinsin ayan ve beyan görünür olduğu, yan yana mücadele ettiği bir toplum. Bunu herkes bilir.

Bugün Alevi kurumlarına bakınca bunu göremiyoruz. Ana ve dedenin temsil ettiği görünürlük sadece inançsal değil, aynı zamanda politik de bir duruş. Aleviler ana ve dede temsilini cemlerde yeterince yürütemedikleri gibi, Alevi kurumlarının temsilinde de yürütemiyorlar. Bu ikisi birbiriyle alakalı iki durum. Cemler ana ve dede beraber yürütülebilse, kurumlarda kadın erkek eşitliği daha kolay sağlanır. Çünkü toplum bunu içselleştirmiş olacak.

Alevilerin bir kısmının hala eş başkanlığa karşı diretmeleri kabul edilebilir bir “hassasiyet” değildir. “Bizde kadın erkek eşit” diyen Aleviler nasıl olurda tüm kurumlarında hep ama hep erkekleri başkan seçerler. Bu nasıl eşitlik anlayışıdır? Madem Aleviler eşitliği kabul ediyor öyleyse neden 30 yıldır tek bir kadın başkanları olmadı?

Kadınları başkan seçmeyen bu “genel başkanlık” sisteminin kadınlara hiç faydası yok. Nasıl olsun ki? Genel başkanlığa da, yönetimlere de hep erkekler seçtirmiş.

Ayrıca diyelim ki kadınlar genel başkan seçildi, ama bu da artık toplumsal olarak gelinen aşamada tatmin edici değil. Çünkü cinsiyet eşitlikçi politikaların geldi nokta itibari ile tercih edilen şey eş başkanlık.

Eş başkanlığı Türkiye’de ilk kez Kürt hareketi kabul ettiği için Kürt fobisi olanlar bunu karşı argüman olarak kullanabilirler. Ama kadın mücadelelerinin kazanımlarını nefret ve milliyetçi histeri ile ele almak Alevilere kazandırmaz, kaybettirir. Diyelim ki Kürtler eş başkanlık sistemini icat etti. Doğru işi kim yaparsa yapsın, doğru olan doğrudur. Aleviler de bunu gayet iyi bilir.

Her şeyden önce Aleviler inançlarının gerektirdiği ana ve dede temsillerini kurumsal yönetimlerine yansıtmakla görevliler. Eşitlikçi kadıncıl Alevilik bunu gerektirir.

Bir diğer “hassasiyet” listelerdeki kadın sayıları.

Alevi toplumu ne kadar kendisini biz eşitlikçiyiz, bizde kadınlar özgür, bizim erkekler ötekiler gibi değil deseler de kazın ayağı öyle değil. Dün yapılan iki büyük Alevi kurumunun seçim listeleri ve seçim sonuçları ortada.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin kazanan yönetiminde liste 25 kişiden oluşuyor. Listede sadece 4 kadın var. Bu haliyle temsiliyet yerlerde desek abartı olmaz. Eş başkanlık yok. Başkan var ve başkan elbette erkek.

Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu seçimlerinde kazanan liste yedeklar (3 kişi) dahil 16 kişiden oluşuyor. Listede sadece 4 kadın var. Eş başkanlık burada da yok. Başkan var ve başkan yine erkek.

İki yıl boyunca bu kurumların başkanları, yöneticileri konuşmalar yaparken kadın erkek eşitliğinden bahsedecekler. Biz kadınları yönetime istiyoruz diyecekler, değil mi? Sormazlar mı bu listelerle mi?

Kırklar Cemi’nde 23 erkek, 17 kadın var. Ve orada başkan yok. Herkes birbirine eşit. Rıza Şehri anlatısında Alevi toplumunu temsil eden kişi kadın. Bugünkü Alevi kurumları kendilerinden uzaklaştıkça uzaklaşmaktalar. Oysa ne şanslılar ki ve ne güzel ki eşitliği savunan inançları var.

Alevi toplumu eş başkanlığa da, kadınların eşit oranda listelerde yer almasına da hazır. Bunu kadınlara verilen oylardan görüyoruz. Yeter ki o listelere girebilsinler.

Bu konuda atılacak en önemli adım Alevi toplumunun önde gelenlerinin ısrarlı ve sürekli çabalarını arttırmaları olacak.

Seçilen yönetimlerin eş başkanlık, eşit temsiliyet vb konularda Alevilik inancının kendisini baz alarak sistematik, hedefli çalışmalar başlatmaları gerekmekte.

Tüm bu öneri, dilek ve temennilerle bir kez daha yeni seçilen arkadaşlarımızı kutluyor ve Yol’ları açık olsun diyorum.

Kadıncıl aşk ile.

 

EN SON EKLENENLER