DEDEF’ten Dersim’de askeri operasyona ve Diyanet’in cemevi ziyaretine tepki

Dersim Dernekleri Federasyonu, Dersim’in Ovacık ilçesi Kakper köyü kırsalına dönük devam eden askeri operasyonlara ve Diyanet İşleri Başkanı’nın Tunceli Cemevi’ni ziyaret etmesine tepki gösterdi. Bir basın açıklaması yapan federasyon, “Dersim’e ve onu var eden her şeye düşman olanlar ormanımızı yakıyor. Bilcümle geleceğimizi yakıyor. Bu beyhude çabalarınızdan vazgeçin. Elinizi ‘Harde Dewreşten’ çekin” dedi. 

Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) Dersim’in Ovacık ilçesine bağlı Kakper köyü kırsalına yönelik geçen hafta başlatılan askeri operasyon kapsamında gerçekleştirilen bombardımana ilişkin basın açıklaması yaptı. İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde düzenlenen açıklamada ayrıca Dersim’de Alevi inancına dönük devam eden asimilasyon çalışmalarına da değinilerek, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Tunceli Cemevi’ne ziyaretine tepki gösterildi.

“ZOR BİR COĞRAFYANIN İNSANLARI VE KURUMLARIYIZ”

Dersim’de yaşanan sorunlara değinen Munzur Koruma Kurulu Sözcüsü Hasan Şen, “Zor bir coğrafyanın insanları ve kurumlarıyız. Son dönemlerde Dersim’i bir kuşatma planı var. Ona karşı sokaklara çıkıyoruz. Bir tarafta madenler, HES’ler, barajlar, orman yakmaları diğer tarafta Diyanet aracılığıyla Dersim’in asimile edilme çabası, bir diğer tarafta ise Munzur Üniversitesi’nin bir cemaat ve tarikat merkezi haline dönüştürülmesi. 40-50 yıl önce yapılmış camilerden her gün beş vakit yüksek sesli ezan okutulması. Yaşadığımız sorunlar ile ilgili basın açıklaması yapıyoruz” dedi.

“KAKPER KÖYÜ SAVAŞ UÇAKLARI TARAFINDAN BOMBALANIYOR”

DEDEF Genel Başkan Yardımcısı Ali Rıza Bilir‘in okuduğu “Dersim’de baskı ve asimilasyon saldırıları devam ediyor” başlıklı basın metninde ise şu ifadelere yer verildi:

“Geçtiğimiz hafta Dersim’de başlatılan askeri operasyon kapsamında Hozat ve Ovacık arasında bulunan Kakper köyü kırsal alanında havadan başlatılan yoğun bombardıman devam etmektedir.  Yerel kaynaklardan edinilen bilgiye göre Kakper köyünün etrafı savaş uçakları tarafından bombalanarak köye giriş ve çıkışlar yasaklanmıştır. Yerleşim yerlerine yakın ormanlık alanların bombalanması sonucu yükselen dumanlar, köylüler tarafından cep telefonu ile kaydedildi.

Dersim-Ovacık-Hozat ilçeleri arasındaki Kakper, Zoğar, Tanzi, Kızıl Kilise ve Çamurek köylerinin bulunduğu bölgede operasyon köylere yakın alanda 6 gündür bombardımanla devam etmektedir. Geçtiğimiz yıl askeri operasyonlardan sonra haftalarca ormanlarımız yanmış ve uzun süre müdahale edilmemişti. Bu yangınlar doğal afet değil, devlet eliyle gerçekleşen bir afettir. Geleceğimiz yakılıyor. Buna hep birlikte dur diyelim. Dersim’de ve bölge illerde “terörle mücadele” adı altında uzun yıllardır binlerce hektar orman yok oldu ve aynı düşünce yapısıyla devam ederse yok olmaya da devam edecek görünüyor. Biz Dersimliler orman yakmakla hiçbir sorun çözülmeyeceğini çok iyi biliyoruz. Dersim’e ve onu var eden her şeye düşman olanlar ormanımızı yakıyor. Bilcümle geleceğimizi yakıyor. Gerekçe bildiğimiz hikaye; terör, asayiş…

“BÖLGEDEKİ ASİMİLASYON SALDIRILARI DA HIZ KESMEDEN SÜRÜYOR”

Ağaçlarımızı yakıyorsunuz ya, hani meşelerimizi. Sadece onları yakmıyorsunuz, umutlarımızı yakıyorsunuz mu diyeceğimizi sandınız? Asla umutlarımız hiç yok olmadı. Ağaçlarımızı yakarken onların üzerindeki börtü böceği, gölgesinde boy veren çiçeği, mantarı, sincapları, tavşanları, tilkileri, sakız yaptığımız kengerleri, kuşları ve sayısız mikro organizmayı yakıyorsunuz, topyekûn yaşam alanlarımızı bombalıyor ve yıkıyorsunuz, ne kadar baskı yapsanız da ne kadar bombalayıp yıksanız da Dersimlileri özgürlük, hak ve adalet mücadelesinden vazgeçiremezsiniz. Dersim de her ay yasaklı bölgeler oluşturulmasına ve köylülerin köylerine gitmesine izin verilmemesine rağmen, maden şirketleri Otlubahçe köyünde kolluk kuvvetlerinin kontrolünde hukuksuz ve izinsiz istedikleri çalışmaları yapmaktadırlar.

Orman yangılarıyla, maden arama çalışmalarıyla yapılan baskıların yanında bölgedeki asimilasyon saldırıları da hız kesmeden devam ediyor. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Dersim’e gelerek Hz. Fatma Gençlik Merkezi, Hz. Ali Gençlik Merkezi, Ehlibeyt Kuran Kursu, hafızlık icazet merkezi adı altında asimilasyon merkezlerinin açılışını yaptı. Dersime ve Aleviliğe dair değer vermeyenler, halkın inanç değerleriyle oynayıp Alevi kutsallarını kendi inkarcı ve asimilasyoncu emellerine alet eden bir yaklaşım görüyoruz. boş camilerde yüksek sesle merkezi yayınla ezan okutulması, Alevi kutsallarını değersizleştirmeye çalışan bu yaklaşım yüz yıllardır sürmektedir. Geçmişten bugüne Alevi halkımızı sünnileştirme, olmadıysa şiileştirme çabaları aralıksız çeşitli yol ve yöntemlerle sürdürüldü ve sürdürülmektedir.

“HARDE DEWREŞ’TEN ELİNİZİ ÇEKİN”

Bugün jaru diyarlarımızı yok sayan, Munzur Bava’yı mesire yeri yapan, her biri halkımızın yüreğini fetheden kutsallarımız olan dağlarımızı maden şirketlerine açan, Düzgün Bava’da silahlarla fotoğraf çektiren bir yaklaşımla karşı karşıyayız. Alevilerin vergisinden maaş alıp, Alevileri yok sayan, cemevlerimizi inanç merkezi olarak kabul etmeyen, İslam’ı, İslamiyet’i kendi siyasi çıkarları doğrultusunda kullanan bu anlayışı reddediyoruz. Bu beyhude çabalarınızdan vazgeçin. Elinizi ‘Harde Dewreşten’ çekin.”

“TOPLUMSAL MÜCADELEYİ BÜYÜTMEYE İHTİYACIMIZ VAR”

İnsan haklarına dönük gerçekleştirilen her türlü saldırıya karşı mücadele ettiklerini kaydeden İHD İstanbul Şube Başkanı Avukat Gülseren Yoleri ise “İnsan haklarına yönelik ihlal oluşturan politikalara karşı sürekli mücadele ediyoruz. Devletin son dönemlerde güvenlikçi, savaş ve çatışma, asimilasyon politikaları insan haklarını bir bütün olarak doğasıyla birlikte tehdit ediyor. Bu uygulamaların bir an evvel sonlandırılması için çeşitli girişimlerde bulunduk. Ama toplumsal mücadelenin zorlayıcı etkiyi devleti yönetenlere yönlendirmesine olan ihtiyacı bir kere daha görüyoruz burada. Toplumsal mücadeleyi büyütmeye ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.

“DOSTLARIMIZI DERSİM’E SAHİP ÇIKMAYA ÇAĞIRIYORUZ”

DEDEF üyesi Yusuf Ziya Demirçivi ise konuya ilişkin şunları söyledi:

“Yüzyıllardır egemenlerin özelde Dersim genelde ise Kürdistan’ın bütün coğrafyasında uygulamaya koyduğu insansızlaştırma, kıyım ve yok etme politikaları Dersim üzerinde her geçen gün artmakta. Baharın en güzel ayında insanların yöresine dönük özlemlerini gidermek, yeniden yaşam kurmak adına yönelimlerinin her dönem orman yakmaları, maden arama faaliyetleri, yasak bölge ilanları ile engellemesiyle karşı karşıyayız. Bu sistemli bir şey. Her sene aynı şeyleri yaşıyoruz. Gerçekten canımız yanıyor. Buna karşı ortak ses olmanın gerekliliğine inanıyoruz. Tüm dostlarımızı Dersim’e sahip çıkmaya çağırıyoruz.”

PİRHA/ İSTANBUL

EN SON EKLENENLER