DSİ’nin can alan su kanallarına dokunan yok

Yeşilvadi ve Karamusa köyleri arasında DSİ’nin açtırdığı ve tehlike oluşturan su kanalları için yapılan başvurulara rağmen herhangi bir önlem alınmıyor. 9 ay önce bir çocuğun boğulduğunu ve en az 2 çocuğun da boğulmaktan kurtarıldığını söyleyen köylüler sıcakların başlamasıyla endişeli.

Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesine bağlı Yeşilvadi (Paluke) ve Karamusa köylerinde, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) kapsamında kazılan su kanallarının etrafında hiçbir önlem alınmaması ölüme davetiye çıkarıyor. Daha önce can kayıplarına neden olan kanallar için köylüler defalarca şikayette bulunmasına rağmen hiçbir önlem alınamadı. Bir yıl önce başlayan projenin çalışmasını Devlet Su İşleri’nin (DSİ) ihale verdiği İnsel adlı şirketin yürüttüğünü belirten köylüler, söz konusu şirketin iktidara yakınlığıyla bilindiğini ve bu yüzden çok rahat davrandığını söyledi.
BİR ÇOCUĞU CANINDAN ETTİ
Paluke köyü sakinlerinden Şehdavut Çalış, GAP projesi kapsamında açılan su kanallarının köye tehlike saçtığını söyledi. Köyün 150 metre uzağında, 7-8 metre derinlikte kazılan su kanallarının Dicle nehrinden arıtılan suyun oluşturduğu su birikintisinden yapay göl oluşturduğunu söyleyen Çalış, 9 ay önce Mardin Kızıltepe’den köye misafirliğe gelen akrabası Hasan Coşkan’ın (15) yüzmek için gittiği kanalda boğularak yaşamını yitirdiğini anlattı. Çalış, “Açılan kanal iki köyün ortasına kazılmış ve etrafında hiçbir güvenlik şeridi, uyarı levhası bulunmuyor. Can kaybı yaşanmadan önce de çalışmayı yürüten şirkete bildirdik, ama bizi dikkate alan olmadı. Güvenlik zafiyetinden dolayı bir can kaybettik” dedi.
‘CAN KAYBINA RAĞMEN ÖNLEM ALINMADI’
Yaşanan can kaybından dolayı çalışmayı yürüten İnsel Şirketi hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını, ancak buradan da sonuç almadıklarını dile getiren Çalış, “Şirketin arkası güçlü, birbirilerini koruyup kolluyorlar. Ben bir avukatla mahkemeye gidebiliyorum onlar 10 avukatla geliyor. Bu yüzden mahkememiz sürekli erteleniyor. 9 ay 10 gün geçmesine rağmen herhangi bir sonuca varılmış değil. Gerçek adalet yerini buluncaya kadar bu işin peşini bırakmayacağız. Adalet yerini buluncaya kadar davamızın arkasında olacağız.  Sadece bizim köy değil, yukarı köyde oturanlar da aynı dertten mustarip. Yani ölümler yaşanmasına rağmen hala ne bir uyarı levhası ne de bir güvenlik şeridi asıldı. Havaların ısınmasıyla birlikte her iki köyden de çocuklar yine gelip bu suya girecek engelleyemiyoruz. Büyüklerden habersiz geliyorlar. Ben kendim 3 defa 2 çocuğu buradan boğulmaktan kurtardım. Buradan yetkililere sesleniyorum, bu gölü kapatsınlar. Yani kendi pisliklerini örtmek için milleti öldürüyorlar. Sadece insanlar değil bu merada hayvanlarda da var. Bu durum onları da etkiliyor” diye tepki gösterdi.
’DEFALARCA ŞİKAYETTE BULUNDUK KİMSE UMURSAMIYOR’
Karamusa köyü sakinlerinden Hüseyin Temiz de köyün merasına açılan çukur ve kanallardan dolayı hayvanlarını otlatmaya götüremediğini ve mağdur olduklarını ifade etti. Temiz, “Açılan çukurlar tamamen suyla dolduğu için hem insan hayatını hem de hayvanlarımızın hayatını tehlikeye atıyor. Çünkü kazıların etrafında herhangi bir güvenlik şeridi veya önlem alınmamış. Ben bu köyün bir sakini olarak kazılan çukurdan rahatsız oluyorum. Yani çukuru açmışlar kimse ne gelip soruyor ne ilgileniyor. Benim çocuğum olur komşumun çocuğu olur hiç fark etmez bu soruna bir el atsınlar. İhaleyi alan şirket işini bitirdikten sonra parasını alıp gitti, gölü de bu halde bırakıp gittiler. Kimse köy halkının ne canını ne de kaygısını düşünüyor. Ne hakları var bu kadar yerleşim yerinin ortasına böyle başı boş bir kazı alanı açıp güvenlik önlemi almadan ortada bırakmaya. Biz defalarca köy sakinleri olarak şikayette bulunduk ama başvurduğumuz yerlerden bir netice elde edemedik” ifadesini kullandı.
‘SU KANALLARI KAZILDIKTAN SONRA DERE KURUDU’
Karamusa köyünde oturan Mehmet Akkul adlı yurttaş da açılan kanalların bir an önce kapatılmasını istedi. İnsan hayatının bu kadar ucuz olmaması gerektiğine dikkat çeken Akkul, “Biz küçükken şuan ki kanalın yerinde doğal bir dere vardı. Bütün köylü su ihtiyacını oradan karşılıyordu. Çocuklar da yüzüyordu. Ama ne zaman bu bölgeye barajlar yapıldı, bütün dereler kurudu. Bizim dere de baraj projesi için açılan kanallar yüzünden kurudu. Akan kirli su bu kazılan kanallarda toplanıyor sürekli kepçeyle kazıldığı için gittikçe derinleşiyor. İnsan hayatına zarar verdiği gibi doğaya büyük bir zarar veriyor. Burası doğal meradır, hayvanları burada otlatıyoruz. Bu kanaldan dolayı hayvanlar da risk altında kalıyor, bitkiler de. Köylüler olarak sesimiz duyurmaya çalıştık ama ne yazık ki sesimizi duyan olmadı” dedi.
MA / Esra Solin Dal

EN SON EKLENENLER