Görünen köy kılavuz istemez, bu bahar geç gelecek. Belkide yaz’a girmeden karakış bastıracak. Hayır ,tabiattan kaynaklanan bir hata yok. Coğrafyamıza bu zulmü yaşatanlar, tabiat’a da düşmandırlar.
ANF nin 22. Şubat 2017 de geçtiği son haberine göre;’’ Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Xerabê Bava (Koruköy) köyünde abluka 12’nci gününe girdi. Köyün semalarında sürekli heron uçurulurken, bu sabah saatlerinde ise yeniden helikopter hareketliliği başladı. İki saat boyunca köy üstünde uçurulan helikopterler daha sonra bölgeden ayrıldı. Köy ve çevresinde sürekli heron uçuşu yapılıyor.
Xerabê Bava’daki saldırılar Bornova 2’nci Jandarma Komando Tugayı öncülüğünde yürütülüyor.‘‘
Günlerdir açık hava işkencesine dönüştürülmüş Xarabe Bava köyü ve çevresindeki coğrafyada yaşananlar,sadece Türkiyenin batısı ve dünyanın vicdansızlığını değil, Tüm kürdistan daki halkın da ,zulmü kanıksadığı bir bağışıklık refleksi sinyali veriyor.Bu eğer sindirilmişlik değil ise, daha da acı bir gerçeğe işaret ediyor.
Günlerce ablukaya alınmış bir köyde, bitmek tükenmek bilmeyen işkencelerde yaşamak,katledilip meydanlara atılmak, gözaltında kaybedilmek, gibi vahşi uygulamalar gösteriyorki ,bunlar önümüzdeki sürecin zorlu bir sınavın işaretini veriyor.Hızla ve köy köy ,bu operasyonlarını yaparak bir sindirme hareketi planlandığı belli oluyor.
HDP’li vekil ve Belediyeleri tutuklamak ile başlayan süreç,sivil siyasi ve sosyal kurumlara yapılan operasyonlar ile yaygınlaştırılarak , baharın gelişini zayıflatmak istedikleri gün gibi açık. Şimdi sırada ,belli direnç odaklı bölgeleri nokta operasyonları ile etkisizleştirerek, muhtemel gelişmeleri önceden engelleyip, bölgede moral üstünlüğü ile bahara hazırlık yapılmaktadır.
Kürtlerin yaşadığı Coğrafyada, yani bu Vahşetin kol gezdiği bölgelerde, Referandum da, EVET mi, HAYIR mı ,meselesinden çok ötede bir hesaplaşma kürt halkını bekliyor.
2017 yılı baharı-yazı ,bir final kapışmasının ayak seslerini fısıldar gibi yaklaşıyor. Kürt Sivil siyaseti,bir aktör olmaktan çıkarıldığına göre, bu kapışmanın temel gücü askeri güçler olacaktır. Yani meclis, vekil belediye ,v.s tümü açığa alındığına göre, OLAĞANÜSTÜHAL’in uzatılma sebebinin Kürt hareketini bastırma planı için uzatmalara tabi tutulduğu açıktır. Bu sebep , MHP ve CHP yede bu nedenle kabul ettirilmiştir.
Normal şartlarda batıda bir GEZİ türü protesto için gereğinden fazla sebep doğmuştur. Ama bu konuda hiçbir kurum ,kuruluş,sendika,dernek ve parti sivil itiatsizlik eylem ve söylemine sahip değildir. FETTO meselesi ile dini cemaatler ve ordunun kontrolü tamamen biat esaslı bir düzeye getirilmiştir. Kemalistler ve alevilerin ne örgütlü olarak, ne de teknik olarak karşı bir direniş örgütleme imkanı yoktur.
Şu an mutlak iktidarın önündeki tek engel biat etmeyen Kürtlerdir.Çünkü bunların karşı koyma gücü olan, silahlı gücü vardır. Ayrıca ideolojik olarak bir davaya inanmış bir militan gücü vardır.Bunları bir hal etmeden ,bir Bekaa sorunu hep olacaktır.Erdoğan veya AKP , Şimdilik MHP ve CHP yi, Türkiyenin bekası adına ,kürt karşıtlığında ikna etmiş gibi görünüyor.Ancak gerçekten Türkiyenin mi ,yoksa Erdoğanın mı bir Bekaa sorunu vardır ? Burası biraz karışık.
Barışcıl politikalar ortadan kalkınca,demokratik Tükiye hayalide azalıyor. Demokratik Türkiye projesinde umutlar azaldıkça da, savaşın dozajı artacağa benziyor. Bu taktiği Erdoğan da planlamış olabilir.
Ama dimyat’a Pirince giderken ,evdeki bulgurdan olmakda var. Bu plan bir ters teperse ,tepe taklak yuvarlanmak da var.
Derler ki “Zulüm ile abâd olanın, ahiri berbâd olur.”
XARABE BAVA’da ki bu vahşeti lanetleyelim.
Artık yeter, Sere sale, Bıni sale, kış gitsin, bahar gelsin,
Ya Xızır, Çık meydanlara bu zulmü yapanların, ahirini berbat eyle.
Meydan gümbür gümbürdesin.