Esra ve Sultan Özakça: Bizim bayramımız Nuriye ve Semih’in talepleri kabul edilince gelecek

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın açlık grevi eylemi 109’uncu, Sultan Özakça ve Esra Özakça’nın açlık grevi eylemleri 34’üncü gününe girerken, Sultan Özakça ve Esra Özakça “Bizim bayramımız Nuriye ve Semih’in talepleri kabul edildiği gündür” dedi.

OHAL kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın açlık grevi eylemi 109’uncu gününe girdi. Açlık grevlerinin 75’inci gününde tutuklanan Nuriye Gülmen ile Semih Özakça’nın açlık grevlerini sahiplenmek ve onlara destek olmak için açlık grevine başlayan Semih Özakça’nın Eşi Esra Özakça ve annesi Sultan Özakça’nın eylemi ise 34’üncü gününde. Gülmen ve Özakça’nın sağlık durumları hayati risk taşımaya başlarken Sultan Özakça ve Esra Özakça’nın da sağlık sorunları baş göstermeye başladı. Esra Özakça ve Sultan Özakça dihaber’in sorularını yanıtladı.

*Açlık grevinde 34’üncü güne geldiniz sağlık durumunuz nasıl?

Esra Özakça: Açlık grevinin getirdiği etkileri biraz erken görmeye başladık, hem Yüksel Caddesindeki direniş hem de polisin müdahalesinden dolayı hep hareketliydik buda bizi fiziksel olarak yorduğu için açlık grevinden erken etkilendik. Bacak ağrılarım çok fazla, özellikle yorulduğum zaman yürümekte zorlanıyorum, çabuk yoruluyorum. Ağız yaralarım var, zaman-zaman sıvı almakta zorlanıyorum, sürekli biber gazı yediğimiz için ishal sorunum çok fazla, ishale bağlı sıvı kaybı da halsizlik yapıyor.

Sultan Özakça: Benim de bacak ağrılarım var. Damağımda yarılmalar var, halsizlik ve baş ağrısı var. Bu açlık grevinin etkilerinin dışında sağlık yönünden ciddi sorunlarım var. Rahim bölgemde bakteri ve virüs var ve tedavi olmam gerekiyor. Tedavi olmazsam ileride ameliyat olmam gerekecek. Ayrıca daha önce meme kanseri atlattım, açlık grevi direk kanser yapmıyor ancak bağışıklık sistemim zayıflarsa bu kanserin hücrelerinin üremesine olanak sağlayacak.

*Semih 109 gündür siz 34 gündür açlık grevindesiniz. Evinizde yemek pişiyor mu?

Esra Özakça: Bizim evde 109 gündür yemek yapılmıyor. Sadece evde değil bizim olduğumuz hiçbir yerde yemek yapılmıyor. Şöyle ki, evdeki tencere tavayı bile kaldırdık. Sadece Nuriye ve Semih’in içeceklerini hazırlamak için malzemeler var.

*Peki siz nasıl yemek yiyordunuz?

Esra Özakça: Biz Semih ve Nuriye ile hep birlikteydik dolayısıyla açlık grevinde olmalarından kaynaklı bizde onların yanında yemek yemiyorduk. Onlar olmadığı zaman da boğazımızdan yemek geçmiyordu. Zaten açlık grevinden bu kadar erken etkilenmemizin sebeplerinden birisi de bu.

*Bu süreçte kaç kilo kaybettiniz?

Esra Özakça: Semih’in açlık grevi döneminde yani 75 günde 6 kilo verdim. Daha sonra 33 günlük süreçte 6 kilo daha verdim. Toplamda 108 günde 12 kilo verdim.

Sultan Özakça: Ben 12 kilo kaybettim

*Semih’e “40 gün sonra işine geri dönemezsen açlık grevini bırakacaksın” diye mühlet vermiştiniz. Şimdi sizin eyleminiz 40’ıncı güne yaklaşıyor ne düşünüyorsunuz?

Sultan Özakça: Evet Semih’e 40 gün verdim. Anne yüreği endişelendiğimden dolayı 40 gün verdim. Ancak Semih “Benim direncim, benim iradem” dedi. Bende süresiz talepler kabul edilene kadar devam etmek istiyorum ancak az önce bahsettiğim gibi sağlık sorunlarım hayati duruma gelirse bırakmak zorunda kalabilirim.

*Semih ile en son ne zaman görüştünüz?

Esra Özakça: Geçtiğimiz Pazartesi günü görüştük. Semih duvarlara tutunarak geldi, zor yürüyordu. Yani biz sıkıntılarını sağlık durumunu soruyorduk ancak o hemen bunları geçiştirip bize moral veriyordu. Kazanacağına olan inancı bir dirhem eksilmemişti. Biz moralsiz gidiyoruz cezaevine gidip Semih’ten moral alıp çıkıyoruz.

Sultan Özakça: Bende en son Pazartesi günü kapalı görüşte görüştüm. Güler yüzlü direngen, bizi görünce gülüyor herkese çok selamı vardı. Ancak sağlığının iyi olmadığı apaçık ortada. O bizi motive ediyor Semih’i görünce cezaevinden mutlu bir şekilde ayrılıyoruz.

*Dışarıdan olup bitenden ne kadar haberdarlar?

Esra Özakça: Gazetelerinizi takip ediyorlar. Hemen her şeyi biliyorlar bizler aktarıyoruz, avukatlar aktarıyor. Ancak çok küçük ayrıntıları dahi merak ediyorlar mesela İstanbul’da sizinle ilgili bir eylem oldu diyoruz. “Kim yaptı? Kaç kişi?, Nerede yapılmış?, Ne slogan atılmış?” gibi sorular soruyorlar. Tecrit koşullarında olmalarından kaynaklı en küçük ayrıntıya kadar merak ediyorlar.

*Açık görüşte ne zaman görüştünüz? Durumu nasıldı?

Esra Özakça: 2 hafta önce görüştük. İnanılmaz bir şey. Ancak Semih 23 kilodan fazla kaybetti. Tamamen kemik diyebilirim.

Sultan Özakça: 15 gün önce Esra ile birlikte bende gördüm. İnanabiliyor musunuz öpemedim çocuğumu. Sarılıp doya-doya öpemedim. Sadece kemikten ibaret, erimişti. Kıyıp sarılamıyorsunuz bir şey olacak diye. Bu beni çok kötü etkiledi. Ancak kötülüğümü ona yansıtamadım. Halsizdi konuşurken enerjik olmaya çalışıyor ama ne kadar enerjik olmaya çalışsa da bir durgunluğu var.

*Cezaevinde yalnız mı kalıyor?

Esra Özakça: Hayır hücresinde yeni tutuklanan bir genç ile beraber kalıyor. Semih’e yardımcı oluyor. 2 kişi kalıyorlar.

*Cezaevi yönetiminin tutumu nasıl?

Esra Özakça: İlk tutuklama olduğu zaman görüş için gittik, “Bu hafta değil önümüzdeki hafta” dediler. Diğer hafta gittik “Görüş geçen haftaydı” dediler. Biz biraz üstlerine gidince de “Pardon sizin her hafta görüşünüz varmış” dediler. Keyfi bir durum hakim. Zaten 15 Temmuz’dan sonra belli haklar dahi uygulanmıyor. Semih’in gitarını vermek istedim “alamayız” dediler. Bir enstrümanın hakları olduğunu söyledim, bana “Hangi hak uygulanıyor ki?” dedi. Kendileri itiraf ediyorlar hakların uygulanmadığını. Bir fotoğraf çekmemize bile izin vermiyorlar. Onların görüntülerinin yayılmaması için fotoğraf dahi yasak ediliyor.

*Semih sizin açlık greviniz için ne diyor?

Sultan Özakça: Bize Semih başlayın demediği için bırakın gibi şeyler söylemiyor. İlk grevde olduğumuzu söyleyince de güldü yorum yapmadı.

Esra Özakça: Semih tecrübeli bir grevci olarak bize “sizde zayıflamışsınız” diyor. Ben birçok konuda ona danıştım işte ishal sorunumu ona sordum, ağız yaralarımı ona sordum. O da bize limonata tarifi verdi. Bir daha ki görüşte bize limonata ikram edecek.
*Bayramda görüş olacak mı?

Sultan Özakça: Bayramda görüşemeyeceğiz. Pazartesi günü görüş yok, Bayramdan sonra Çarşamba günü görüş olacak.

*Ramazan ayında AKP’li yöneticiler oruç tuttular ve bayrama giriyorlar. Ancak siz bayrama Semih’siz gireceksiniz ve Semih’in açlığı ve sizin açlığınız devam ediyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Esra Özakça: Öncelikle Dünyadaki tüm Müslümanların Ramazan bayramını kutluyorum. Dünyada ve ülkemizde açlık bitmeyen bir adaletsizlik. Biz her bayramı sevinç ile kutlardık ancak bu adaletsizliklerden kaynaklı bir burukluğumuz olurdu. Fakat bu bayram adaletsizliği bizzat kendimiz yaşadığımız için bu bayram bizim bayramımız değil. Bizim bayramımız Nuriye ve Semih’in taleplerin kabul edilip açlık grevlerini bitirdiklerinde başlayacak. İnsanların bayramını kutlayacağız belki ama bizim bayramımız bu gün değil. AKP’li Bütün yöneticiler oruç tuttu açların halini anlamak için. 17 saate varan sürelerde aç kaldılar. Bayramda bu açlıkları son bulduğunda her lokmalarında işi için emeği için, eşi için oğlu için aç olan bizleri düşünsünler.

*Daha önce hiçbir bayram Semih’ten ayrı kaldınız mı?

Sultan Özakça: Hayır hiçbir bayram Semih’ten ayrı kalmadım hep beraberdik. Farklı şehirlerde olsak bile bayramlarda bir araya gelirdik. Bütün İslam aleminin bayramını kutluyorum. Tabii ki bize bayram değil bize ancak çocuklarımız sağlıklı bir şekilde işlerine dönerse bayram olacak.

*Türkiye’de annesi eşi ve kendisinin açlık grevine girdiği başka bir örnek yok. Bu durum etrafınızda nasıl karşılanıyor?

Esra Özakça: Çok fazla yankı uyandırdı bu açlık grevi. Bizim açlık grevinde olmamıza yakınlarımız “Nuriye ve Semih’e sonra kim bakacak”, “Onlar yapıyor siz yapmayın” gibi tepkiler veriyor. Nuriye ve Semih’e de “bırakın” demişlerdi. Ben buna politik olarak şöyle bakıyorum, direniş 120 gün sürdü ancak açlık grevi başladığında bu denli bir saldırı gerçekleşti. Yani devlet açlık grevine saldırdı. Devlet açlık grevine saldırınca bende açlık grevini sahiplenme kararı aldım. Bunu anlamayanlara da eşim için açlık grevi yapıyorum diyorum. Yapılabilecek en büyük eylem bu. Hiç kimsenin umurunda değilse bile Semih benim aç olduğumu biliyor ve bu bana yeter.

*Sizin politik bir geçmişiniz veya siyasi bir kimliğiniz yok ancak açlık grevi yapıyorsunuz siz nasıl tepkiler aldınız?

Sultan Özakça : Hep söyledim söylemeye de devam edeceğim, direniş içinde direnişçi yarattılar. Semih ve Nuriye’nin direnişleri içinde direnişçi oldum. Annem babam akrabalarım kötü sonuçlarla karşılaşmaktan korkuyorlar ancak onlar nasıl benim için endişeleniyorlarsa bende Semih için endişeleniyorum. Bunu yapmak zorunluluktan değil içinizden gelen bir şey. Dediğim gibi direniş içinde direnişçi yarattılar.

*Semih 109 gündür açlık grevinde ve 75’inci günde tutuklandı. Artık çok kritik günler hatta saatler, sizin duygularınız nedir? Ne hissediyorsunuz?

Esra Özakça: Şuan Dünya’nın birçok yerinde ve Anadolu’da insanlar bu iş nasıl çözülecek diye kaygı duyuyor. Diyalektiğin bir yasası var, “zıtlar çelişki halindedir”, zıtlar şuan çelişki halinde devlet iki eğitimciyi öldürecek mi? yoksa işlerini geri mi verecek? İnsanlar birçok şey söylüyor. Hatta Nuriye ve Semih açlık grevini bıraksın diyenler de var. Bu çelişki mutlaka çözülecek iyiden yana veya kötüden yana mutlaka çözülecek. Siz bu çelişkinin hangisini beslerseniz o kazanır. Bu çelişkide bizim beslendiğimizi düşünüyorum. İktidar tüm her şeyi ile saldırıyor ancak beslenemiyor. Semih ve Nuriye’nin iradesi bir gün bile kırılmadı buradan doğru da biz besleniyoruz. Nuriye ve Semih yaşayacak diye düşünüyorum. Kaygılı ve derin bir endişe içindeyiz yani bir an önce taleplerin kabul edilmesini bekliyoruz.

Sultan Özakça: Artık çok ciddi bir aşamaya geldi. Günleri düşünemiyoruz saatleri düşünüyoruz artık. Ne olacak acaba ne ile karşılaşacağız bir kalp riski ile mi veya başka bir şey ile mi karşılaşacağız. Bu gece hiç uyumadım mesela. Rüyamda Semih’i gördüm beni aradı, anne gözüm düştü dedi ve ben sabaha kadar onun gözünü düşündüm. En küçük haber dahi bizi etkiliyor.

*Bu açlık grevi eylemine emek örgütlerinin yaklaşımı nasıl oldu? Herhangi bir çağrınız var mı?

Esra Özakça: Aslında sendikalara söyleyecek çok şey bulamıyorum. Tarih bunları yazıyor. Evet, Türkiye’de 100 binlerce insan işten atıldı birkaç kişi direnişe geçti 2 kişi açlık grevine başladı ve bu açlık grevinden tutuklandı şu anda da hayati durumları söz konusu. Ancak sendikalar birkaç açıklama dışında hiç bir şey yapmadı. Sahiplenmedi bu insanları. Bunu tarih yazacak, bizim hiçbir şey söylememize gerek yok. Bizim çağrımız emekçilere, çağrımız halkımıza biz onlardan sahiplenme bekliyoruz. Desteklerini bekliyoruz.

*Önümüzdeki süreçte devam eden eylemler dışında bir programınız var mı?

Esra Özakça: Şuan ilk amacımız yapılan bu eylemlerin kitleselleşmesi. Farklı eylem planlarımız da var ancak henüz tartışıyoruz. Nuriye ve Semih için can ise biz canı ortaya koyduk bayramın ikinci gününde burada sokakta bayramlaşma olacak bayramda da burada olacağız ve yine Yüksel direnişi devam edecek.

*AKP Hükümetinden size yapılan bir açıklama var mı?

Esra Özakça: Daha önce Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli ile yaptığımız görüşme basına kapalıydı. Ancak tutuklama sonrası biz bunu açıkladık. Bir güven ilişkisi kalmadığı için, çünkü bizimle bu görüşme yapılırken Nuriye ve Semih hakkında soruşturma dosyası açılmış. Bunun dışında da her hangi bir açıklama tarafımıza yapılmadı.

EN SON EKLENENLER