Êzidî bir kadının kaçış hikayesi: Şengal, Rakka, Halep, Ezaz, Antep, Silopi ve nihayet Şengal

Bir yıl 10 gün boyunca DAİŞ’in elinde esir kalan E.H.E. isimli Êzidî kadın, kendi imkanlarıyla DAİŞ’in elinden kurtulma hikayesini anlattı. 3 kızı, eşi ve 7 kardeşi halen DAİŞ’in elinde bulunan ve 80 yaşındaki annesini de yanına alarak zorlu bir yolculuktan sonra Şengal’e ulaşan E.H.E., umutla esir olan Êzidîlerin kurtarılacağı günü bekliyor.

Êzidî tarihine 73’üncü katliam olarak geçen DAİŞ saldırısı ile 10 binlerce Êzidî, DAİŞ’in eline geçti. Êzidî toplumunun kadınları ve çocukları köle olarak satılırken, erkekleri de katledildi. DAİŞ’e esir aldığı kimi kadınları QSD ve YBŞ savaşçıları çatışma ve özel operasyonlar sonucu kurtarırken, kimileri de kendi imkanları ile ellerinden kaçmayı başardı. Kendi imkanları ile zorlu bir kaçıştan sonra Şengal’e ulaşan kadınlardan 45 yaşındaki E.H.E., dihaber’e DAİŞ’in elinden nasıl kurtulduğunu anlattı.

E.H.E.’nin 3 kızı, eşi ve 7 kardeşi halen DAİŞ’in elinde bulunuyor. Ailesi nedeniyle endişelendiği için isminin açık yazılmasını istemiyor. Şengal’de diğer aile üyelerinin kurtarılmasını umutla bekliyor.
Yaşlı olduğu için yanında kalmasına izin verilen 80 yaşındaki annesini de yanına alarak DAİŞ’ten kaçmayı başaran E.H.E. çocukları, eşi ve kardeşinin kendilerinden ayrı bir yerde tutulduğunu anlattı.

‘EMİR BENİ DAİŞ’İN TOPLAMA MERKEZİNE TESLİM ETTİ’

Esir düştükten sonra ailesi ile beraber Rakka’ya götürüldüğünü, orada köle olarak satıldığını ifade eden E.H.E., DAİŞ’in elinde kaldığı süre içerisinde 4 kişiye satıldığını ve son olarak hakkında idam kararı çıkartıldığını söyledi. E.H.E., Rakka’da kaldığı süreyi şu sözlerle ifade etti: “Bir yıl boyunca birçok işkenceye maruz kaldım. 5 ay boyunca bir DAİŞ emirinin yanında bulaşıklarını ve elbiselerini yıkadım. Ardından birine satıldım. Sonra emir beni DAİŞ’in toplama merkezine teslim etti. Orada da bir süre hizmetçilik yaptım. Ardından birine daha satıldım. Bir keresinde anahtarı annem bulup getirdi; fakat annem yaşlı olduğu için göze alıp kaçamadık.”

DAİŞ ÖLÜM EMRİ ÇIKARDI

1 yıl 10 gün boyunca DAİŞ’in elinde esir kalan E.H.E., kendisine birçok kez işkence yapıldığını da ifade ederek, “Beni sürekli birilerine sattılar. 3 kere satıldım, sonra Haleb’e götürüldüm. Bir DAİŞ’li vardı Cisrawi aşiretindendi, bunlar DAİŞ’ten daha kötüydü. Bir eşi vardı, o da bana baskı uyguluyordu beni dövüyordu. Cisrawi olan birine telefon açtı adam geldi bizi öldürmek için bir yere götürdü. DAİŞ ölüm emri vermişti; çünkü ben DAİŞ’in kötü olduğunu söylüyordum. DAİŞ’e karşı gerçekleri her yerde söylüyordum. Bu yüzden idam kararı çıkarıldı. Bana ‘Seni öldüreceğiz, dilini burnunu ve kulağını keseceğiz’ dediler” şeklinde konuştu.

HALEP’TE KALDIKLARI APARTMANDAN KAÇTILAR

Öldürmek için kendilerini teslim alan kişinin, annesi ile birlikte kendisini Halep’e götürdüğünü ve bir apartmanda tuttuğunu dile getiren E.H.E, bir süre sonra sabah erken saatlerde DAİŞ’lilerin eve gelmesinden önce evden kaçtıklarını söyledi. Bir müddet DAİŞ’e karşıt bir ailenin yanında kaldığını ifade eden E.H.E, ailenin yardımı ile Ceyş El Hür’ün (ÖSO) kontrolündeki Ezaz garajına kadar gidebildiklerini söyledi. Burada bir şoföre verdikleri para ile Ezaz’e geçtiklerini ifade eden E.H.E, daha sonra birinin daha devreye girmesi ile Türkiye sınırına kadar gelebildiklerini anlattı.

TÜRKİYELİ İNSAN KAÇAKÇISI İLE ANTEP’E

Sınırda Türkiyeli insan kaçakçısına teslim edilen E.H.E., kaçış hikayesinin devamını şöyle anlattı: “Beni burada Türk birine verdiler ve çok kötü idi. Türkçe konuşuyordu. Benden fazla para almak istiyordu. Bana ‘kimliğin nerede’ diyordu, o yüzden zorla benden para aldı. ‘Eğer para vermesen yine seni eski yerine gönderirim’ diyordu. Ben de korktum tüm parayı verdim. Bizi Türkiye’ye götürdü DAİŞ kulağıma vurduğu için iyi işitemiyordum, bu yüzden telefonla konuşamadım ailemle. O Türk beni Antep garajına bıraktı. Orada kardeşime telefon açtım, kardeşim ‘Silopi garajına gel’ dedi. Fazla anlamadığım için kardeşimin telefonunu şoföre verdim onlar biz Silopi’ye gelene kadar iletişimde oldular. Biz Silopi’ye geldik. Orada aileme ulaştım ve Şengal’e geldim.”

ŞENGAL’DE İLK YAPTIĞI ŞEY TOPRAĞI ÖPMEK OLDU

Şengal’e ayak bastığında ilk olarak toprağını öptüğünü dile getiren E.H.H., Şengal’in yurtları olduğunu ve umudunun gerideki tüm Êzidî esirlerin de kurtarılarak Şengal’e varmaları olduğunu söyledi. DAİŞ’in elindeki diğer aile fertlerinin isimlerini de paylaşan E.H.E., güvenlik kaygısı ile isimlerinin yazılmasını istemedi. E’nin 3 kızı, eşi ve 7 kardeşi hala DAİŞ’in elinde esir tutuluyor.

Selami Aslan – dihaber

EN SON EKLENENLER