Gazeteci Türkeri: İspanya o treni kaçırdı

Katalonya’da bağımsızlık referandumunu takip eden gazeteci Zekine Türkeri, İspanya hükümetinin uyguladığı şiddetle treni kaçırdığını söyleyerek, “Biz Türkiye’de Ortadoğu versiyonunu, Katalanlar da AB versiyonunu yaşıyor” dedi.

İspanya’nın farklı özerk bölgelerinde olduğu gibi kendine özgü bir dile, tarihe ve kültüre sahip olan Katalonya 1 Ekim’de bağımsızlık referandumuna gitti. İspanya’nın ülke nüfusunun yüzde 16’sını oluşturan Katalonya’da halk referandumda yüzde 90,09 bağımsızlık yönünde oy kullandı. Yaşanan şiddetli saldırılara karşı sandıklara sahip çıkan Katalanlar, bağımsızlığın ilan edilmesini beklerken, Katalonya Başkanı Carles Puigdemont, müzakere sürecinin işletilmesi için ertelendiğini açıkladı. Bu açıklamadan sonra İspanya Başbakanı Mariano Rajoy, Katalan lider Puigdemont’a bağımsızlık konusundaki tavrını netleştirmesi için 5 gün süre verdi. Puigdemont, yarına kadar bağımsızlık ilan ettiğini doğrularsa, bu ilanı geri çekmesi için kendisine 3 gün daha süre verilecek.
Katalonya’da referandumu takip eden İspanya vatandaşı gazeteci Zekine Türkeri, Katalonya’da yapılan ve sonrasında askıya alınan referandumun bağımsızlık talebinde bulunan Katalan halkı için ne anlama geldiğini değerlendirdi.
AB BAĞIMSIZLIĞI NEDEN İSTEMİYOR? 
İspanya’da halkçı ve sağcı bir partinin iktidarda olduğunu söyleyen Türkeri, Katalanlar açısından bağımsızlık fikrinin 2004 yılından bu yana gündemde olduğunu belirtti. Katalanların çeşitli hükümetlerce kendilerine bağımsızlık iddiasında bulunduklarını ve referanduma giden sürecin de bu durumdan etkilendiğini dile getiren Türkeri, referanduma olumlu bakmayan devletlerin ve Avrupa Birliği’nin (AB) tavrına ilişkin de şunları söyledi: “2010’da Anayasa Mahkemesi statüyü iptal etti. İktidarda olan halkçı parti hükümeti, Pepe hükümeti hiçbir şekilde diyaloga yanaşmıyor. İllegaldir diyor referanduma. İllegal bulduğu için de güvenlik güçleri ile müdahale ettirdi. AB ise o müdahalenin tavrını eleştirdi. Çünkü ‘Orantısız şiddet kullanıldı’ dedi ve öyle bir orantısız şiddetti ki 850 yaralıya neden oldu. Ben Avrupa’nın tarzına şaşırmıyorum. Avrupa aslında Katalan bağımsızlığını tanımayacağını söyledi. Avrupa, İspanya’nın birliğinden yana. Çünkü başka milletler de var Avrupa içinde. Örnek olmasın diye de bunu istemiyor olabilir; ama onun dışında bir şey daha var. Ona rağmen Katalonya’da şimdi bağımsızlık yanlıları ile karşıtı olanlar yani İspanya’da kalmak isteyenler neredeyse başa baş. Eğer Katalan referandumunda büyük bir çoğunluk çıkmış olsaydı, belki AB’nin tavrı biraz daha değişebilirdi. Ama o başa baş olma durumu AB’yi buna biraz itiyor. Çünkü bir de Katalanlar giderse Basklılar, Galiçyalılar var sırada. Üç tane ayrı halk daha var İspanya’da. Bağımsızlık talebinde bulunabilecek belli başlı halklar bunlar.”
POİGDEMONT’UN AÇIKLAMALARI 
Katalonya’da şimdiki sağcı hükümetin sorunu derinleştiren ve elinde baskı dışında başka hiçbir çözümün olmadığını ifade eden Türkeri, bu durumun Katalanların onuruna dokunduğunu ve bunun bağımsızlık yanlılarını biraz daha yükselttiğini söyledi. Yapılan referandum ardından ilan edilmesi beklenen bağımsızlığın aksine Katalonya Bölgesel Hükümeti Başkanı Carles Puigdemont’un bağımsızlığın ertelendiği yönünde yaptığı açıklamanın ne anlama geldiğine ilişkin Türkeri, şunları söyledi: “Halkın yarısı İspanya’dan birlikten yana yarısı da bağımsızlıktan yana. Referandum olağanüstü koşullarda yapıldı. O şartlara rağmen olağanüstü bir direniş ve örgütlülük gösterdi bağımsızlık yanlısı Katalan halkı. Ben bahse bile girdim bir arkadaşımla. Beni hiç şaşırtmadı Puigdemont’un son açıklaması, çünkü kazın ayağı öyle kolay değil. Katalonya’da ondan birkaç gün önce başka şeyler de oldu. Puigdemont önce 48 saat içinde ilan edeceğini söyledi. Sonra onu erteledi. Bir ton büyük sermaye çekildi Katalonya’dan. Pek çok şirket merkezini Barcelo’dan aldı, Madrid’e ve başka şehirlere götürdü. AB’nin baskısı var. Bütün bu koşullar içinde bence Puigdemont’un yaptığı biraz komik oldu. O meydanlarda bağımsızlık ilanını bekleyenleri şaşırttı. Omuzlarında bence ağır bir yük vardı. O hiç kolay olmayacaktı. O konuştuğunda İspanyol jandarması ve polisi havalimanlarına, tren garlarına gitti, limana gitti. Bunun sonuçlarını bence göğüsleyemedi. Komik bir açıklama oldu, hem ilan etti hem de dondurdu geçici olarak.”
‘BİZ ORTADOĞU ONLAR AB VERSİYONUNU YAŞIYOR’
Türkeri ayrıca, Puigdemont’un yaptığı açıklamadan AB’ye “şiddet kullanmadan yapalım”, “yeni bir takvim belirleyelim referandum için”  gibi okumalar çıkardığını belirten Türkeri, “Söylediklerinden ve diyalogdan bunu anlıyorum. Ama karşısındaki hakikaten duvar gibi hükümet. Biz de Ortadoğu versiyonunu yaşıyoruz Türkiye’de. Onlar da AB’deki versiyonunu yaşıyor. Milliyetçilik milliyetçiliktir. Unutmayalım İspanya’nın ikinci büyük partisinde sosyalistler var. İspanya’nın üç büyük partisi Mariano Rajoy’u bu konuda destekliyor. Emperyal zamanlardan gelen bir duygu var, bölünme paranoyası var. Rajoy’un yaptıkları Katalanların bağımsızlık duygularını daha da kamçılayıp arttıracaktır. Bir çözüm olmayacaktır. Katalanlar da Puigdemont da aslında kendisini yalnız hissetti. Bir de şu açıklamayı yaptı kendi partisi. AB’den bazı şahsiyetlerin diyalog yolunun kapatılmaması için araya girdiğini söyledi. Bundan en çok solcular rahatsız oldu. Onlar sayesinde Puigdemont hükümeti ayakta duruyor, çünkü onlar dışarıdan destekliyor. Onlar desteğini çekerse şuan ki Katalan hükümeti her an çökebilir” diye belirtti.
‘YPG’Yİ Mİ ÇAĞIRSAK DİYEN SOLCULAR OLDU’ 
Referandum günü yaşanan saldırılarda “Biz direnmeyi Kürtlerden öğrendik” açıklamalarını da hatırlatan Türkeri, “Referandum günü ben oradaydım. Sabah 4.00’te kalktım, 4.30’da en yakın oy kullanılacak yere gittim. Sonra da gün boyu Barcelona’nın pek çok oy verilen merkezine gittim. Olağanüstü bir örgütlülük gördüm. Kürtleri tanıyanlar iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar olan solculardı. Bu son dönemlerde bizim Güney’deki referandumda o kıyaslamayı yaptığı için herkes Kürtleri tanıyordu. Benim Kürt gazeteci olduğumu öğrendiklerinde sarıldılar. YPG’yi mi çağırsak diyen solcular bile vardı” dedi.
‘İSPANYA TRENİ KAÇIRDI’
Bağımsızlık referandumuna normal koşullarda izin verilmiş olsaydı “Hayır” oyu verecek olanların bir kısmının da “Evet” diyeceğini iddia eden Türkeri, bundan sonra bağımsızlık isteyen Katalan halkını nelerin beklediğine ilişkin de şu tespitlerde bulundu: “Bence bir kaotik dönem olacak. Bu hükümet çok dayanamayacak. Mariano Rajoy süre verdi. ‘Anayasa’nın 5.maddesini devreye sokarım’ dedi. Yani ‘Sizin şu andaki otonomiyi de iptal ederim’ dedi. Onu yaparsa daha büyük bir delilik ve Katalonya’nın bağımsızlığını daha da hızlandırmış olur. Ama bundan sonra biraz kaos da olsa, bu hükümet çökse bile Katalan hükümetinin bence erken seçime gitme ihtimali yüksek. Ama oradaki bağımsızlık yanlıları güç kazanarak sandıktan çıkacaklar. Çünkü Madrid hükümetinin barbarlığa varan kullandığı şiddet diyalog kapısını tamamen kapatması bağımsızlık yanlılarının artmasını kolaylaştıracaktır. Bence bundan geri dönüşü yok. Şimdi bazıları Katalanlar için tarihsel olarak ticaret ve diplomasilerde iyilerdir. Bu ne demektir? Pazarlık yapmayı yeryüzünde yapmayı bilen haklardan biri odur derler. Ben ona rağmen artık her şey için çok geç. İspanya için çok geç, o treni kaçırdı. Bundan 5 sene önce Anayasa Mahkemesi’ne giderek kaçırdı, şimdi uyguladığı şiddet ile kaçırdı. Bence İspanya 155. maddeyi (ulusal tehdit ve egemenlikle ilgili konularda gerekli görülmesi halinde özerk yönetimlerin haklarının merkezi hükümete devredilmesi) uygulamayacak. Uygularsa Katalonya’nın bağımsızlığı bir sıçrama yaşayacak. Çok kısa sürede bağımsızlığını ilan edebilir.”
MA / Necla Demir

EN SON EKLENENLER