Gazeteciler Kızılkaya ve Sancılı tahliye edildi

Kapatılan Özgür Gündem davasında tutuklu olarak yargılanan gazeteciler İnan Kızılkaya ve Kemal Sancılı’nın tahliyelerine karar verildi. Kızılkaya savunmasında, “Benim başıma gelen en kötü şey 441 gün tutuklu olmam değil, gazetemin kapatılmasıdır” dedi.
İlk olarak 16 Ağustos 2016 tarihinde İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği tarafından ve 29 Ekim 2016 tarihinde de Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Özgür Gündem gazetesinin beşinci duruşması 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Gazetenin 441 gündür tutuklu olan Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya ve 301 gündür tutuklu olan imtiyaz sahibi Kemal Sancılı duruşmada hazır bulunurken, tutuksuz yargılanan Necmiye Alpay ile Eren Keskin’de duruşmaya katıldı.
Çok sayıda avukatın katıldığı duruşmayı, Alman Konsolosluğu yetkilileri, CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Hilmi Yarayıcı, TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, DİSK-Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren ile gazeteci ve yurttaşlar izledi. Salonun küçük olmasından kaynaklı çok sayıda kişi ise duruşma salonuna giremedi. Daha önce duruşmaya bakan heyetin değiştiği görülürken, yapılan kimlik tespiti ile duruşma başladı.
‘ÖRGÜT BAĞI BULUNMAYACAKTIR’
Duruşmada söz alan Avukat Özcan Kılıç,  Eren Keskin hakkında olan yurt dışı yasağının kaldırılması yönündeki talebini yeniledi. Kılıç, digital materyallerin mahkemece emniyetten istenmesine dair raporun hazırlandığını hatırlatarak, “Rapor hazırlanmışsa inceleme tamamlanmıştır” dedi. 22 Kasım’da görülen duruşmada mahkeme tarafından Emniyet Genel Müdürlüğü’ne gazetenin “örgüt bağı”nın araştırılmasına dair kararına atıfta bulunan Kılıç, “Bu kararı beklemenin bir anlamı yok. Zaten bu bağ bulunmayacaktır. Örgüt bağı yok” diye konuştu.
Gazetenin kapatılmasına dair bilgi istenmesine ilişkinde Kılıç, “Evet bir defa kapatıldı. Ama AİHM tarafından devlet tazminata uğratıldı” diye belirtti.
Kızılkaya ve Sancılı’nın tahliye taleplerinin dosyada yargılanan Filiz Koçali ve Ragıp Zarakolu’nun “kaçak” olmasının gerekçe gösterilerek reddedilmesine tepki gösteren Kılıç, “Mahkemenin bu kararı tekrardan gözden geçirmesi gerekir. Müvekkil gazetecilik faaliyeti yürütüyor. Suçun şahsiliği ilkesine aykırı bir gerekçe” dedi.
‘SÜREÇ DEĞİŞİRSE YARGILAMALAR BAŞKA DURUM ALACAK’
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) gazetecilerin tutuksuz yargılanmasına dair kararını hatırlatan Kılıç, Birleşmiş Milletler (BM) Yüksek Komiserliği’nin bölge kentlerine dair hazırladığı raporu mahkeme heyetine sundu.
Kılıç, iddia makamının ısrarla Sancılı’nın basın kanunu kapsamında bir sorumluluğu olmamasına rağmen haberlerden ve yayından sorumlu tutmaya çalıştığını söyledi. Kılıç, şöyle dedi: “Sonuç olarak burada yargılanan gazetenin yayınladığı haberler ve yayın politikasıdır. Bu yargılanıyor ve sorgulanıyor. Türkiye’de 160’ı aşkın gazeteci yargılanıyor. Türkiye’deki siyasi sürece göre yargılamalar devam ediyor. Süreç değişirse bu yargılamalarda başka bir durum alacak.” Kılıç, Kızılkaya ve Sancılı’nın tutukluluğunu gerektirecek bir durumun olmadığını vurgulayarak tahliyelerini talep etti.
Ardından söz alan Avukat Erdal Doğan, mahkemenin dijital materyallerin toplanmasını beklenmesini ve bunun ardından kararın verilmesinin büyük bir hukuksuzluk olduğunu aktardı.
‘BENİM İÇİN ÜZÜCÜ OLAN GAZETEMİN KAPATILMASIDIR’
Daha sonra savunma yapan Özgür Gündem Gazetesi İmtiyaz sahibi Kemal Sancılı, tahliye talebinde bulundu.
Gazetenin Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya ise, 441 gündür özgürlüğünden yoksun ve tecrit altında olduğunu ifade ederek, “16 Ağustos günü Özgür Gündem gazetesi yüzlerce polis bir düşman kalesini dağıtırcasına bastı. Bizi normal olarak gözaltına alabilirlerdi. Bize ‘size devletin gücünü göstereceğiz’ diyorlardı. Bizim bir silahımız yoktu, tek silahımız kalemimizdi. Biz devletin gücünü çok iyi tanıyoruz. Demokratik ülkelerde vatandaş devletin gücünü değil, demokrasiyi tanır. Bir gazetecinin kalemi otorite karşısında boyun eğerse ya da vicdan/cüzdan arasında cüzdanı tercih ederse kırılmıştır. Ben gazeteciyim, sivil bir insanım, yaptığım tüm haberlerin arkasındayım. Tüm haberlerde çok boyutlu bir mesele hakkındaki olgu ve gelişmeleri yansıttık. Bu toplumun bilgi edinme hakkıdır. Türkiye’de de bu hak Anayasal olarak verilmiştir. Benim başıma gelen en kötü şey benim 441 gün tutuklu olmam değil, gazetemin kapatılmasıdır. Gazetecilik suç değildir. Gazetecilikten yargılanan herkesin tutuksuz bırakılması gerekiyor. O gazete hiç bir ihale ve paraya buluşmaz, hiçbir güce itaat etmez” diye konuştu.
Kızılkaya’nın savunması ardından iddia makamı Sancılı ve Kızılkaya’nın önceki kararları gerekçe göstererek, tutukluluk halinin devamını istedi.
Kararını açıklamak üzere duruşmaya ara veren mahkeme heyeti, aranın ardından Kızılkaya ve Sancılı hakkında yurtdışı yasağı ile tahliyelerine karar verdi.

EN SON EKLENENLER