Yoğun bir Alevi ve Kürt nüfusu barındıran Gazi Mahallesi, adı konulmamış bir abluka altında. Her dönem belli düzeyde baskılarla yaşamaya alışan mahalle halkı, 2015’ten itibaren baskı dozunun her geçen gün daha da arttığına tanık oldu. Gazi Mahallesi’nde Suruç Katliamı ile açığa çıkan öfke, Günay Özarslan’ın katledilmesiyle daha da büyümüş, polisin pervasız saldırıları sonrası mahalle halkının da kitlesel katıldığı bir mahalle savunmasına dönüşmüştü. Devletin devrimci çevrelere baskılarının yoğunlaşması ile eylemlere polisin saldırısı da giderek sertleşti.
15 Mayıs 2016’da yapılan İbrahim Kaypakkaya anmasında polis sokaklarda gelişi güzel, evlere doğru ateş açtı; Pınar Gemsiz’i evinde katletti. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası mahallede baskı bir kat daha arttı. Mahallede devrimciler tarafından neredeyse yok olma aşamasına getirilen çeteleşme devlet tarafından teşvik edildi. Baskılar sürerken bu yıl ise 15 Nisan’da, Gazi Kent Ormanında arkadaşlarının doğum gününü kutlamaktan gelen 3 gencin aracı polis tarafından tarandı. Birkaç ay sonra ise, Cihan Dindarik evinin önünde kaçırıldıktan birkaç saat sonra infaz edilip evinin önüne bırakıldı. Her koldan ablukaya alınan mahallede halk devrimcileri sahipleniyor ve sistemin baskılarına direniyor.
İSTANBUL/ANF