Hak Lokması: Aşure

Dün 12 İmam Orucu’nun son günüydü ve 12 İmam Çorbası / Şirin Çorba / Aşure Çorbası -ne derseniz deyin- pişirme ve orucu / yası sona erdirme günü. Kızılbaş – Alevi canlar evlerinde sabahtan bu aşı pişirip, oruçlarını öğlen bununla açarlar. Sabah erken ilk olarak Dede evinde kaynatılan aşure, gelen canlara lokma olarak verilir, daha sonra bir aya yakın dönem süresince de canlar evlerinde çorbalarını kaynatırlar.

Aşure, birbirinden farklı renk, koku ve tatta birçok malzemenin, yiyeceğin bir araya getirilerek CEM olması, SEVGİ kazanında, MUHABBET kepçesiyle harmanlanması ve İNANÇ ateşinde PİŞMESİ sonucu hazırlanan “HAKK LOKMASI”dır.

Bu sözden hareketle Aşure bir Cem olmanın, bir araya kendi güzellikleriyle gelebilmenin, hemhal olabilmenin ve muhabbet edebilmenin ve sonunda daha güzel bir tada dönüşebilemenin timsali olarak Aleviliğin de tarifi sayılabilir. Alevilik te bir Mecliste herkesin kendi “Kelamı” ve “Kemali”yle bir araya gelerek, “Marifet” dahilinde sözünü ve güzelliğini paylaştığı ve oradan daha güzel ve hoş ayrıldığı bir cemiyet olma halidir.

Bu muhabbet ve “İrfan Meclisleri”nde canlar bir araya geldiklerinde, güzellikleri ve hoşlukları paylaştıkları gibi, edep ve erkan dahilinde biribirleri hakkındaki varsa şikayet ve dilekerini de dile getirirler. Amaç kimseyi hefef alarak yıkmak değil, daha iyi bir toplum yaşamı ve ahlakı konusunda hatalarla yüzleşmek, farkına varmak, eleştiri-özeleştiri kanalıyla toplumsal dirlik ve düzeni yine birlikte ve uyumla, hoşça sürdürmektir.

Ancak son bir yıla yakın bir süredir mensubu olduğum Sinemilli Ocağı Kantarma dedelerinin, yazarların, taliplerin ve kurumların içine dahil olduğu bir tartışmalı dönem yaşadık. Başından beri ifade ettiğim gibi bu “Aile ve Ocak içi” meseleyi her hangi başka bir yer ve ortamda konuşmayacağımı, kendi aramızda görüşeceğimizi ifade ettim, ediyorum. Buna rağmen tartışmalar, karşılıklı suçlamalar, hakaret ve iftiraların her yerde yaşandığı bir süreç geçirdik.

İlk günden beri olayın içine kendini dahil ederek büyümesine ve hadli hadsiz herkesin konuşmasına vesile olanlar, benden hiçbir açıklama dahi dinlemedikleri gibi, başından beri nerede durduğumu izah etmek için düzenlediğim toplantıya da iştirak etmemişlerdir. Ancak üzülerek belirteyim ki aynı kişiler, kurumlar ve canlar nezdinde hakkımda iftira ve dedikodulara devam etmekte, erkan ve hizmet yürütmemin engellenmesi gerektiğini dile getirmektedirler. Daha da ileri giderek “düşkün olduğumu” iddia etmektedirler. Hatta Dede olmadığımı bile dile getirenler var.

Kerameti ve ahlakı kendinden menkul şahıslar, ve kurumlar adına temsil iddiasında olanların, hakkımdaki edep dışı tavır ve davranışlarına bundan böyle müsamaha göstermeyeceğimi belirtmek isterim. İsa Peygamber’in o dönem Yahudi toplumunda tanık olduğu ve iştirak etmesi istenen bir “recm” olayında söylediği çok anlamlı bir söz vardır: “İlk taşı günahsız olanınız atsın!”

Bırakın bir “Dede”yi, bir Alevi canı dahi ulu orta yerde düşkün ilan edebilmek hiç kimsenin haddi değildir ve söyleyenin ne kadar Edep ve Erkan’dan yoksun olduğunu gösterir. Ancak günümüz Alevi Kızılbaş toplumunun inancı ve süreği bakımından da geldiği noktayı göstermesi açısından da önemli bir göstergedir. Topluluğun maddi ve bireysel sorunlarını hallederken, maneviyatını nasıl kaybettiğinin ifadesidir.

Hatırlatmak gerekir ki “düşkünlük” de tıpkı diğer Alevi erkan ve yaşam pratikleri gibi bir meclis karar alma süreci olarak kurumal bir yapıdır ve aşamaları, erkanları, darı-didarı mevcuttur. Bu süreç dışında bir kimsenin başka bir can tarafından düşkünlükle itham edilmesi “edepsizliktir” ya da en hafif deyimiyle Alevilik hakkında hiçbir şey bilmemektir, cehaletin dışa vurumudur.

Kendini dost gören görmeyen bütün canlara söylemek isterim ki, Hakk’tan bir mani olmazsa önümüzdeki yaz, büyük olasılıkla Temmuz ayı sonu gibi Kantarma’da herkesin olacağı bir cemiyette aile içi sorunumuzu ele alıp, yüzleşip çözeceğiz. Bunun dışında şu ana kadar yaptığım gibi hiçbir yerde ve hiç kimseyle konuya dair başka bir diyaloğum olmayacak.

Bunun yanında beni görmezden gelenlere diyeceğim, şu an itibariyle İngiltere’deyim, varım, ve benimle çalışma yapmak, erkan yürütmek, muhabbet etmek isteyen canların hizmetindeyim. Kimin bir derdi ya da diyeceği varsa buyurup yüz yüze meclislerimize ve muhabbetlerimize gelebilir, derdini ifade eder, cevabını alır.

Son olarak, Yas-ı Muharreminiz, oruç ve niyetleriniz, pişirdiğiniz aşureler Hakk katında kabul ve makbul olsun. Dilekleriniz ve muratlarınız hasıl olsun.

Şah-ı Merdan Ali başınız, Hızır yoldaşınız olsun.

Aşk ile…

EN SON EKLENENLER