Hakan Atilla’nın avukatı Fleming: Sarraf’ın babasına da OFAC tarafından ceza kesildi

ABD’nin İran’a uyguladığı ambargonun nasıl ihlal edildiğine dair İran asıllı Türk vatandaşı Rıza Sarraf’ın devam eden çapraz sorgusunda tek tutuklu sanık Mehmet Hakan Atilla’nın savunma makamı, müvekkillerinden ziyade yasadışı düzende daha etkili sayılabilecek isimler üzerine duran bir strateji izledi.

HalkBankası Uluslararası Operasyon Birimi’nde çalışan Levent Balkan ismine odaklanan savunma avukatı Cathy Fleming, Sarraf’ın bu kişiyle yaptığı ve Sarraf’ın bu kişi hakkında konuştuğu bir dizi telefon konuşmasını jüriye dinlettirdi.

Sorguya Sarraf’ın, Hakan Atilla’nın ABD’de tutuklanmasını şok olarak nitelediği ifadeye gönderme yaparak başlayan Fleming, Atilla ve Sarraf arasındaki ilişkinin zayıflığına dikkat çekecek şekilde tanığın 29 Mayıs 2013 tarihinde Atilla’ya gönderdiği e-maile cevap dahi verilmemiş olduğunu vurguladı.

Davanın başında oluşturulan resimli panoya geçerek fotoğraflar üzerinden Sarraf’ın tanışıklıklarını sorgulayan Fleming, tanığın babasına ait Al Nafees döviz bürosuna terör, uyuşturucu ve silah kaçakçılıklarının mal varlıklarını denetleyen OFAC kurumu tarafından ceza kesildiğini de gündeme getirdi.

Sorulan çoğu soru ve verilen cevapların arasında bağlantının kurulmadığı ve dağınık olduğu izlenimi veren çapraz sorguda tansiyonun yükseldiği anlar Levent Balkan ve Sarraf arasındaki konuşmaların dökümünün incelenmesi oldu.

Sarraf, daha önce verdiği ifadede, 4 Ekim 2010 tarihinde İranlı devlet yetkilileri ve Halkbank arasında yapılan toplantıya yalnızca bankanın genel müdürü Süleyman Aslan ve genel müdür yardımcısı olarak Atilla’nın katıldığını beyan etmişti.

Çarşamba günü ise, Fleming’in sorusu üzerine bu toplantıda Levent Balkan’ın da
bulunduğunu “Evet, söylemedim, hanımefendi,” diyerek teyit etti.

Sorguda, bu büyük toplantıdan iki gün sonra, Aslan ile Halkbank Gayrettepe Şubesi’nde görüştüğü anlaşılan Sarraf’ın, genel müdürün ofislerinin bulunduğu katları tahmin etmesine karşılık Atilla’nın ofisinin yerine dair fikri olmadığı vurgulandı.

Aslan’la görüşme sonrası yardımcısı Abdullah Happani’ye genel müdüre rüşvet verilmesinin ayarlanmasi için talimat verdiği telefon konuşmasında Levent Balkan’ın patronunu mu kastettiği sorusuna Sarraf, “Kesinlikle, hanımefendi,” diyerek cevap verdi.

Balkan’la yasadışı para transferi ticaretinde aktif bir şekilde işbirliği içinde olduğu anlaşılan ve Sarraf’ın konuşmalardaki taraf olarak doğruluklarını bizzat teyit ettiği kayıtlarda ikili arasında yer yer oldukça samimi ifadelerin kullanıldığı dinlendi.

5 Kasım 2012 tarihinde Balkan ile yaptığı görüşmede Sarraf’a “Yüzyüze konuşalım, Süleyman Bey’le de, ayrıntılı konuşalım,” diyerek sistemde aktif bir şekilde rol oynadığının altı çizildi.

Fleming’in “Açık konuşmayalım diyor, öyle mi? sorusunda Sarraf’ın “Evet, çok kapalı olsaydı zaten bu tapeler olmazdı,” demesi salonda gülüşmelere neden oldu.

Atilla ile yaptığı kayıtlara geçen 4 konuşmada yüzyüze bir görüşme talebi olup olmadığını soran avukata tanık, “Dinlediğim tapelerde öyle bir şey dediğini hatırlamıyorum” dedi.

“Balkan, Süleyman Bey’i çağıralım diyor ama Atilla’yı çağıralım demiyor, doğru değil mi?” diye devam eden Fleming’e Sarraf, “Evet, demiyor,” şeklinde yanıt verdi.

Konuşmanın sonuna doğru Balkan’ın Hindistan’dan gelecek İran’a ait fonların transferi ve yatırım şirketlerinin oluşturulması için yaptığı bir yorumda, tanığa “Rıza Ağabey,” diye hitap etmesi ayrıca dikkat çekti.

Balkan’ın Sarraf’ın neznindeki önemine atfen 17 Ekim 2011 tarihinde Çin’de tanığın yasadışı ticaretini oluşturmaya calıştığı iddia edilen Ruchan Bayar ile yaptığı telefon konuşmasında kullandığı ifadeler dikkat çekiciydi.

Fleming’in “Levent Balkan bu noktada bankadan uzun süre önce ayrılmıştı, öyle değil mi? Ama halen rolünü, Halkbankası’ndaki işinin durumu hakkında yorumda bulunuyorsunuz” sorusuna Sarraf, “Levent Bey’in genel İran ticaretindeki rolünü konuşuyoruz” dedi.

Atilla ve Sarraf arasındaki ilişkilerde geçen karşıklıklı saygı ifadelerinin sıradanlığına da atıf yaptığı anlaşılan Fleming, başka bir banka personeli ile yapılan konuşma dinletildikten sonra,“Elemanlar size saygıyla hitap ediyordu değil mi?” diye sordu.

Tanık cevaben, “Halkbank personeli bütün dönemde her zaman bana saygıyla davrandılar, ben de her zaman onlara saygı gösterdim,” dedi.

Sarraf, aynı zamanda, özellikle yaptıkları para ticaretine vakıf olmayan alt düzey personele her görüşmede yalan söylediğini de kabul etti.

EN SON EKLENENLER