Halkın gıda, su, elektrik sorunlarının çözüm merkezi: Şengal Belediyesi

Birçok zorluğa rağmen halka hizmet konusunda kapasitesinin çok üstünde çaba gösteren, halka ücretsiz su, elektrik, gıda sağlayan Şengal Belediyesi, sonbaharda düzenleyeceği konferans ile resmi olarak ilan edilecek. Belediye yöneticisi Ziyad Qawal ayrıca Şengal’in özerkliğinin sağlanmasının temel hedefleri olduğunu vurguladı.

Binlerce yıldır Êzidî inancına yurtluk yapan Şengal, DAİŞ’in 3 Ağustos 2014 tarihindeki saldırısı sonrası büyük bir değişim yaşıyor. Uzun mücadele ve bedeller sonucu kurtarılan Şengal’de Êzidî toplumu oluşturdukları kurumları ile özerk yaşam için hazır olduklarını söylüyor. Bu kurumlardan birisi de büyük zorluklara rağmen halka hizmet sunmaya çalışan Şengal Belediyesi.

Tüm zorluklara rağmen aktif çalışma yürüten Şengal Belediyesi kapasitesinin çok ötesinde işler gerçekleştiriyor. Çalışmaları hakkında konuşan Belediye Yöneticisi Ziyad Qawal, halkın yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayabildiklerini ve halkın dönmesi halinde ciddi bir sorun ile karşılaşmayacağını ifade etti.

Yaklaşık iki buçuk yıldır çalışma yürüten belediyenin toplam 57 çalışanı var. Bu sayıyı arttırmaya çalışan belediye, halkın özellikle yaşamsal sıkıntılarının giderilmesi için de canla başla çalışıyor.

15 SAAT ELEKTRİK İHTİYACINI BELEDİYE KARŞILIYOR

Belediye yöneticisi Ziya Qawal’ın verdiği bilgilere göre belediye, Şengal merkezi, Serdeşt, Gundê Kersê, Milê, Kolka, Xanesor, Digurê, Dihola, Borik, Zorava mıntıkalarına yaklaşık 30 kuyu açarak halkın su ihtiyaçlarını karşılıyor. Belediye, Şengal, Serdeşt, Xanesor, Sînûn, Dihola, Zorava’da günlük iki çöp kamyonu, 3 traktör ile temizlik görevini gerçekleştirirken, 5 tanker ile de suyun yetmediği yerlere su taşıyor. Belediye yine Şengal’in en önemli sorunu olan elektrik sorununu da jeneratörlerle karşılıyor. Şimdiye kadar 15’ten fazla jeneratör ile hizmet veren belediye halkın günlük 13-15 saat elektrikten yararlanmasını sağlıyor.

BELEDİYE, KAMP ALANINA GÜNLÜK 100 BİN LİTRE SU DAĞITIYOR

Özellikle katliamdan dolayı yurtlarını terk eden ve kamp alanı haline getirilen, 10 binlerce kişinin yaşadığı Serdeşt, belediyenin özel olarak ilgilendiği alan oluyor. Qawal, Serdeşt kamp alanı için belediyenin faaliyetlerini şu şekilde anlattı: “Öncellikli olarak halkın ihtiyacı su, elektrik, erzak idi. Bunun için başlangıçta su kuyuları kazdık. O zaman bir kuyu ile başladık, şimdi ise sayı 7’dir. Bir iki tanesi de halkın kazdığı kuyudur. Ardından birkaç tane su tankı satın aldık. Günlük yaklaşık olarak 100 bin litre su dağıtıyoruz. Bunun dışında halk da kendi imkanları ile hayvanları ve diğer ihtiyaçları için ayrıca su götürüyor. Kuyuların mazotu, yağı bekçisi her şeyi bizim tarafımızdan karşılanmakta. Su da ücretsizdir.”

SADDAM’IN BOŞALTTIĞI KÖY YENİDEN HAYAT BULUYOR

Qawal, belediyenin Saddam Hüseyin tarafından 1970 yıllarında boşaltılan Milêk köyü için de bazı hizmetler geliştirdiklerini ifade etti. Qawal, “Yine Milêk köyünde 15-20 aile var. 1970’lerde Saddam Hüseyin’in boşalttığı bir köydür. Bu köyü yeniden inşa etmek istedik. Önce yolunu yaptık. 2 kilometrelik bir yol yaptık. Köprüsünü yaptık, kuyusunu kazdık ve su tankı bıraktık köye. Yakın zamanda da bir jeneratör bırakacağız ve elektriğini de vereceğiz. Şimdiye kadar bu köyde ne su vardı, ne yol vardı” şeklinde konuştu.

BİRÇOK YERE SU VE ELEKTRİK HİZMETİ

Qawal, belediyenin hizmet verdiği kimi alanları ve verdikleri hizmetleri de paylaştı. Qawal şunları söyledi: “70-80 yıllık bir köy olan Gundê Kolika’ya jeneratör, su kuyusu ve elektrik verdik. Saddam öncesi ve sonrası, Kürdistan hükümeti ve Merkezi Irak hükümeti bu köye ne su verdi, ne elektrik verdi. Hiç bir hizmet etmediler. Fakat biz geldiğimiz zaman önümüze bir proje koyduk, bu köyün elektriğini getirdik. Suyunu verdik. Kimi zaman da pêşmerge olan yerler var, elektrik su verdiğimiz halde kabul etmiyorlar, korkuyorlar ama biz yine de hizmet ediyoruz. Yine Gundê Kersê var, DAİŞ’ten önce suyu vardı. DAİŞ’ten sonra çalındı malzemeleri, biz getirip tekrar su ve elektriğe kavuşmasını sağladık. Bu hizmetlerin hepsi de parasızdır.”

KDP’NİN AMBARGOSU YAŞAMSAL MALZEMELER ÜZERİNDE DE DEVAM EDİYOR

Şengal genelinde yaklaşık 80 bin insanın yaşadığını ifade eden Qawal, 80 bin insana her ay düzenli olarak un, bulgur, pirinç, yağ, çay ve şeker gibi temel yaşamsal malzemelerin dağıtımı konusunda da belediye olarak hizmet verdiklerini söyledi. Qawal, Şengal üzerindeki ambargoya da dikkat çekerek, “Bir yıl öncesine kadar uluslararası kuruluşlar ihtiyaçları karşılıyordu. Fakat bir süre sonra Kürdistan hükümeti yardım yolunu kesti ve şu anda hiçbir yardım gelmiyor. Ondan sonra Rojava’dan aldık yardımları” dedi.

‘AMBARGO BİRÇOK YÖNLÜ YÜRÜYOR’

Qawal, Federe Kürdistan Bölgesi hükümetinin PKK’nin Êzidî halkı üzerindeki tesirini kırmak için ambargoya başvurduğunu ifade ederek şunları kaydetti: “Kürdistan hükümeti burada PKK’nin tesirinin gelişmesini istemiyor. PKK fermanda buraya girdi, katliamı durdurdu, bundan sonra da tüm imkanları ile halkın hizmetinde yer aldı. Halkın, savunmasını yaptı ve kalan halkın yaşamını sürdürmesi için gerekli malzemeleri sağladı. Bu da halk üzerinde bir etki bırakıyor. Halk günden güne bu partiyi, fikirlerini, ideolojisini tanıyor, katılıyor, kendi gücünü oluşturuyor. Bu da hükümet için iyi bir şey değil. Kesinlikle yüzde 100 bu halkın üzerine Kürdistan hükümeti ambargo uygulamış durumda. Ambargo birçok yönlü yürüyor. Sadece yardım yolunu kesmiş değil. Örneğin Duhok ve Zaho’ya gitmek isteyen bir kişi bir kilo şeker ve çay getirdiğinde buna izin vermez. Hem yardımın ulaşmasını engelliyor hem de halkın kendi ihtiyacını satın almasına engel oluyor. Örneğin denetimlerindeki Sinûnê’de 40-50 tane tamir dükkanı var, mesela orada insanlar parça satın almak istiyor; ama buna da izin vermiyorlar. Yine uluslararası kuruluşların buralara gelip araştırma yapmalarını da engelliyorlar.”

‘AİLE ZİYARETLERİNE GİDEN YBŞ’LİLER TUTUKLANIYOR’

Qawal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yine burada tüccarlar var, Suriye ve Rojava’dan aldıkları eşyaları Başur’a götürmelerini engelliyorlar. Bu ambargo aslında katliamın devamıdır. Katliam oldu, tüm dünya gördü bunu, peşmergeler terk etti, DAİŞ girdi ve yüzbinlerce insan katledildi. O katliamdı, bugün yurduna dönmek isteyen insanı engellemek de katliamın devamıdır. Birçok genç kız ve erkek YBŞ’ye katılıyor, YBŞ’liler 15-20 günde bir evlerine giderler, bazılarının evleri örneğin Başur’dadır. Kamplara ailelerinin yanına gitmek isteyen YBŞ’liler buradan çıktığı anda tutuklanıyorlar. Gerekçesi nedir? Bir Êzidî gencidir, ülkesini savunmaya gitmiştir, bundan daha doğal ve meşru bir şey yoktur ama esas olarak ‘sen neden DAİŞ ile savaşıyorsun’ deniliyor.”

‘İMKANLARIMIZ KAMPLARDAN DAHA İYİ’

Bölgede şu an itibariyle ne güvenlik anlamında ne de yaşamsal anlamda ciddi bir sorun olmadığına dikkat çeken Qawal, halkın Şengal’e dönmesi yönünde çağrıda bulundu. Qawal, Êzidî toplumu üzerindeki tehlikeye de dikkat çekerek şu değerlendirmelerde bulundu: “Bizler de herkes gibi insanların kendi yurtlarına dönmesini istiyoruz. Katliam oldu savaş oldu ama yine de imkanlar kamplardan daha iyidir. Kamplarda elini açmak bir kurtuluş, bir çözüm değil. Şengal’in kuzeyi hatta Şengal’in kendisi yaklaşık iki yıldır özgürleştirilmiştir. Güvenlik problemi yok, yaşamsal ihtiyaçlar da yüzde 80 ulaşılabilir durumda. Şengal halkı üzerinde bazı devletlerin oyunları var, örneğin bazı devletler televizyonlarda ‘dış ülkelere gidin’ diyorlar. Bu büyük bir sorundur, halkın gitmesi durumunda bu kadim kültür yok olacak. Kendi toprağından koparsan, dilinden ve kültüründen de koparsın, inancından koparsın.”

‘ŞENGAL’İN ÖZERKLİĞİNİ KESİNLİKLE İLAN EDECEĞİZ’

Qawal, sonbaharda düzenleyecekleri bir konferans ile birlikte belediyenin resmi ilanını gerçekleştireceklerini de ifade ederek, asıl gündemlerinin Şengal’in özerk bir statü kazanması olduğunu söyledi. Qawal, Irak hükümeti ile yürüttükleri kimi müzakerelerin Şengal’in özerkliği için önemli bir adım olduğunu ifade etti. Qawal, şunları kaydetti: “Genel olarak Şengal özerkliğini ilan edeceğiz. Irak hükümeti bizi resmi olarak kabul etmiş değil, ama görüşmelerimiz var bizi ret de etmiyor. Birçok zaman arkadaşlarımız diplomasi yürütüyor, bazı yönleri ile irade olarak tanınıyoruz. Örneğin geçenlerde bir heyet geldi, bir belediye olarak gelin diğer köylerde de çalışma yapın dediler. Biz yardımcı olacağız dediler. Bazı tartışmalarımız var, ama biz her şeyimizi bu tartışmalar üzerine inşa etmiyoruz. Biz halka hizmet ediyoruz. Alternatiflerimiz ile çalışmalarımıza devam ediyoruz. Tek şey bizim için önemli, Şengal’in özerkliğini kesinlikle ilan edeceğiz. Kabul edene kadar da burada mücadelemizi vereceğiz. Birçok kurumumuz oluşmuş durumda. Sistem oturmuştur.”

EN SON EKLENENLER