HDP’li Öcalan Soylu’ya Ceylanpınar’ı sordu

HDP Urfa Milletvekili Dilek Öcalan, Ceylanpınar ilçesinde “güvenlik önlemleri” adı altında yaşanan hak ihlallerini İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya sordu.

HDP Urfa Milletvekili Dilek Öcalan, 22 Temmuz 2015 tarihinde Urfa’nın Ceylanpınar ilçesinde Feyyaz Yumuşak ve Okan Acar adlı iki polisin öldürülmesi olayının ardından ilçede yürütülen operasyonlar, hak ihlalleri ve yaşanan hukuksuzluklara ilişkin soru önergesi verdi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından cevaplandırılması istemiyle Meclis Başkanlığına verilen soru önergesinde Öcalan, “demokratik çözüm ve barış sürecinin bitirmesine” de gerekçe yapılan 2 polisin öldürülmesi olayının ardından yapılan tutuklamalar ve buna ilişkin davaya dikkat çekti. İlçede halen yürürlükte olan “güvenlikçi uygulamalar” kapsamında şu ana kadar neredeyse HDP ve DBP’nin tüm eski ve yeni çalışanlarının tutuklandığını, ilçe binasında yapılan baskınla ciddi tahribata neden olunduğunu belirten Öcalan, “güvenlik önlemleri” olarak ifade edilen uygulamaların ilçede yaşayan Kürtlere ve özelde de HDP, DBP üye ve yöneticilerine yönelik devam ettiğine vurgu yaptı.

Öcalan’ın konuya ilişkin olarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından cevaplanmasını talep ettiği sorular şöyle:

* Türkiye siyasi tarihi açısından son derece önemli olan Ceylanpınar olayının adli bir dava olma ötesinde siyasi açıdan aydınlatılması gerekliliği göz önünde bulundurulduğunda bu konuda yaptığınız çalışmalar nelerdir?

* Ceylanpınar olayına ilişkin şüpheli oldukları iddia edilen kolluk güçleri hakkında bir soruşturma başlatılmış mıdır? Başlatılmışsa soruşturma ne aşamadadır?

* Özellikle Kürtlerin yaşadığı mahallelerin abluka altında tutulduğu iddiası doğru mudur?

* Basına ve meclis gündemine yansımış olan BDP ilçe binasının polis baskını sırasında tahrip edilmesine ilişkin geçen süre zarfında herhangi bir işlem yapılmış mıdır?

* HDP ve DBP yöneticilerinin zırhlı araçlarla yakın takip altında olmasının gerekçesi nedir?

* HDP ve DBP yöneticilerinin faaliyetlerinin ve halkın siyasi katılımının kolluk güçlerince engellenmeye çalışılması iddiası Türkiye’nin gerek ulusal gerekse de Avrupa insan hakları sözleşmesi, Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi gibi uluslararası hukuka dair sorumluluklarına aykırı değil midir?

EN SON EKLENENLER