Her gün taranan köyün sakinleri: Terk etmeyeceğiz

Yıllar sonra döndükleri Nazimiye’nin Deşt köyünde hayatlarına yeni bir yön veren yurttaşlar, “Özel Güvenlik Bölgesi” adı altında sürekli yasaklanan ve bombalanan köylerini terk etmeyeceklerini söylüyor.

Dersim’in Nazimiye ilçesine bağlı Deşt köyü 1990 yılında askerler tarafından boşaltıldıktan 20 yıl sonra yeniden köylerine dönen yurttaşlar tarafından canlandırıldı. Ancak son yıllarda büyüyen savaşla birlikte “Özel Güvenlik Bölgesi” kapsamına alınan köyde şebekeler kesik ve köyün suları sık sık kesiliyor. Tunceli Valiliği’nin gönderdiği tebligatlarda boş görülen ve askeri operasyonların yoğun olarak yapıldığı bölgede yaşayan yurttaşlar, köylerini ikinci kez terk etmeyeceklerini vurguluyor.

‘BİZ Mİ SANA ÇİFTLİK KUR, HAYVANCILIK YAP DEDİK’

Deşt köyü Muhtarı Şükrü Söğüt, 40 haneli köylerinin boşaltılması üzerinden 20 yıl geçtikten sonra İstanbul’da bir araya geldiklerini ve köylerine dönüş yapma kararı aldıklarını anlattı. Söğüt, 2012 yılında yapımına başladıkları evleri 1 yıl içinde tamamladıklarını ve kurduğu çiftlik ile hayvancılık yaptığını belirtti. 200 keçi ile başladığını, kısa süre içinde bin 800 keçi ile günlük 600 litre süt üretimi yaptığını anlatan Söğüt, köyün özel güvenlik bölgesi ilan edilmesi ardından sularının kesildiğini, kış ayında hayvanlar ile yalnız başına kaldığını, kar eriterek hayvanlara su verdiğini söyledi. Söğüt, çiftlikte çalışacak kimseyi bulamadığı için hayvanlarını senet karşılığında başkasına verdiğini, İl Özel İdaresi’nden aldıkları izin ile çiftliği inşa ettiğini ancak su kesintilerinin çığırından çıktığını vurguladı. Suların kesilmesi üzerine İl Özel İdaresi’ne gittiğini belirten Söğüt, burada “Biz mi sana çiftlik kur, hayvancılık yap dedik” yanıtı aldığını aktardı.

‘HELİKOPTERLER RASTGELE ATEŞ AÇIYOR’

Söğüt, “Özel Güvenlik Bölgesi”nde olan köylerinin Tunceli Valiliği tarafından gönderilen tebligatta boş göründüğünü ve haftada 3-4 kobra helikopterin köylerinin çevresini rastgele ateş altına aldığını söyledi. Sabahları kurşun sesi ile uyandıklarını dile getiren Söğüt, “Köy üç kez yangın tehlikesi geçirdi. Yangın ormana sıçramadan gece saat 12’ye kadar uğraşıp yangını söndürdük. Köyden çıkmamız halinde çıkacak küçük bir ateş bütün ormanı yakar” dedi. Muhtar, köyünü bir daha terk etmeyeceğini sözlerine ekledi.

‘BASKIYI YARATAN SESSİZLİĞİMİZ’

Devam eden OHAL ve özel güvenlik bölgelerinin köylerine dönmek isteyen insanların koşullardan dolayı beklediğini söyleyen Ahmet Akgüzel ise, “Barış süreci insanların umut bağladığı bir durumdu. Nitekim olumlu havası kısa sürede Türkiye’nin her yerine yansıdı. Ve bu doğrultuda yurtlarını terk edenler ata yerlerinde ev yapma yerleşme fikri doğdu ve bu yayılıyordu” ifadelerini kullandı.

Dersim’i ve sevdiğini ve yılın 10 ayını köyünde geçireceğini aktaran Akgüzel, 11 kişinin yaşadığı köyde geri dönüşleri özendirmek için köy misafirhanesi inşa etmeyi düşündüklerini belirterek, şöyle devam etti: “Dolaşım özgürlüğü, iletişim özgürlüğü sıkıntı yaratan bir durum. Kanımca baskıyı yaratan sessizliğimizdir. Bu ülkenin vatandaşı olarak anayasal haklarımızı kullanmakta çoğumuz tereddüt ediyoruz. Haliyle olumsuz olarak bize yansıyor. Metropolde yaşayanlara dahi yansıyor. Umutsuz değilim. Koşullar zor olsa da yaşamımızı sürdürmeye devam edeceğiz. En yalın bir şekilde Azrail olsa en fazla canımı alır. Yoksa bildiğim doğruları söylemekten çekinmem.”

Lezgin Akdeniz – dihaber

EN SON EKLENENLER