İdlib Hatay halkını tedirgin ediyor!

Türkiye’nin İdlib’e girmesiyle birlikte sınır hattı her geçen gün ısınırken, Hataylılar ise tedirgin. Karanlığın çökmesiyle birlikte evlerine çekilen yurttaşlar, “İdlib’te yaşanacak bir çatışma Antakya’yı ciddi anlamda etkiler” diyor.

Medeniyetlerin başkenti olarak bilinen Hatay, Suriye savaşından en fazla etkilenen kentlerin başında geliyor. Türkiye’nin İdlib’e girmesiyle Hatay halkının tedirginliği giderek artarken, bu durum karşısında ise halkta korkunun sessizliği hakim. Arap Alevi yurttaşların ikamet ettiği ilçelerde kent merkezinde akşam saatlerinde halk evlerine çekilirken, kenti büyük bir sessizlik alıyor.
‘BURDA KATLİAM YAPILMASINDAN KORKUYORUZ’
Antakya’daki kahvelerde yurttaşların sohbetlerinin temel konusunu ise Suriye’deki savaşın Antakya’ya yansımaları ve olası sonuçları oluşturuyor. Suriye savaşı sonrası kentte baş gösteren işsizlik, ekonomik zorluklar ise hemen hemen herkesin başlıca sorunları arasında. Yurttaşlar İdlib’te bulunan grupların akıbeti konusunda yaşanan belirsizlikten ötürü de endişeli. Basına konuşmaktan korkan yurttaşlar, “Cihatçı gruplar Suriye’de Alevileri katletti. Şu anda İdlib’te de binlercesi var. Orada bir çatışma çıktığı anda tek kaçacakları yer Hatay’dır. Burada bir katliam yapılmasından korkuyoruz. Buraya gelenler Alevi düşmanı ve burada ciddi anlamda olaylar çıkarırlar” diyor.
İnsanların konuşmaktan korkup çekindiğini ifade eden ismini vermek istemeyen bir yurttaş da, “İnsanlarda bir korku ve endişe var. İdlib’te yaşanacak bir çatışma Antakya’yı ciddi anlamda etkiler. Alevi düşmanı olan bu cihatçıların burayı gelip, bizi katletmesinden korkuyoruz” dedi.
‘TÜRKİYE İDLİB’TE ÇATIŞMADAN UZAK DURUYOR’
Yardım kuruluşlarının cirit attığı kentte, 50’ye yakın yardım kuruluşunun lisansının iptal edildiğini aktaran ismini vermek istemeyen bir yardım kuruluşu çalışanı, İdlib operasyonunun hazırlıklarının 8 ay önce başladığına dikkat çekiyor. 8 y önce kimliksiz ve geçici Türkiye kimlikleri olan Suriyeli mültecilerin İdlib’e gönderildiğini ve burada sivillerden tampon bölge oluşturulduğunu söyleyen yardım kuruluşu çalışanı, “Türk istihbaratı İdlib’te El Nusra’nın çatışma çıkarmasını istemiyor. Çatışma çıkarsa Hatay’a ya göç olur, ya da Hatay’da patlamalar olur. Birleşmiş Milletler (BM) Hatay’ın özel statüsü var deyip el koyar. Ondan dolayı Türkiye istemez. Ancak El Nusra’yı ve diğer grupları Efrin’e 3 yönden saldırtır. Ama Türkiye bunu yapmaz. Yapmak istese Bab, Cerablus, Hatay sınırından saldırtır. İdlib’ten saldırı yaparsa ters teper. Rusya ve ABD savaşı olur. Türkiye El Nusra ve diğer grupların İdlip’te Suriye ile karşı karşıya gelmesini istemiyor. Ancak DAİŞ’in Hama’da ilerlemesi İdlib’te bir çatışma yaratır ve Türkiye’yi Ortadoğu’da bataklığa saplar” diye belirtti.
‘AMAÇ EFRÎN’
Suriye savaşından en çok etkilenen ilin Hatay olduğunu ifade eden Mücadele Birliği üyesi Ozan Suat Sürgel, başta Türkiye ve ABD olmak üzere tüm “emperyalizm dinci çetelerin”in varlıklarını devam ettirebilmek için güç sarf ettiğini aktardı. Sürgel, “Türkiye Hatay’ın Reyhanlı ilçesindeki sınıra askeri yığınak yaparak ÖSO ile birlikte Suriye’ye girip sözde güvenliği sağlayacak. Ancak Hatay’da yaşayan insanlar biliyor ki Türk askerinin Suriye’ye girmesindeki neden Hatay-Antakya’yı kaybetmemek ve YPG’nin elinde bulunan Efrîn Kantonu’nu dağıtıp oraya dinci çeteleri yerleştirmek. Antakya’nın insanları şunu iyi bilmekteler, iktidarda bulunanlar ve işbirlikçileri güvenliği sağlamak için Suriye topraklarına girmiyor. Girme nedenlerinin en başında hem bu ülkede hem de Suriye’de biraz daha yaşamlarını sürdürebilmedir. Eğer ki orada farklı, yani onlara zıt, bir halk güçlü olursa emperyalistler açısından sıkıntıya sebep olabilir ve varlıklarını tehdit edebilirler. Burada yaşayan halk da kendi güvenliklerini almak için ellerinden geleni yapmaya çabalamaktadır” şeklinde konuştu.
‘BU CİHATÇI GRUPLAR NE OLACAK’
Hatay Halk Meclisleri Sözcüsü Mahir Mansuroğlu da, Suriye savaşının başlamasıyla ve Hatay’a mülteci akınıyla birlikte halk arasında ciddi anlamda güvenlik korkusu olduğunu söyledi. Türkiye’nin İdlib’e girmesiyle halk arasında büyük bir tedirginliğin yaşandığını aktaran Mansuroğlu, “Oradaki cihatçı katillerin ne olacağı konusu muamma. Halk arasında bu cihatçı grupların ne olacağı sorusu hakim. Bu cihatçı grupların bu kente girmesi ile büyük katliamlara yol açılmasından korkuyorlar. Halk, bu savaş için ‘artık yeter’ diyor. Halkın bir barış talebi ve özlemi var. Halk arasında kendi güvenlik güçlerine güvenmeme durumu var. Grupları kayırmadan dolayı bir güvensizlik hâkim. Halk cihatçı grupların varlığından ve ne olacağından ötürü tedirgin” dedi.

EN SON EKLENENLER