İnanç Kurulu Başkanı Hüseyin Güzelgül : Biz korkuyu Kerbala’da bıraktık

Alevi Bektaşi İnanç Kurulu Başkanı Hüseyin Güzelgül Temmuz ayında kaybettiğimiz canlarımızın anmalarını değerlendirdi. Güzelgül “Biz korkuyu Kerbala’da bıraktık” dedi.

İnanç Kurulu Başkanı Hüseyin Güzelgül Webiz Tv’de Çilem Küçükkeleş’in sunduğu Reya Haq programına konuk oldu. Programda 2 Temmuz Sivas Anması ve  3 Temmuz Çorum Anması yanı sıra el konan dergahlar hakkında konuşuldu.

“KERBALE’DAN BUGÜNE KATLİAMLAR YAŞAMIŞIZ”

2 Temmuz çalışmalarını Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından yapıldığını belirten Güzelgül,  “Bizde anma öncesi Sivas çevresindeki köylerde çalışmalar yürüttük. Halkın üzerinde sindirme politikası olmasına rağmen anmaya katılım çok yüksekti. Alevilere bakarsanız tarihi katliamlardan geçmiş daha evvel de de Dersim var Koçgiri var Maraş var Sivas var Çorum var Gazi katliamı var var da var halen de devam ediyor. Çünkü Türkiye Ebu Süfyan zihniyetiyle yönetildiği için Kerbela’dan bugüne kadar devamlı katliamlar yaşımız.” şeklinde konuştu.

“TARİHTE GÖRÜLMEMİŞ BİR KATLİAM”
Programda Sivas Katliamını değerlendiren Güzelgül, 2 Temuz’da Sivas’taki etkinliklerin Kültür Bakanlığı tarafından düzenlendiğini hatırlatarak, “Kültür bakanı da oraya davet edilmiş ama kendisi gelmemişti. Daha önce bu etkinlikler Banaz köyünde gerçekleştiriliyordu. Ancak o sene Sivas merkezde alınmıştı. 2 Temmuz 1993’te ağızlarından salya akan bir grup tarafından Madımak Oteli’nde bulunan sanatçılarımıza araştırmacılarımıza inançlarından dolayı saldırılıyor. Otel yakılıyor 33 canımız orada şehit ediliyor. Hiçbir tarihte görülmemiş bir şekilde. Katliam yaşanırken devletin hiçbir müdahalesi olmuyor” dedi.
“BİZ KORKUYU KERBALE’DA BIRAKTIK”
Sivas’da anmalarına ne şartta olursa olsun her yıl devam edeceklerini vurgulayan Güzelgül, “Orayı da gelip Bilim Kültür Merkezi yaptılar. Ben PSAKD genel başkanı iken Ankara’da bir yürüyüş gerçekleştirdik ve burada Kültür Bakanlığı ile görüşerek Madımak’ın bir Utanç Müzesi olmasını istedik. Bizim yıllardır kalbimiz ateşte yanıyor. Çünkü ne bir özür dilendi ne de Madımak Oteli bir Utanç Müzesi oldu. Avrupa’daki bütün katliamlardan sonra devlet özeleştiri vermiş ve anmalara katılmıştır. Ancak Türkiye’de böyle bir şey söz konusu değil. Çünkü iktidardaki gelenekte vicdan muhasebesi denen bir şey yok. Bu kadar katliamı rağmen bizi sindiremedi der. Deniz Gezmiş ile Hüseyin İnan darağacına giderken Gezmiş İnana sormuş korkuyor musun? İnan cevap vermiş biz korkuyu Kerbela’da bıraktık demiş. İşte Aleviler korkuyu böyle yenmiştir. Biz bütün baskılara rağmen inancımızın peşini bırakmadık ve çeragımız hala yanıyor. Biz Sivas’a gideceğiz gitmeye de devam edeceğiz. Orası Utanç Müzesi oluncaya kadar biz mücadelemizi sürdüreceğiz. Çorum Maraş’ı Sivas’ı dersimi kimse bize Unutturamaz. Evet zulümler ile karşı karşıyayız ama her alanda da varlığımızı göstereceğiz” şeklinde belirtti.
“ZULMÜN SONU YOKTUR, YOK OLACAKTIR”
4 Temmuz’da Hacı Bektaş’da yayınladıkları bildiriyi de değerlendiren Güzelgül şunları belirtti;
Hacı Bektaş Dergahı 1826 yılında kapatıldı. O zaman Nakşibendi şeyhi oraya atandı. Tabii o da o inanca gördükten sonra Bektaşileşti. Bu sefer 1834 dede oraya zorla Cami inşa ettiler. Aleviler sürekli camiye gidiyor intibası yaratmak için. Daha sonra dergah Alevilere yasak oldu Aleviler oraya parayla girmeye başladı. Ancak cami herkese ibadete açıktı. Bu dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir zulümdür. Biz dergahın asıl sahiplerine iade edilmesini istiyoruz. Sadece Hacı Bektaş Dergahı değil bütün dergahlarımız kapatılmış durumda biz hepsini geri istiyoruz. Ne kadar zulüm etseler de zulmün sonu yoktur bir gün yıkılacaktır.

EN SON EKLENENLER