SES Adana Şubesi Başkanı Muzaffer Yüksel, memurlar adına yürütülen TİS görüşmelerini, ihraçlar ve sağlıkçılara yönelik baskıları değerlendirerek, taleplerinin insanca bir yaşam ve ücret olduğunu söyledi.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Adana Şube Başkanı Muzaffer Yüksel, memurlar adına hükümetle sürdürülen Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmeleri, kamudaki ihraçlar ve sağlık çalışanlarına yönelik baskıları değerlendirdi. AKP’nin 15 Temmuz askeri “darbe girişimi”ne karşı sivil bir darbe yaptığını hatırlatan Yüksel, darbelerin panzehiri olan demokrasi yerine antidemokratik kurallar getirildiğini ifade etti.
‘BİR ZORBALIK İLE KARŞI KARŞIYAYIZ’
15 Temmuz’dan bu yana 110 binden fazla kamu çalışanın ihraç edildiğini hatırlatan Yüksel, şöyle devam etti: “Bunlardan 3 bin 249’u konfederasyonumuza bağlı sendikaların üyesi olup 700 dolayında arkadaşımız ise açığa alınmış durumdadır. 114 sağlık çalışanı ise, darbenin yıl dönümünde 14 Temmuz gecesi çıkarılan 692 sayılı KHK ile haksız-hukuksuz ihraç edilerek toplamda SES’ten 777 üyemiz işinden edilmiştir. Bir kamu emekçisinin hiçbir adil soruşturma geçirmeden, savunma hakkı verilmeden ve sadece OHAL süresince değil ömür boyu meslekten ihraç edilmesi, sosyal güvencelerinden edilmesi, vatandaşlık haklarının sınırlandırılması nasıl bir zorbalık ile karşı karşıya olduğumuzun en somut ifadesidir.”
‘İNSANCA BİR YAŞAM İSTİYORUZ’
Sendikal hak ve özgürlüklerin KHK ile ortadan kaldırıldığını belirten Yüksel, 70’e yakın KESK’linin sendikal faaliyetleri, meşru ve haklı eylem ve etkinlikleri nedeniyle tutuklu bulunduğunu kaydetti. Yüksel, sözlerini şöyle sürdürdü: “İhraç edilen kamu emekçileri tekrar görevlerine dönünceye, OHAL kaldırılıncaya, KHK’ler ve iş güvencesini ortadan kaldırmayı hedefleyen düzenlemeler geri çekilinceye kadar kesintisiz bir mücadele yürüteceğiz. Darbelere karşı kararlı ve ilkeli duruşumuzdan bedeli ne olursa olsun taviz vermeyeceğiz” dedi. Kamu emekçilerinin bu TİS görüşmelerinde de istediği maaş zammını alamayacağını ifade eden Yüksel, TİS görüşmelerinin OHAL ve KHK’lerle yönetildiği bir dönemi yaşadıklarını anlattı. Yüksel, insanca bir yaşam ve ücret istediklerini belirtip, “2018-2019 toplu sözleşmelerin de öncelikle iş güvencesi, sorunların çözümleri ve OHAL ile KHK’lerle işinden olanların işine dönmesi için mücadeleye devam edeceğiz” diye belirtti.