‘İntihar etti’ denilen Mehmet Erkek dosyasında ‘infaz’ şüphesi

Buca’da 2011’de kaybolduktan 70 gün sonra cenazesi bulunan Mehmet Erkek dosyası soruşturmasında ilerleme yok. Daha önce Erkek’in “PKK sempatizanı” olduğu yönünde hazırlanan tutanağın sahte çıktığı soruşturmanın başındaki Asayiş Şube Müdürü Aşkın Çoksever’in de “Cemaat” soruşturmalarında yargılandığı öğrenildi.

İzmir’in Buca ilçesinde Ekim 2011’de kaybolduktan 70 gün sonra cenazesi bulunan Diyarbakır Silvan nüfusuna kayıtlı Mehmet Erkek dosyası tam bir yargı trajedisi. Mehmet’in cenazesinin bulunması ardından yapılan soruşturma “intihar” denilerek kapatıldı. İtirazlar üzerine 2012 ve 2013 yılında İzmir Cumhuriyet Savcılığı tarafından tekrar açılan dosyaya ardı ardına “Kovuşturmaya yer olmadığına” dair karar verildi. Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) 2015 yılında yapılan başvurunun ardından ise, AYM “Yaşam hakkı ihlali” olduğu gerekçesi ile dosyanın yeniden açılmasına karar verdi. Ancak 2015 yılından bu yana savcılık ve kolluk kuvvetlerince yürütülen soruşturmada herhangi bir gelişme yaşanmadığı ortaya çıktı.

SORUŞTURMANIN BAŞINDAKİ İSME ‘CEMAAT’ DAVASI

Cumhuriyet Başsavcılığı ve kolluk kuvvetlerince yapılan soruşturmada herhangi bir ilerleme kaydedilmezken, dosyada yer alan tutanaklarda ismi geçen polisler ise dikkat çekici. Kolluk kuvvetlerinin “Fethullah Gülen Cemaati” ile ilişkili olduklarının ortaya çıkması “Cinayet” şüphelerini de güçlendirdi. Mehmet’in cenazesinin bulunması sırasında Asayiş Şube Müdürü ve 3. Sınıf Emniyet Müdürü olan Aşkın Çoksever, olayla birebir ilgilendi. Tüm soruşturmanın başında olan Çoksever’in imzası ile savcılığa sunulan raporlar sonucunda dosya “intihar” denilerek kapatıldı. Ancak gelinen noktada Çoksever’in, Askeri Casusluk Davası olarak bilinen Cemaat soruşturmasında tutuksuz yargılanan isimler arasında yer aldığı ortaya çıktı.

Çoksever gibi Mehmet’in öldürülmesine ilişkin yürütülen inceleme ve soruşturma sırasında Adli Tıp ve emniyette görev yapan bir çok polis memuru ve şefi de “Cemaat” soruşturmaları nedeniyle yargılanan isimler arasında.

TUTANAKTA ÖZEL HAREKATÇI İMZASI

Soruşturma sürecinde Erkek’in pazar yerinden arkadaşı olan Yusuf B.’ye dayandırılan polis tutanağında, “Kayıp şahıs Mehmet Erkek’in PKK sempatizanı olduğunu, 2011 genel seçimlerinde BDP’ye oy toplamak için çevresine bu yönde telkinlerde bulunduğunu, ailece bu görüşe sahip olduklarını beyan etmiştir” ifadelerine yer verildi. Altında “Polis memuru” ibaresi ile S.S.Y. ve H.Ç. isimli polislerin imzasının bulunduğu tutanak, Yusuf B.’nin yalanlaması ile sahte olduğu ortaya çıktı. Aynı zamanda “Polis memuru” ibaresi ile ismi geçen iki polisin de özel harekat polisi oldukları daha sonra tespit edildi.

KARDEŞİ: BOYNUNDA İP İZİ YOKTU

Erkek ailesi daha önce İHD’ye başvurduklarını, verdikleri ifadelerinin ve iddialarının arkasında olduklarını belirtti. Erkek’in kardeşi Nevzat Erkek, “Kardeşim asılı halde bulunduğu gün polisler beni alarak olay yerine götürdü. Beni koruluğun içine soktular. Kardeşim yerde yüzüstü yatıyordu. Yerde yeni bir ip duruyordu. Eşyaları bir poşetin içinde duruyordu. Ben hiçbir koku duymadım. Ben hemen telefona bakmak istedim. Ama izin vermediler. Cenaze yüzüstü duruyordu. Sonra yüzünü çevirdiler. Sol eli belinin üzerinde ve parmakları açıktı. Sağ eli ise düz duruyordu. Saçları havaya bakıyordu. Oysa ki şiddetli yağmur vardı. Boynunda ip izi var mı diye özellikle baktım. İz bulamadım. Ağaç küçük bir ağaçtı ve insan vücudunu kaldıracak bir ağaç değildi. Kendini çıkıp asacak bir malzeme ortada yoktu” dedi.

Kardeşi çok fazla sigara içmesine rağmen etrafta izmarit olmadığını da söyleyen Erkek, o bölgede piknik yapanlar fazla olmasına rağmen 70 gün boyunca kimsenin görmemesinin imkansız olduğunu da kaydetti.

‘İNTİHAR EDECEK BİRİ DEĞİLDİ’

Kardeşinin intihar edecek bir insan olmadığını vurgulayan Erkek, “Kardeşimin ölümü şaibelidir. Kimseyle kavgası yok, alacak verecek problemi yok. Kendi halinde bir insandı. İntihar etmesi için bir geçerli nedeni yoktu. Sabah evden çıkarken neşeli ve sohbet ediyordu. Tenha yerlerden kaçınırdı. Hep bizimle çalışırdı. Dört kardeş hiç ayrılmazdık. Hiç öyle yerlere gitmedi. Bir de İzmir TEM polisleri kardeşim hakkında araştırma yapıp kardeşimin BDP’li olduğunu ve ailemizin PKK sempatizanı olduğu yönünde tutanak tutmaları ilginçtir. Ölümü şaibelidir” dedi.

EN SON EKLENENLER