İran: Yarisan Kürtleri’nin elinden yemek yemek haram

İran İslam Cumhuriyeti adına resmi fetvalara veren Ayetullah Nasir Mekarim Şirazi, ofisininin resmi internet sitesinde Yaresan Kürtleri‘nin elinden yemek yemenin haram olduğuna dair bir fetva yayınladı.

İran İslam Cumhuriyeti’nin resmi fetva yetkilisi Şirazi, Yaresan ( Ehli Heq ) inancına sahip Kürtleri’nin nezri (hayır) yemeği dağıtımı ile ilgili sorulan bir soruya cevaben bir fetva verdi.ZERnews.net

Kürdistan çıkışlı bir din olan Yaresani inancı eski Kürt dinlerinden Yezdani’liğin bir kolu olarak biliniyor. Prof. Dr. Mehrda R. Izady‘ye  göre Alevilik, Ezidilik ve Yarisini inançları Kürdistançıkışlı Yezdani inancının kollarıdır.

İran İslam Cumhuriyeti adına fetva veren Ayetullah Nasir Mekarim Şirazi “İslam’ın şartlarını yerine getirmedikleri sürece, artık biz onların ellerinden yemek yiyemeyiz” dedi.

İran İslam Cumhuriyeti kurulduğundan beri Yarisani inancına mensup Kürtler milli kültür ve kimliklerinin yanı sıra inançları sebebiyle işkence ve adaletsizlikler yaşamaktadır. ZERnews.net

Kaynak: ZERnews

Yarisani inancı nedir?

Harvard Üniversitesin’de öğretim görevlisi olan Prof. Dr. Mehrdad R. Izady’nin Yarisanilik inancı hakkındaki makalesi önemli bilgiler sunmaktadır. İşte Prof. Izady’nin makalesi: 

Kermaşan bölgesinin en eski inançlarından biri olan Yarsanicilik, Kürtçe Yârsânizm veya Farsça Yaresanizm olarak adlandırılırken, Arapça Ehl-e Haqq olarak biliniyor. ‘’Gerçeğin halkı’’ veya ‘’Gerçek insan’’ anlamına da gelen Yârsânizm’de erkeklerin sakal bırakması zorunlu.

Bu inanca göre sakal en önemli özelliğini taşıyor. Sakalsızlara ise değer verilmiyor. Dinin diğer bir temel özelliği de ‘şeytana’ verilen değer olarak dikkat çekiyor. Bu yanı ile Ezidi inancına benziyor. Zira Yarsanicilik İslam’dan önce ortaya çıkan Ezidiliğin bir akımı olduğu belirtiliyor. 

Bu inanca mensup olanlar daha çok Kermanşah bölgesinde yaşıyor. Aynı inançtan Kerkük civarında yaşayan gruplar da bulunuyor. Kürtler dışında, Azeriler ve Farslar arasında da bu inancı benimseyenler var. Ayrıca Mandali, Bakuba ve Xaneqin’de bu inanca mensup Arap grupların da olduğu belirtiliyor. 

ZERnews.net

Sözkonusu inancın Kermanşah’ta 14. yüzyılın (bazı kaynaklarda 15 veya 16. yüzyıl olarak geçiyor) başlarında Sultan Sahak (veya Sohak) tarafından oluşturulduğu kaydediliyor. Kürt kökenli Sultan Sahak, kuralları ve inançsal törenleri yeniden formüle eden, birleştirici bir unsur. Bu inanç başından beri mistik, gizli ve kapalı bir din olarak gelişti. Bu nedenle doğrulanabilecek az sayıda bulgu var. Yine de bu inanca ilişkin Farsça yazılmış bir edebiyat bulunuyor.

Bazı kaynaklar ise bu inancın 8. yüzyılda (Müzik dehası Kürt) Behlûlê Mahî tarafından kurulan bir mezhep veya din olduğunu belirtiyor. Bu inancın tümüyle şiir ve müzikle aktarıldığı kaydediliyor. 

Yarsaniler kış mevsiminde üç gün oruç tutuyorlar. Aleviler gibi cem yapıyorlar. Cemleri Kürtçe dilinde yapıyorlar, saz çalıyorlar ve ateş üstünde yürüyorlar.

Mensuplarına, Yarsan, Aliullahi, Ali-ilahi (yani Ali’ye tapanlar), Alihak, Ehl-i Hak (“doğrunun insanları”) ve/ya Ehl-i Hak (“Evrensel ruhun insanları”), Nusayri (“Nazarenler”) v.b. denilen Yarsaniler, Kürdistanın güneyinde, İran, Irak’ta yoğunlaşmışlardır. Etkinlik alanları, bazı büyük istisnalar dışında, Kürtçe’nin Gorani (Laki’yi de içerecek biçimde) lehçesinin etkinlik alanı ile benzeşir.
 İnanç günümüzde kabaca, oldukça eşitsiz olan iki ya da üç tarikata bölünebilr. ZERnews.net



1-) Ehl-i Hak giderek daha çok ana Şii islam ile özdeşleştirilmesine rağmen, (kendisi de küçük bir avatar olan ve 1974’te ölen) Nurali İlahi ve babası Nimetullah Ceyhunabadi’nin mistik düzeninin kurallarını izler. Ceyhunbadi ve Nurali sırası ile İlahi Ehl-i Hak inancının dinsel kitapları olarak kullanılan Şahnamey-i Hakikat ve Burhanın yazarıdır.Ehl-i Hak’ın en açık biçimde Şii islam’a yakın duruşu(ya da Şii İsalmın bağımsız bir tarikatı olduğu iddiası) bu iki kitap ve yazarların yaşamları ve görüşlerinincelenmesi ile hemen görülebileceği gibi,Ehl-i Hak’ı komşuları Müslümanların gazabından korumaya yönelik bir çabadan başka bir şey değildir.Nurali’ye göre,daha 1920’li yıllara kadar Müslümanlar Yarsanil mensuplarını linç ediyor ve çarmıha geriyorlardı.


2-) Tayifasanlar ancak yakın bir zamanda Nurali’nin İsalm’a ilişkin pragmatik yaklaşımları ile yaklaşmaya başladılar. Ne var ki, Şii İsalm’a, Ehl-i Hak’a gösterdikleri kadar açık bir ilgi göstermiyorlardı. Nurali, Tayifasanların kendi taraftarları olduklarını ve Ehl-i Hak’tan fazla bir farkları omadıklarını idda eder. Bu iki grup daha çok şehirlerde yoğunlaşmıştır, Yarsani tarikatının en kentlileşmiş olanlarıdırlar ve daha çok modern İran toplumunda yaygındırlar.Ira^’ta ki küçük bir grup da bunları izlemektedir.

3-) Çoğunluğnu köylülerin ve sıradan insanların oluşturduğu gelenekçiler kendilerini Yarsani olarak, bazen de Nusayri ya da Aliullahi olarak adlandırırlar. Müslüman komşularının en şiddetli baskılarına maruz kalan bu tarikat,aynı zamanda eski dinlerine en çok bağlı olan grubu oluşturmaktadırlar. Bunlar Müslümanlık iddiasında bulunmazlar. Bunlar büyük bir çoğunluğu teşkil ettikleri için ,Yarisan isimlendirmesi burada Yezdaniliğin bu kolunu temsil etmek üzere kullanılmaktadır.
Yarisanlar,Yarisan adının Yar-i san “Sultan’ın (yani SULTAN SAHAK)insanları ya da yoldaşları” deyiminden türediğne inanaktadır. Bunun bir halk etimolojisi olduğu ve gerçek anlamının hala keşfedilmediği anlaşılıyor.

 ZERnews.net

Yarisani son derece zengin bir dinsel kozmogoni bilgisine sahiptir.Yarisanilik dünyanın, Evrensel Ruh (hak) Azal’da yani “yokluk-öncesi”nde,bir inci içinde (ve ya inci olarak) bulunduğu dönemde yaratıldığına,kendisi birincil avatarda(Zati Başar) yani Ulu Tanrı’da(khanwandagar)ifade ettiğine ve dünya yaşamını oluşturan yadi evre’den(biyabas)birincisinin başlamasının işaretini verdiğine inanır. Ruhun kendisini daha sonraki dönemlerde kendisi ile birilkte kutsal yediye ulaşmak için beş ikincil avatarda daha (Zati Mihman)cisimleştirdiğine inanır. İşte bu özgün Evresi,Sacnari ya da”Genesis”tir.

 Sultan Sahak ile başlatılan Dördüncü Evre Yahudi şahsiyetleri olan Musa, Davud ve Bünyamin gibi avatarlarla devam ettirilir. Yedinci Evrenin avatar adları Türkçedeki gibi beg kelimesini almıştır.
 Beşinci evrenin avatar adları ise ortaçağda Yezdanilik içinde ortaya çıkan devrimci hareketlerle işaret eder. Bu evrenin ilk avatarı olan Kırmızı Babek ya da Narseholabilir. Bu devrimciler kızıl giysi ve semboller taşırlar, Yoldaş ya da inanan anlamındaki YAR sözcüğü bu evredeki iki avatarın adında eyr alır. Bu iki ad ortaçağda yaygın olarak kullanılan adlardır. Mazyar (Mah yazd yar, Med Meleği’nin yoldaşları anlamında) Hazar Dazizi civarında Babek ve Narseh isyanları ile eşenlemlı olarak başkaldırılan bir Yezdani Devrimcisinin adı buna iyi bir örnektir.(Rekaya 1983)Aynı zamanda ,Bağdat yakınlarında Ayyarlar yani “yoldaşlar”adı altında,alt tabakadan insanların bir tür ocağı ya da derneği ve onun devrimci reformcuları olarak faliyet gösteren bir cemiyet de vardır. ZERnews

Kaynak: ZERnews

EN SON EKLENENLER