İsveç ve Danimarkalı vekiller: Türkiye savaş suçu işliyor

Türk devletinin Silahlı İnsansız Hava Araçları ile  Maxmûr Kampı’nı bombalayarak koyunları sağmaya giden 3 kadını katletmesi İsveç ve Danimarka’da tepkiyle karşılandı.

Türk devletinin uzun  süreden beri abluka altında tuttuğu Maxmûr Kampı’na yönelik bombalamalarına İsveç’te ve Danimarka’da siyasi parti temsilcileri ve milletvekilleri tepki gösterdi.

Sosyalist Milletvekili Amineh Kakabaveh, yazılı soru öngergesiyle Türk devletinin Maxmûr’a yönelik abluka ve bombalamalarını gündeme getirirken, Danimarka’da parlametoda grubu bulunan partilerden Birlik Listesi ve Sosyalist Halk Partisi, Türk devletinin Maxmûr’a yönelik saldırıları ve 3 sivil Kürt kadınının katledilmesini kınadı.

Kakabaveh, parlamentoya verdiği yazılı soru önergesinde, Birleşmiş Milletler’in koronavirüsün yaygınlaşmasından sonra çatışma ve savaş halinde bulunan ülkelere saldırıları durdurma ve ateşkes uygulamaları çağrısı yaptığını hatırlattı.

‘TÜRKİYE SAVAŞ SUÇU İŞLİYOR’

Birleşmiş Milletler’in çağrısına rağmen saldırgan ve savaş suçu işleyen  rejimlerin saldırılarını artırarak sürdürdüklerine dikkat çeken Kakabaveh, “Birleşmiş Milletler’in önerisinin tam tersini yapan ve saldırılarını şiddetlendiren bir rejim var. Türkiye’de Erdoğan rejimi uluslararası yasaları ihlal suçu işliyor. Uluslararası yasalara aykırı olarak Suriye’nin Efrîn kentini işgal etti ve Kürt halkını topraklarından sürdü. Askeri varlığını Kuzey Suriye’nin diğer bölümlerinde de güçlendirdikten sonra Irak Kurdistanı’ndaki Bedhinan bölgesindeki Maxmûr Mülteci Kampı’nı 15 Nisan’da zalimce bobaladı” dedi.

‘KRİMİNAL TERÖR EYLEMİ’

Türk devletinin 3 kadını katlettiğini ve onlarca mülteciyi yaraladığını hatırlatan Kakabaveh, önergesinin devamında şunları kaydetti.

“Maxmûr Kampı’nda yaşayanları çoğunluğunu Türk devletinin Kuzey Kürdistan ve Suriye’deki saldırılarından kurtulmak için toprakları işgal edildiği için evlerini terk etmek zorunda kalanlar oluşturuyor. Türkiye’nin saldırıları uluslararası topluma karşı bir kriminal terör eylemi ve bir provokasyondan başka bir şey olarak görülemez.”

Kakabaveh, İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde’ye İsveç’in Maxmûr’a yönelik saldırılarını kınamasını, konuyu  Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler’e taşımasını istedi.

‘DANİMARKA SİVİLLERE YÖNELİK SALDIRILARI ARAŞTIRMALI’

Danimarka’da da parlamentoda grupları bulunan Birlik Listesi ve Sosyalist Halk Partisi, ayrı ayrı yaptıkları açıklamalarla Türk devletinin Maxmûr’a yönelik bombalı saldırılarını kınadı.

Birlik Listesi’nin Dış Politika Sözcüsü Eva Flyvholm, “Korona krizinin gölgesinde şiddet ve baskıların artması kaygı verici. Dışişleri Bakanından Türkiye’nin bombalamalarından sonra sivillere yönelik saldırıları araştırmasını istiyorum” açıklamasını yaptı.

Sosyalist Halk Partisi Başkan Yardımcısı Serdar Benli, Maxmûr Kampı’nda  Kuzey Kürdistan’da Türk askerleri tarafından evleri yakılanların yaşadığına dikkat çekti, “Uluslararası toplum saldırıları kınamalı ve Türk devletinin uluslararası sözleşmelere uymasını sağlamalı” dedi.

BELEDİYELERİN GASP EDİLMESİ GÜNDEME GELDİ

Birlik Listesi Milletvekili Soren Sondergaard da, korona pandemisinden sonra Türk hükümetine eleştirilerde bulunan gazeteci ve muhaliflere yönelik baskıları ve HDP’li belediye eşbaşkanlarının görevlerinin gasp edilmesini yazılı soru önergesiyle parlamento gündemine getirdi.

Türk devletinin korona salgınının yaygınlaşmasını fırsat bilerek muhaliflere yönelik baskılarını artırdığına ve Amed, Batman, Lice ve Ergani’nin seçilmiş belediye eşbaşkanlarını cezaevlerinde tuttuğuna dikkat çeken Sodergaard, Dışişleri Bakanı Jeppe Kofod’dan Türkiye’nin bu bu uygulamalarına karşı Danimarka ve Avrupa Birliği’nin ne yaptığını açıklamasını istedi.

EN SON EKLENENLER