İyi erkek, kötü erkek

Kasım ayı tüm dünyada 25 Kasım Kadına Yönelik Erkek Şiddetine Son Günü olduğundan, kadın kurumları ve kadınların ay boyunca erkek şiddetini en yüksek sesle duyurdukları mücadele ayıdır.

Erkek şiddeti gibi son derece yaygın, sistematik ve normalleştirilen (kadınlar ve erkekler tarafından) şiddete karşı mücadele tahmin edileceği üzere oldukça zordur.

Erkek şiddetinin normalleştirilmesinin temel nedenleri aile denilen kurumda kadın ve erkekler arasında kurulan akrabalık ilişkisi ve cins olarak erkeğin kadının sahibi, efendisi olduğu kabulüdür.

Toplumda genel olarak erkekler kadınları “koruyup kollayan” şefkatli, sorumluluk sahibi, güçlü, kişiler olarak gösterilir.

Oysa bir fikir olarak bile bu iki cins arasında eşitsizliğe işaret eder.

Burada önemli olan soru şu:

Erkekler kadınları kime karşı, neden koruyacak?

Cevap; erkeklerden.

Yani? Erkekler kadınları erkeklerden koruyacak.

Hangi erkeklerden?

Kötü erkeklerden.

Ne yapar kötü erkekler kadınlara?

Döver. Tecavüz eder. Taciz eder. Aşağılar. Kadının özgüvenini, kişiliğini ezecek sözler söyler, davranışlarda bulunur. Kadınların gelirine, varsa biriktirdiklerine, mirasına el koyar. Evde kendisi oturur kadını çalıştırır. Kadın işi, erkek işi ayrımı yapar. Kadınları akrabalar, arkadaşlar arasında aşağılar, azarlar, değersizleştirir.

Kadınlar hakkında dedikodu yapılır.

Tüm bunlar erkek şiddetidir. Bunu erkekler de bilir. Bilerek yaparlar.

İşte erkekler erkeklerin bunları yaptığını bildiği için kadınları erkeklerden “korumaya” çalışır.

Erkekler erkeklere karşı.

Basitleştireyim: “İyi erkekler, kötü erkeklere” karşı.

Nasıl bir koruma ve karşı duruşsa, “iyi erkekler” suçu işleyen erkekler yerine kadınların hayatını kısıtlıyor, kadınların yaşamını daraltıyor. “İyi erkekler” kadınları kötü erkelerden “korurken” kadınlar ikinci kez “iyi erkeklerin” koruyucu erkek şiddetine, baskısına, hak gaspına uğrar. Bu kez “iyi erkekler” kadınların kıyafetine karışır, eve giriş çıkış saatlerine müdahale eder, onu öyle yapma böyle yap “nasihatlerinde” bulunur. Bunlar hep kadınların iyiliği için yapılır. Ama nedense kimse kötü erkekleri engellemeyi düşünmez. Tüm kurgu, engelleme, sınırlama kadınlar üzerinden döner.

Tıpkı toplu taşımalarda erkek şiddetine karşı belediyelerin kadınlara pembe otobüs önermesi gibi.

Esas fail, suçlu elini kolunu sallayarak ortalıkta gezer, onun hayatını kısıtlayan bir durum olmaz. Çünkü o erkektir. Dışarı, ev, okul, işyeri, sokaklar hep onun doğal, doğuştan hakkıdır.

Kadınlarsa, ne yapsa hep haklı olan erkeğe göre şekillendirilen, onunla eşit haklara sahip olmayan, erkeğin daha fazlasına sahip olması için kurgulanmış toplumda onun için yaratılmış zavallı bir cinstir.

Bu nedenle “koruyucu, iyi erkeklerin” yaptığı da erkekliğe hizmet eder. Toplumun en küçük hücrelerine dek işleyen erkeklik fikir ile mücadele etmediği gibi, onun kök salması için destek olur.

Bu da bize erkek şiddetine karşı mücadele ederken “iyi erkek, kötü erkek” gibi sunulan ayrımlardan kurtulmamızı önerir.

Kadınları erkek şiddetinden kadın dayanışması koruyabilir. Kadınlar biçare değil. Kadınlar erkeklerin korumasına kollamasına muhtaç değil. Aksine hayata bakınca görüyoruz ki her şeyi yapanlar kadınlar. Erkekler kadınlardan cesaret alıyor, kadınlar erkekleri desteklemese, kadınlar olmazsa erkekler biçare ve zavallı.

Erkekler kadınların erkeklerden zarar görmesini istemiyorlarsa iki şey yapabilirler.

İlki; kadınlara zarar verecek fikir, tutum ve davranışlardan kendilerini kurtarmalı, bu açıdan kendilerini değiştirmeleri…

İkincisi; erkeklerin cinsiyetçi saldırılarında tartışmasız olarak kadınlardan yana olmalılar. Kadın beyanını esas kabul etmeliler. Dayakçı, dedikoducu, tacizci erkeklerle arkadaşlıklarını gözden geçirmeliler. Onlarla yan yana görünmekten rahatsız olacak kadar kendilerini erkeklikten kurtarmalılar. Misal bu erkekleri cemevleri kapısından içeri almamalı. Analar, dedeler cemlerde bu kişileri teşhir etmeli, toplumu bunlardan uzak durmaları için uyarmalıdır.

Alevi kurumları tüzüklerinde bu erkeklere yönelik yaptırımlar uygulamalı.

Böyle yaptıklarında zaten kadınlar erkek şiddetinden büyük oranda kurtulmuş olacak.

Erkekler kadınların erkek şiddetinden korunmasını istiyorlarsa kadınların başına koruma gibi dikilmek yerine, erkekliklerinden ve onun şiddetinden kendilerini kurtarmalılar. Bu, en çok erkeklere yarayacak.

Kadınları kısıtlayan değil, kendini, nefsini kontrol edebilen erkek eşitlikçi erkek olacak.

Çok daha güzel bir dünya umuduyla.

EN SON EKLENENLER