İzmir’de bir tarih yok ediliyor!

İzmir’in en eski yerleşim yerlerinden Ballıkuyu, “kentsel dönüşüm” adı altında yok ediliyor. Yıkımın başlatıldığı semti terk etmemekte kararlı olan yurttaşlar, Ballıkuyu’nun ranta kurban edildiğini belirterek, “Burada halkların oluşturduğu tarihte yok olacak” dedi.

İzmir’de Kürt, Roman, Arap ve Yunan göçmenlerin asırlardır bir arada yaşadığı halklar mozaiği Konak ilçesine bağlı Ballıkuyu semti, İzmir Büyükşehir ve Konak belediyeleri tarafından “kentsel dönüşüm” adı altında yok ediliyor. Ballıkuyu’da yapılmak istenen proje kapsamında 48 hektarlık alanda 35 ile 145 metrekare arasında değişen 9 farklı daire tipi tasarlanıyor. Ballıkuyu’da 3 bin 396 yapı ve 6 bin 196 bağımsız birimi kapsayan 7 bin 139 dosyanın hazırlandığı projede, sosyal donatı alanları, çocuk oyun alanı, park ve yeraltı otoparklar yer alıyor. Bir aydır yıkımın başladığı Ballıkuyu’da evlerin bir kısmı yıkılırken, bir kısmı da zorla boşaltılmak isteniyor. Ballıkuyu halkının tüm tepkisine rağmen sürdürülen yıkıma karşı mahalle sakinleri mücadele ve dayanışma bekliyor.

‘BALLIKUYU RANTA KURBAN EDİLİYOR’

Mardin’in Nusaybin ilçesinden 10 yıl önce Ballıkuyu’ya göç eden İlhan Akman, Ballıkuyu sakinlerinin evlerini terk etmek istememesine rağmen mecbur bırakıldıklarını söyledi. Şu an nereye gideceklerini bilmediklerini kaydeden Akman, “Acele kamulaştırma adı altında tekrardan bir yıkıma ve göçe maruz bırakılıyoruz. Halkta itiraz edenler oluyor fakat bir sonuç bulamıyor. Çoğu mahkemeye başvurdu ama sonuçsuz kaldı. İstediğin kadar itiraz et devlet yapacağını yapıyor” diye konuştu. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “Kentsel iyileştirme” yaptığını savunduğunu belirten Akman, “Ballıkuyu’da iyileştirme gibi bir durum söz konusu değil. ‘İyileştirme’ adı altında Ballıkuyu ranta kurban ediliyor. Burada Kürtler kendi kültürleri ile yaşamaya devam ediyordu. Bu yıkımla birlikte asilime olabilir” ifadelerinde bulundu.

‘DEĞERLERİNİN ALTINDA ALINMAK İSTENİYOR’

Yunan göçmeni olan ve Ballıkuyu sokaklarında doğup büyüdüğünü belirten Volkan Parlayan (56) da, semt sakinlerinin düşünleri alınmadan mahallelerinin yıkımına başlandığını aktardı. Evlerinin değerinin çok altında ücretlerle ellerinden alınmak istendiğini vurgulayan Parlayan, şöyle dedi: “Ancak bize verdikleri paralar yeni bir ev almamıza yetmiyor. Görüldüğü üzere burada yoksullar oturuyor. Bir hane içerisinde 3-4 ailenin yaşadığı evler var. Buna karşı hiç birini gözetmediler hiç sormadılar, denetim yapmadılar. Denetimsiz bir şekilde ‘demokrat belediye’ olduğunu söyleyen CHP geldi burada evleri küçük miktarda paralar karşılığında yıktı.”

‘EVLERİMİZİ KİME SATTIKLARINI DAHİ BİLMİYORUZ’

Mahalle sakinlerinin Ballıkuyu’dan göç ettirilmek zorunda bırakıldığını vurgulayan Parlayan, “Buraları kime sattıklarını dahi bilmiyoruz. Burada çıkmayan aileler ise yıkıma karşı direniyor. Mahkemeye verdik. Mahkeme sonucunda da bir şey elde edemiyoruz. Belediye yetkilileri bize ‘Nereye giderseniz gidin, nereye başınızı vurursanız vurun biz alacağız buraları, alacağınız para zaten eriyecek’ dedi. Yani bize önerilen para karşılığında mahkemenin vereceği para 2 sene içersinde erimiş oluyor. Burada da sorarsanız bir kişi dahi hakkımızı aldık diyemez” diye konuştu. Tüm evlerin tapulu ve imarlı olduğunu ancak kamuoyuna evlerin tapusuz olarak yansıtılmaya çalışıldığını ifada eden Parlayan, “Bize ödenen bedeller komik rakamlar. 3-4 ailenin yaşadığı bir eve karşılık 126 bin TL paraydı. Ancak verdikleri miktar evlerimizin değerini karşılamıyor. Şu an Konak’ta bir ev almaya kalksak en düşüğü 300 bin TL’dir. Fakat bizim evlere verdikleri fiyat karşılığında ev alamayacak durumdayız” sözleri ile yaşananlara dikkat çekti.

‘HALKLARIN TARİHİ YOK OLACAK’

Semt sakinlerinin evlerinin gasp edilmesine isyan ettiğini ifade eden Parlayan, şöyle devam etti. “İzmir’in en eski yerleşim yeri burası. Burada halkların oluşturduğu tarihte yok olacak. Zaten buraya uzun bir süredir darbe vuruyorlar. Burada ulaşım yok. Buranın dolmuş ve otobüsünü falan kestiler. İnsanların buraya ulaşması için taksi tutması lazım. Fakat burada takside bulunmuyor ancak mecbur bırakıyorlar. İnsanlar çocuklarını buradan 30 kilometre uzaklardaki okullara göndermek zorunda bırakıldı. İnsanları buradan çıkmaya zorlamak için ellerinden geleni yaptılar. İnsanlar çıkmayınca bu sefer dayatmaya başladılar. Yıkıma başlayan yetkililer bize ‘boşuna direnmeyin’ dediler. Barınma hakkımız gasp edilmiş durumda. Aynı şekilde Diyarbakır’ın Sur ilçesinde de kardeşlerimizin hakkı ellerinden gasp edilmeye çalışılıyor. Buradan çağrıda bulunuyorum bu bir devlet politikasıdır. Herkes dirensin ve direnmeye davet ediyorum.”

‘3 KURUŞA 5 KÖFTE ALMAK İSTİYORLAR’

67 yıldır Ballıkuyu’da ikamet eden Yunan göçmeni Mevruke Küçük de, evlerinin zorla kamulaştırılmak istendiğini ifade ederek, “Üç kuruşa 5 köfte almak istiyorlar” diyerek duruma tepki gösterdi. Belediyenin yıkmak istediği evinde geçmişi ve anılarının olduğunu belirten Küçük, “Evimin duvarları para yapmıyor arsası yapıyor. Bunu bütün müteahhitler söylüyor. Evimi vermek istemediğimden kaynaklı belediye bana mahkeme açtı. Anlaşmaya yanaşmadım yanaşmam da. Evimi vermemek için direneceğim” dedi. Ellerinde ki paralarında dava sürecine gittiğini ve belediye tarafından sürekli mağdur edildiklerini vurgulayan Küçük, “Belediye, eve mirasçı çıkartmaya çalışıp evimi zorla alamaya çalışıyor. Belediye dalga mı geçiyor bizimle. Evimden çıkmayacağım ancak ölüm çıkar bu evden” diyerek direneceklerinin altını çizdi.

EN SON EKLENENLER