Jandarma: Lice’de zırhlının kamerası kapalı ölenler suçlu

Lice’de 5 sivilin ölümüne neden olan zırhlı polis aracının sürücüsü N.U.’nun “adli kontrol” şartıyla serbest bırakıldığı ortaya çıktı. Kaza raporu düzenleyen Jandarma, yaşamını yitiren otomobil sürücüsü Fikri Demirbaş’ın “birinci derece asli kusurlu” kaydederken, zırhlı aracın kamerasının ise çalışmadığı ileri sürüldü.

Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Fis köyü civarında 20 Haziran’da özel harekat polislerini taşıyan Kobra tipi zırhlı aracın seyir halindeki sivil bir otomobile çarpması sonucunda 5 kişinin yaşamını yitirdiği, 5 polisin de yaralandığı kaza ile ilgili yürütülen soruşturmada ölenler suçlu gösterildi. Zırhlı aracın çarptığı araçta bulunan ve hepsinin akraba olduğu öğrenilen Mahmut Öner (74), Mevlüt Dağtaş (64), Abdulhamit Dağtaş (63), Fikri Demirbaş (53) ve annesi Zeynep Demirbaş yaşamını yitirmişti. Lice Cumhuriyet Başsavcılığının olay ile ilgili başlattığı soruşturma kapsamında Batman Emniyet Müdürlüğü’nde görevli olan ve operasyon için Lice’de görevlendirilen zırhlı aracın sürücüsü N.U. hakkında “taksirle ölüme neden olma” suçundan soruşturma açtığı öğrenildi. Soruşturma kapsamında ifadesi alınan ve adli kontrol kararı ile serbest bırakılması için Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilen N.U. adli kontrol şartı ve yurtdışına çıkış yasağı kararlarıyla serbest bırakıldı.

POLİS: KAMERAYI DİNLENDİRMEK İÇİN KAPATTIK

Zırhlı aracın sürücüsü N.U. soruşturma kapsamında savcılığa verdiği ifadesinde, “Biz olayın olduğu gün Güçlü Köyü tarafından YKN 8 diye belirtilen noktada görevliydik. Araçtaki kule bölümündeki termal silah sisteminin akülerinin şarjı için aracın hareket etmesi gerekiyordu. Biz de araca binerek Dakyanus üs bölgesini geçtikten sonraki petrol istasyonunda durduk. Hem ihtiyaç giderdik hem de dinlendik. Daha sonra Lice tarafına doğru tekrar yola çıktı. Kayacık yol ayrımı geçtikten sonra 50-60 kilometre hızla yolda seyrederken karşıdan gelen sivil araç birden benim şeridime geçti. Benim bulunduğum aracın sol tarafı ile karşı yönden gelen aracın tahmini sol tarafı çarpıştı. Ancak ben sivil aracın Kobranın altına nasıl girdiğini anlamadım. Ve nasıl çarpıştığımızı anlamadım. Tahminime göre araç, kobra aracının altına girdi. Çarpışma şiddetiyle sivil araç kobra aracının altında iki araç birlikte sürüklendik. Biz de şarampolle doğru uçtuk. Sivil benim şeridime geçerken önümde herhangi bir araç ve hayvan görmedim. Kule sistemindeki kamera açık değildi. Kule sistemindeki kamera 24 saat verimli bir şekilde çalışmıyor. Bu nedenle gündüz kule sistemini dinlendirmek amaçlı şarjı bitmesin diye kapatıyoruz. Araç içerisinde bulunan ön ve arka kamera kaza yapılmadan çalışır vaziyetteydi. Zaten aracın marşına basıldığı esnada kamera kendiliğinden devreye giriyor. Bizim kendimizin bildiği kadarıyla kamera sisteminin açma ve kapama getirilmesinden sonra…” yönündeki beyanları ardından tutanakta başka ifade yer almaması dikkat çekti.

Kaza yapan zırhlı araçta bulunan diğer 4 polis memurunun “müşteki” olarak jandarmada verdikleri ifadelerinde, kaza ile ilgili birbiriyle benzer ifade vermesi dikkat çekerken, kimseden şikayetçi olmadıklarını söyledi.

ÖLEN SÜRÜCÜ ‘BİRİNCİ DERECE ASLİ KUSURLU’ GÖSTERİLDİ

Jandarmanın trafik kazasına ilişkin hazırladığı “Kaza tespit tutanağı”nda kaza yapan otomobilin sürücüsü Fikri Demirbaş’ı şerit ihlalinden “birinci derecede asli kusurlu” olarak belirtilirken, zırhlı polis aracının sürücüsü N.U. aşırı hız ve trafik gerektirdiği şartlara uymamaktan “ikinci derecede asli kusurlu” olarak gösterildi. Kaza tutanağında şu tespitlere yer verildi, “Kaza mahallinde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda 72 A 0423 plakalı zırhlı Kobra aracının kullandığı şerit bölümünde her iki araca ait lastik izleri tespit edilmiştir. Meydana gelen trafik kazası sonucunda; 21 DH 918 plakalı otomobil sürücüsü Fikri Demirbaş’ın 2918 Sayılı K.T.K. (Karayolları Trafik Kanunu) 84’uncu maddesinde belirtilen sürücülere ait asli kusurlardan ‘Şeride tecavüz etme’ kurulanı ihlal ettiğinden ‘BİRİNCİ DERECEDE’ kusurlu olduğu, 72 A 0423 plakalı zırhlı Kobra aracı sürücüsü Nuh İpek’in ise aynı kanunun 52/1-h maddesinde belirtilen araçlarını hızını, aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava, trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak kurulanı ihlal ettiğinden ‘İKİNCİ DERECEDE’ kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır” iddiasında bulunuldu.

AVUKATLAR, HARD DİSKLERİNE EL KONULMASINI İSTEDİ

Kazada ölenlerin avukatlarının olay yerinde yaptıkları inceleme ve araştırmanın ardından jandarmanın kaza ile ilgili hazırladığı “kaza tespit tutanağı”na karşı Lice Cumhuriyet Başsavcılığına itiraz etti. Avukatlar, tutanağın gerçeğe aykırı bir şekilde hazırlandığı, tutanağın kazaya yapan zırhlı aracın içinde bulunan polislerin beyanları doğrultusunda hazırlandığını, kazanın meydana gelmesine sebebiyet veren polisleri korumaya yönelik olduğu vurguladı. Avukatlar, olayın meydana geldiği yer, yolun eğimi, darlığı, zırhlı aracın fren izlerinin kesintisizliğinin aracının hızının çok yüksek olduğu, yolun birden eğimli olmaya başlamasıyla zırhlı aracın kontrolünün sağlanamadığı, zırhlı aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı şeride geçerek kazaya sebebiyet verdiği belirtti. 3 kişiden oluşan uzman bilirkişinin olay yerinde keşif ve inceleme yaparak kaza ile ilgili rapor hazırlamasına talep etti. Zırhlı aracın güvenlik kamerası kayıtlarına ve hard disklerine el konularak muhafaza altına alınmasını isteyen avukatlar, kayıt altına görüntüler silinmiş ise görüntülerin geri getirilmesi için Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesini istedi. Avukatlar, soruşturmanın genişletilmesi yönündeki taleplerinin kabul edilmesi istedi.

Öte yandan, soruşturmayı yürüten savcının avukatlara, zırhlı araca ait kamera görüntülerinin olmadığı söylediği öğrenildi.

EN SON EKLENENLER