Kamp sonrası Terolar’da halkın tedirginliği sürüyor

Maraş’ın Dulkadiroğlu ilçesine bağlı Terolar bölgesine, direniş ve tepkilere rağmen AKP iktidarının inşa ettiği AFAD kampı halkta tedirginliği artırıyor. Çevresinde 20 köy bulunan 27 bin kişinin yerleştirildiği kampın kanalizasyon atıkları Karaçay nehrine boşaltılıyor. Köylülerin hayvanlarını otlattığı, tarlaların bulunduğu büyük bir ovada yer alan kampın atıkları şimdiden köy ve çevresinde kokulara neden oluyor. Köylülerin kampın mera alanında olmasından dolayı hayvanlarını otlatacak alanlarını da daraltıyor. Kampla ikinci bir Maraş Katliamı’nın zemininin hazırlandığı endişesi de yaşayan yöre halkı kapılarını artık rahatça açık bırakamıyor.

KÖY ESKİ SÜKUNETİNİ KAYBETTİ

22 yaşındaki üniversite öğrencisi Hüseyin Kocamert Terolar’da yaşıyor. Köyde yapılan kampın ardından tedirginliklerinin giderek arttığını söylüyor. Özellikle kampın kanalizasyonunun dereye bırakılmasının kirliliğe neden olduğunu vurgulayan Kocamert, yetkililerin bu konuda çalışmalara başladığını da ifade ediyor. Kamptan sonra köyün eski sükunetini yitirdiğini belirten Kocamert, en son geçtiğimiz günlerde çadır kentte kalan ve bölgedeki farklı alanlara yerleştirilmek istenen bir grup Suriyeli arasında yaşanan tartışma ve askerin müdahalesinin köyde yarattığı endişeyi hatırlatıyor: “Orada Suriyeli mültecilerde Arap ve Türkmenler arasında bazı çatışmalar, sıkıntılar tartışmalar oluyor. Bu da baya ses ve yankı yapıyor. köyün içinde yaşayanlar tedirgin oluyor. Islahiye’den gelen Türkmen Suriyelilerle buradaki Arap Suriyeliler arasında bir sıkıntı oluşmuştu. Polis müdahale etti anonslar yapılıyordu.”

Göçlerin de başladığını hatırlatan Kocamert, ekonomik kaygılardan dolayı göçlerin çoğalmasından da endişeli. Kampa karşı başlattıkları ve aylarca süren direnişlerine de değinen Kocamert, “Terolarda direnişle birlikte birlik beraberlik sağlandı. Çevre köyden insanların gelişi köyde ilk defa birlik sağlandı birlikte hareket edilmeye başlandı. Bu bir başarıdır bizim için. Hatalar her zaman olur ama önemli olan hatalardan ders çıkarmaktır.”

ARTIK EVLERİN KAPILARI KİLİTLENİYOR

54 yaşındaki Döne Göksungur da kamp kurulduğu günden bu yana tedirginliklerinin arttığını söylüyor. Göksungur, “Kamptan köyün içine Suriyeli insanlar kaçıp geliyorlar. Köylüler onları tanımadıkları için korkuyorlar. Daha önce kapılarını kilitlemez iken şimdi kapılarımızı kilitlemeden ne oturabiliyoruz ne de gece yatabiliyoruz. O kamptan bazen köyün içinde dolaşıyorlar. Köylü o insanların oradaki bağırış çağırışlarından oldukça tedirgin. Kavgalar oldukça fazla. Gürültüden uyuyamıyoruz da” diyor.

“KÖYÜN TADI TUZU KALMADI”

Yaşam alanlarının ellerinden alınmasına tepki gösteren Göksungur sözlerini şöyle sürdürüyor: “Hayvanlarımızı otlattığımız meralarımız elimizden alındı. Yazın bu sıkıntı daha da ortaya çıkacaktır. Herkes içeride ahırdan hayvanlarını bırakıyor. Köyün merasını ellerinden aldılar şimdi de köyün bazı yerlerinde tarlalar kiralayıp yonca ekip köylüye veriyorlar. Attan indirip eşeğe mi bindirmek gibi bir şey. Ondan ziyade köylü yaşamından çok tedirgin. Köyün eski ne tadı var ne tuzu.”

 

“KAMP ASİMİLASYONUN DEVAMI”

Alevilere karşı baskı ve asimilasyon politikalarının bu kamp ile sürdüğüne değinen Göksungur, işverenen Suriyelileri ucuz iş gücü olarak gördüğünün bundan dolayı da işsizliğin arttığını söylüyor. Ekonomik sorunlar ve tedirginlikten dolayı göçlerin de yaşandığını belirten Göksungur,  ayrıca kampa yerleştirilenlerin çetelerin olabileceği kaygı ve korkusunu da yaşadıklarını dile getiriyor. Göksungur ayrıca tüm aleviler ve sivil toplum örgütlerinin bu yöre halkına sahip çıkmasını istiyor.

YENİ KATLİAMLARA TANIK OLMAK İSTEMİYOR

Sati Yıldız da Terolar’da mecburiyetten kaldıklarını söyleyerek, “Kızım biz çok direndik. Çocuklarımız çok korkuyor. Korkuyoruz çare nedir onu bilmiyoruz” diyor. Maraş Katliamı tanıklarından da olan Yıldız, yeniden aynı olayları yaşamaktan oldukça da tedirgin. Terolar ile ilgili Maraş’ta yaptıkları basın açıklaması sırasında asker ve polis gördüğünde bayılmış.

 

BÜYÜK GÖÇLER YAŞANABİLİR TEHLİKESİ

30 yaşındaki Mehmet Deriter de kampa mazlum halkın değil selefilerin yerleştirdiği kaygısı yaşadıklarını söylüyor.

Deriter yaşadıkları sıkıntıları şu sözlerle anlatıyor: “Kamp ilk olarak doğayı etkiledi. Kanalizasyon köyün deresine akıyor yani bu da incelemelere gelen yetkililerin söylediğine göre, insan hayatını tehdit edecek şekilde zarar vereceği yönünde. Maraş Yaşam Platformu olarak direk raporu sunduk cevre il, sağlık, orman ve tarım il müdürlüğüne verdiğimiz dilekçelerin sonucu kanalizasyonları yapıyorlar. Bu sağlık olarak kısmen de olsa giderilse de güvende olduğumuzu hissetmiyoruz. Uğultuların sesi köy halkını uyutmuyor. Kampta gaz bombalarının, plastik mermilerin atılması rahatsız ediyordu. Köy halkı çok tedirgin oluyor. Bu kamp ile demografik yapının bozulma tehlikesi var. Gelecekte büyük göçler olabilir.”

Sevim KAHRAMAN / PİRHA-Maraş

EN SON EKLENENLER