Katliamda yaşamını yitirenlerin anısına siyah balonlar uçuruldu

Ankara katliamında yaşamını yitirenlerin anıldığı İstanbul’da gökyüzüne 101 siyah balon bırakıldı. Ankara’da düzenlenen panelde ise yarın gerçekleştirilecek anmaya katılım çağrısında bulunuldu.

İstanbul’daki emek ve demokrasi güçleri, 10 Ekim Ankara katliamında yaşamını yitirenleri Kadıköy İskele Meydanı’nda düzenledikleri açıklamayla andı. Anmaya, HDP, CHP, Birleşik Haziran Hareketi ve ESP’nin yanı sıra katliamda yaşamını yitirenlerin yakınları ile katliamda yaralanan yüzlerce yurttaş katıldı. “Ankara’yı unutma unutturma”, “Ankara’nın hesabı sorulacak” ve “Faşizme karşı omuz omuza” sloganlarının atıldığı anmada, “Emek kazanacak, Demokrasi kazanacak, Barış kazanacak” pankartı açılarak, yaşamını yitirenlerin fotoğrafları taşındı. Eylemde yaşamını yitirenler, tek tek isimleri okunarak anıldı.

‘Barış köprüsünü yıktılar’

Daha sonra STK ve siyasi parti temsilcileri söz alarak kısa konuşmalar yaptı. İlk olarak konuşan HDP Muş milletvekili Ahmet Yıldırım, katliamı “kardeşliğe vurulmuş bir darbe” olarak tanımladı. Barış severler olarak bu katliamı milat kabul ettiklerini belirten Yıldırım, “O gün bugündür kötülük sıradanlaştı. O gün bugündür gençlerin ölümü sıradanlaştı. Barış köprüsünü yıktılar” dedi. Faşizmin finali oynadığını dile getiren Yıldırım, “Biz de barışın demokrasinin büyük finalini oynamalıyız” diye belirtti.

‘Faşizmin bu kadar alçalacağını öngöremedik’
Yıldırım’ın ardından konuşan İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Samet Mengüç de, faşizan uygulamaları öngördüklerini ama faşizmin bu kadar alçalacağını öngöremediklerini söyledi. Mengüç, şunları aktardı: “10 Ekim’de Ankara’ya vardığımızda bir bayram havasında oraya gelen kitleyi gördük. Oraya barışı, insanlığı, kardeşliği haykırmak için gitmiştik.”

Mengüç’ün ardından basın açıklamasını okuyan Ece Ünsal, Ankara katliamının devlet yetkililerinin gözetiminde gerçekleştirildiğini vurguladı. 7 Haziran seçim sonuçlarını kabul etmeyen AKP’nin Kürt halkına, sosyalistlere, Alevilere ve tüm ilerici kesimlere savaş açtığını vurgulayan Ünsal, şimdi de darbe ile mücadele adı altında yeni bir darbenin sahneye koyulduğunu anlattı. AKP’nin iktidarda kalma araçlarının artık topyekun savaş olduğunu kaydeden Ünsal, Ankara katliamının hesabını soracaklarını ifade etti.

‘Savaşla ayakta kalıyorlar’

Bir yıldır acı ve öfke ile yaşadıklarını söyleyen Ünsal, devlet kurumlarının bilgisi dahilinde katliama maruz kaldıklarının altını çizdi. Ünsal, olayı çözmek için hiçbir somut adımın atılmadığını belirterek, “Çünkü olayın içinde İçişleri, MİT, emniyet yani iktidar var” dedi. Göstermelik yargılamalarla katliamın üzerinin kapatılmaya çalışıldığına dikkat çeken Ünsal, şöyle devam etti: “Savaş suçlarına yeni suçlar eklenmeye devam etmiştir. En insani talep olan barış, iktidarın en korktuğu şey olmuştur.” Ünsal, OHAL ve KHK’lerle bir keyfiyetin hüküm sürdüğünü, TV ve radyoların kapatılarak her türlü muhalefetin susturularak yaşanan savaş ortamını kalıcı hale getirilmek istendiğini dile getirerek, “Barış dedik. Bizi susturmak istediler. Çünkü savaşla ayakta kalıyorlar” diye belirtti.

Anma, 101 siyah balonun gökyüzüne alkışlarla uçurulmasıyla sona erdi. Anmanın sonunda bir grubun “Hırsız, katil AKP” sloganını atması üzerine polis, gruba saldırdı.
Çevredeki yurttaşların ise eylemcilere destek vermesi üzerine polis olay yerinden ayrıldı.

Ankara’daki anmaya katılım çağrısı

Ankara’da da 10 Ekim katliamı programı çerçevesinde İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Teoman Öztürk Salonu’nda, “Birinci Yılında 10 Ekim’in Ardından” konulu panel düzenlendi. Panele, katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri ve yaralananların yanı sıra sivil toplum örgütleri temsilcileri, üyeleri ile yüzlerce kişi katıldı. Panelin moderatörlüğünü 10 Ekim Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun yaparken, Türk Tabipler Birliği Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, Av. Pınar Akdemir, katliamda yaşamını yitiren Dicle Deli’nin babası Faik Deli ile katliam yaralanan Cihan Andiç’ın babası Ahmet Andiç, panelist olarak katıldı.

Panelden önce katliamı ve sonrasında yaşananları anlatan bir sinevizyon gösterimi yapıldı.

Daha sonra geçilen panelde konuşan TTB Başkanı Raşit Tütek, katliamın tüm toplum üzerinde hem fiziksel hem de ruhsal bir etki bıraktığını dile getirerek, travmaları azaltmak için ise birlik olarak İstanbul, Adana, Mersin, İzmir, Amed (Diyarbakır) ve Ankara’da psiko-sosyal dayanışma ağları oluşturduklarını söyledi. Tütek, travmanın panzehirinin ise dayanışma olduğunu kaydetti. Devletin olay öncesi ve sonrasında ciddi ihmallerinin bulunduğuna dikkat çeken Tütek, katliamın temelinde 2015 yılında büyüyen toplumsal muhalefetin yattığını söyledi.

‘Toplum adil yargılama konusunda güvensiz’

Büyüyen toplumsal muhalefeti bastırmak için AKP’nin “İç Güvenlik Paketi” çıkardığını ve 7 Haziran seçimlerinden sonra da tamamen yenildiğini hatırlatan Tütek, katliamın tüm bu olanlara ilişkisi olduğunu vurguladı. Katliam davasının açık ve adil bir yargılama ile gerçekleşeceğine dair toplumun ciddi bir güvensizlik duyduğunu vurgulayan Tütek, AKP’nin Pirsûs (Suruç), Amed (Diyarbakır), Ankara ve Kürdistan kentlerindeki ölümlerinden ve son darbe fırsatçılığı ile de toplum üzerindeki kırımdan mesul olduğunu söyledi.

‘Suruç aydınlatılsaydı 10 Ekim ve Antep saldırıları olmayacaktı’

Avukat Pınar Akdemir ise, katliam dosyasında gelinen süreci anlattı. Akdemir, “Eğer Suruç katliamı aydınlatılsaydı 10 Ekim katliamı olmazdı, 10 Ekim katliamı aydınlatılsaydı Antep’teki düğün katliamı olmazdı. Çünkü DAİŞ’in katliam dosyalarının hepsinde bu katliamları yapanlar birbirleriyle ilişkili. Bu Adıyaman ve Antep hattında örgütlenen bir yapı. Bu neden açığa çıkarılmıyor” diye konuştu.

‘Yüzlerce avukat ile adliyede olacağız’

Katliamın en başından itibaren avukatlar olarak dava dosyasına bulabildikleri tüm delilleri işlediklerini belirten Akdemir, ısrarları sonucu çıkan Müfettiş Raporu’nun önemli olduğunu bu raporla aslında kamu görevlilerinin ihmallerinin açık olduğu ve bu yüzden ellerinin güçlendiğini söyledi. 7 Kasım’daki dava dosyası için benzer katliamlar yaşayan Fransa’nın avukatlarına davaya katılım çağrısı yaptıklarını dile getiren Akdemir, yüzlerce avukat ve binlerce kişi ile adliyede olunacağı bilgisini verdi.

‘Katliam yılında ne hissediyorsak bugün de öyle hissediyoruz’

Katliamda yaşamını yitiren Dicle Deli’nin babası Faik Deli ise, “Geçen yılın 10 Ekim’inde nasıl barış istediysek hala aynı duygular içerisindeyiz. Ne TOMA’ları ne silahları ne de KHK’leri bizi bu davamızdan vazgeçiremez. Barış diyorsak öyle ‘aman bizi vurmayın’ demiyoruz. Biz onurlu bir barış diyoruz” diye belirtti. Deli, 12 Eylül’de de faşizmin yaşadığını fakat mücadele ederek atlattığını belirterek, “Şimdi de gelen faşizmi mücadele ile püskürteceğiz” dedi.

Deli, yaralı olan arkadaşlarına sözleri olduklarını da belirterek, dernek olarak mücadele ettiklerini fakat salt dernek ile de mücadelenin kısır kalacağını söyledi. 10 Ekim’de miting düzenleyen güçlerin tüm güçleriyle yine yarın ki anmaya destek vermesi gerektiğini ifade eden Deli, herkesi yarın ki anma törenine çağırdı.

Panelde son olarak konuşan yaralı Cihan Andiç’in babası Ahmet Andiç, Kürtçe’de “Berxwedan Jiyan e” sözünün anlamından bahsederek, direnmekten başka çarelerinin olmadığı mesajını verdi. Andiç yaralı oğlu Cihan’a verilen manevi destekle yakın zamanda daha güçlü olarak sağlığına kavuşacağını söyledi.

Konuşmacıların ardından panele kısa bir ara verilirken, etkinlik forum şeklinde devam etti. Forum, yarınki anma etkinliği programı ile bundan sonraki süreçlerde ne yapılacağı üzerine tartışmalarla devam etti.

(ekip/za/hd/pu)

EN SON EKLENENLER