KDP üyesi olmayan Êzidîye sağlık hizmeti verilmiyor

Şengal’de DAİŞ sonrası yaşam normalleşirken, KDP’nin uyguladığı ambargo yaşamsal zorluklar çıkartıyor. KDP üyesi olmayana sağlık hizmeti sunulmazken, bölgeye aynı zamanda ilaç ambargosu uygulanıyor.

DAİŞ’in 3 Ağustos 2014 tarihinde Şengal’e saldırısı sonrası öz güçleriyle hayata tutunan Êzidîler, şimdi de KDP’nin ambargosuna maruz kalıyor. Bir yandan ilaç ambargosu uygulanırken, bir yandan da KDP üyesi olmayanlar Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki hastanelerde tedavi edilmiyor. Şengal’de pratisyen hekimlik yapan Avaşin Hêzil, zorluklara rağmen engellerin üstesinden geldiklerini söyledi.

‘DAHA FAZLA İNSAN VE TEKNİK GÜCE İHTİYAÇ VAR’

DAİŞ katliamında kurtulanlar tarafından Serdeş bölgesinde kurulan kapta 3 yıl önce faaliyete geçirilen Şehit Zinar Hastanesi’nde görev yapan Dr.Avaşin Hêzil, bir laboratuvar, bir ultrason cihazı ve küçük bir eczanesi olan hastanede iki doktor, bir hemşire, bir laborant çalıştıkların söyledi. Kalabalık nüfusa rağmen sadece bir ambulansları olduğunu belirten Dr. Hêzil, günde ortalama 40-45 hastaya baktıklarını dile getirdi.

BRUSELLA, İSHAL VE HAMİLELİĞE BAĞLI HASTALIKLAR

Dr. Hêzil, “Burada en fazla hasta olarak hamile kadınlar geliyor. Brusella hastaları, ki bu hastalık da hayvanlarına ilaç veremediklerinden kaynaklı olarak gelişiyor. Bir diğer hastalık da ishal oluyor. İshal da burada suyun ve arazinin temiz olmaması ile ilgili. Özellikle çocuklar arasında ishal çok fazla ortaya çıkıyor. Yine diğer hastalıklardan kalp ve şeker de var fakat bu hastalıkların oranı çok az. Yine kanser burada en az olan hastalık türüdür, çünkü halk dağlarda yaşıyor çok fazla yapay şeylere maruz kalmıyor” bilgisini paylaştı.

‘BAŞUR SAĞLIK ALANINDA DA AMBARGO KOYMUŞ DURUMDA’

KDP’nin ambargosundan kaynaklı en büyük sıkıntılarının ilaç olduğunu ifade eden Hêzil, ihtiyaçlarının büyük bir kısmını Rojava’dan temin ettiklerini kaydetti. Hêzil, “İlaç konusunda sıkıntılarımız var özellikle kronik hastalıklar konusunda, şeker ve tansiyon ya da daha ağır hastalıklarda bu durum bizi zorluyor. Rojava’ya hem eksik geliyor hem de çok pahalı ilaçlar oluyorlar. Başur da zaten Şengal’e ambargo koymuş durumda. Sağlık alanında da ambargo koymuş durumda. Başur’a gönderdiğimiz hastamız KDP’nin resmi üyesi değilse kabul etmiyor” diye konuştu.

‘BAŞUR’DA HASTA DAHA DA HASTALANARAK GELİYOR’

Hêzil, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle Başur’da sağlık anlamında Êzidî halkı bırakın tedavi olmayı daha fazla hastalanarak geri geliyor. Doktorlar sırf para kazansınlar diye ameliyatlık durumları olmayan hastaları ameliyat altına alıyor ya da hastalığı ile ilgili alakası olmayan ilaçlar yazdırıyor. Bir de çok bariz bir hastalığı olmasına rağmen onlarca tahlil ve işleme tabi tutarak hastaları sömürebiliyorlar.”

‘TEDAVİDE ESAS OLAN ŞEY HASTAYI DİNLEMEK’

Modern sağlık anlayışının dışında bir hizmet verdiklerini de sözlerine ekleyen Hêzil, şunları dile getirdi: “Bu sistemdeki birçok sorunu kendi gücünüzle çözüme kavuşturabilirsiniz. Buradaki hastalıkların şekli dışarıda olan hastalıklardan farklı. Örneğin Güney Kürdistan, Türkiye ya da başka bir ülkenin sistemi gibi değil. Esas olan şey burada hastayı dinlemektir. Sadece hastayı görüp bir ilaç yazmıyoruz. ‘Hasta ne diyorsa desin ben ilacımı yazıp sonlandırayım’ demiyoruz. Biz hastalarımızı dinlemeden, anlamadan hiçbir şekilde ilaç yazmıyoruz. Gerçekte biz çok fazla ilaç da vermiyoruz. İlaç uzun süre zarfında insana fayda getirecek bir şey değil, bunun bilinci ile hareket ediyoruz. Çoğunlukla da hastalığa çözüm bulabiliyoruz. Belki 50 hastanın içerisinde bir iki hastayı dışarıda bir hastaneye gönderiyoruz.”

KATLİAM PSİKİYATRİK HASTALIKLARI ARTTIRDI

En fazla kadın hastaların olduğuna dikkat çeken Hêzil, bunun nedeni de katliamın yarattığı travmaya bağlı olduğunu söyledi. Hêzil, “Êzidîler gerçekte çok farklı bir halk. Ne Kürtlere benzerler, ne İngilizlere ne de başka bir halka veya inanca benziyor. Sürekli katliamlardan geçirilmiş, dağlarda sıkışmış kalmış, yalnız kalmış ve bu yüzden de çok fazla içlerine kapanmış durumda. Fakat özellikle kadınlarda psikiyatrik hastalıklar çok fazla. Hemen hemen her gün en az bir hastamız psikiyatrik nöbetler geçiriyor. Bunalmış, kendini ifade edemiyor bu yüzden de kriz geçiriyor” ifadelerini kullandı.

‘TOPLUMSAL YAPI DA SORUNLARA YOL AÇIYOR’

Kadınlar açısından psikiyatrik sorunlara neden olan ikinci bir nedenin de toplumdaki yapı olduğunu vurgulayan Hêzil, kadınlara sadece çocuk doğurmak gibi bir misyon biçildiğini hatırlattı. Hêzil’in konu ile ilgili değerlendirmesi şu şekilde: “Kadınlar konusunda özellikle çocuk doğuramama korkusunun getirdiği hastalıklar oluyor. Bir kadın kesinlikle bu toplumda çocuk getirmeli. Örneğin kadın daha bir yıl olmuş çocuk doğurmuş ama akabinde hamile kalmazsa kendisinin artık çocuk doğuramayacağından korkuyor. Çünkü kadınların üzerine erkekler çok rahat kuma getiriyorlar, fakat biz yine de ne olursa olsun hastayı ikna ediyoruz. İkna edemiyorsak ya da tedavi edemiyorsak dışarıda bir hastaneye gitmesi yönünde yardımcı oluyoruz. Bazen yetemediğimiz durumlarda hastalığı anlamadığımız zamanlarda da dışarıya gönderiyoruz.”

YENİDEN İNŞANIN EN BÜYÜK AYAĞI ÊZİDÎ HALKI

Şengal’de yeniden inşanın en büyük ayağının yine Êzidî halkının içinden çıkacak öncüler olduğunun altını çizen Hêzil, sözlerini şöyle tamamladı: “Özellikle Şengalli gençlerin gelmesi gerekir buraya, çünkü dışarıdan gelecekler burada yapamayacaktır. Bizim en öncellikli konumuz her konuda en iyi şekilde eğitim tanzim etmektir. Buna imkanımız da var. Onlara gerekli her tür eğitimi verebiliriz buna hazırız.”

EN SON EKLENENLER