Kemalbay: Yeni devlet 16 yıldır tanıdığımız devlettir

Partisinin nöbetinde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, “Yeni bir devlet kuruyoruz” sözlerinin kapalı kapılar ardından konuşulanların itirafı olduğunu belirterek, “Yeni devlet, 16 yıldır tanıdığımız devlettir. Yeni devleti, Cizre’den, Roboski’den, Taybet Ana’dan ve Uğur Kaymaz’dan tanıyoruz” dedi.

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Vicdan ve Adalet Nöbeti, Van’ın Musa Anter Barış Parkı’nda 6’ncı gününde devam ediyor. Günlük basın toplantısında HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın nöbete gönderdiği mesajın okunması ardından HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay konuştu.

Kemalbay’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

‘HALKLAR BARİKATLARI AŞA AŞA İRADESİNE SAHİP ÇIKIYOR’

“Değerli halkımız, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Vicdan ve Adalet Nöbeti’nde birlikteyiz. Amed’den İstanbul’a uğurladık. İstanbul’dan Van’a uğurladık. Sona yaklaşırken, yarın İzmir’e uğurlayacağız. Bizler Türkiye halkları olarak önemli bir kırılma noktasından geçiyoruz. Tarihin alt üst oluşlarından birini yaşıyoruz. Türkiye’de sürmekte olan anti demokratik sürece müdahale etmek için bu mücadeleyi başlattık. Destek veren halklarımıza en içten selamlarımı sunuyorum. Milletvekillerimiz ile halklarımızın buluşması için ağır tecrit ve baskı koşullarında gerçekleşiyor. Barikatları aşa aşa kendi iradelerine sahip çıkan halklarımızın bütün kesimlerine teşekkür ediyorum.

BARIŞTAN YANA TÜRKİYE’Yİ KURACAĞIZ

Bizler, bu karanlık gidişatı ancak direnerek ve mücadele ederek aşacağımıza inananlardanız. Tekçi sisteme ve inkarcı sisteme karşı, halkların emekçilerin ve bütün inançların inkarına karşı mücadelemiz bunu kanıtlıyor. Mücadelemizin deneyimi ve kazanımı olarak, faşizmi durduracağız. Barış ve özgürlüklerden yana Türkiye’yi kuracağız.

ZULMÜN GÖZÜNÜN İÇİNE BAKARAK YENECEĞİZ

Van, HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ’ı Meclis’e göndermiş ilimizdir. Meclis’in en genç milletvekili olan Tuğba Hezer’i de Meclis’e gönderdi. Halkın güçlü oylarıyla, AKP’nin göremeyeceği oy oranı ile milletvekillerimiz, hukuksuz ve sivil darbe sürecinin sonucu olarak, anayasaya aykırı bir şekilde vekillikleri düşürülerek, halkların iradesi yok sayılmaya çalışılmıştır. Sizler ne yaparsanız yapın, Van halkının gönlünden Figen Yüksekdağ’ı ve Tuğba Hezer’i ya da herhangi bir partilimizi koparamazsınız. Milletvekillerimiz halklarımızın kısıtlı bütçeleri ile koşulsuz şartlarda seçtiği ve temsiliyet olarak tanıdığı kişilerdir. Mücadeleleri de omuz omuza olacaktır. Figen Başkan içerde, zulmün gözünün içine bakacak. Bizler de dışarıda zulmün gözlerinin içine bakarak, zulmü yeneceğiz.

VAN HALKINDAN NEDEN KORKUYORSUNUZ?

Van’ın 14 belediyesinin 12’si HDP’nin bileşeni olarak yönetilmekteyken, kayyum atanmıştır. Yerel yönetimde toplumun demokrasiye katılımı ve bütçenin paylaşımına, kadınların siyasete eşit katıldığı bu süreçte, kayyumlar eliyle darbe yapılmıştır. Kayyumlar, halkın iradesini yok saymıştır. Kayyumları atadınız ne oldu? Bütün kenti bayraklar ile donattınız, Erdoğan’ın posterleri ile donattınız ne oldu? 16’ncı yaşınızı kutluyorsunuz ve zorla bir aşktan söz ediyorsunuz. Madem halk sizden memnun, neden seçilmişlerin yerine kayyum atıyorsunuz. Seçilmiş milletvekillerinin vekilliğini hukuksuzca kaldırıyorsunuz. HDP’nin Meclis üyelerinden ve Van halkından neden korkuyorsunuz. Bu kadar asker ve polis, zırhlı araç ve panzer neden? Her ev neden abluka altında? Çekin kayyumlarınızı, polislerinizi ve panzerlerinizi. Halkların iradesine saygı duyun. Halkların iradesini kabul etmeyen, kendisine oy vermeyen ve biat etmeyenleri yok sayan iktidar ile karşı karşıyayız.

HDP, yerel yönetimlerde söz sahibi olduğu her yerde, erkek ve devlet şiddetine karşı kadınların korunmasında, kadının iradeleşmesinde, inisiyatif almalarının önünü açan eşbaşkanlık sistemi ile önemli bir hizmet vermiştir. Ne yaparsanız yapın, halkların bağrından başaramazsınız.

YENİ DEVLET, 16 YILDIR TANIDIĞIMIZ DEVLETTİR

‘Türkiye’de yeni bir devlet kuruluyor’ diyorlar. Ayhan Oğan bunu söyledi ve AKP-Saray başındakiler örtbas etmeye çalışıyorlar. ‘Hayır, biz yeni devlet kurmuyoruz’ diyorlar. Ayhan Oğan bir gerçeği itiraf etti, ‘kral çıplak’ dedi. Kapalı kapılar ardından konuştuklarınızı Ayhan Oğan açık bir şekilde ifade etti. Yeni devlet dediği şey, aslında 100 yıldır süren tekçi, militarist, neo-liberal ve ırkçı sistemin yeni bir formda kendisini sürdürmeyi hedefleyen yeni bir devlettir.

Halklar için değişen bir şey yok. Onlar şuanda Kürt sorununu inkar etmek için, ülkenin en demokratik sorununu savaş ve çatışma ile çözmek için yeni bir formül üretiyorlar. Bu devletin içinde eski devlet cemaatçilere kapı aralamıştır. Yeni devletin içinde de cemaatçiler ve tarikatlar var. Halkın inancını istismar edecek şekilde, partisine oy atacak ve havuz yaratacak, dini kullanan, tarikatları seferber eden bir sistemden bahsediyoruz. Yeni devlet AKP saray iktidarının yeni tekçi sistemidir. Dikişlerinden kopan, statükodan kopan devletin, AKP’nin halklara dayattığı tekçi devletidir. 16 yıldır tanıdığımız devlettir. Yeni devleti, Cizre’den, Roboski’den, Taybet Ana’dan ve Uğur Kaymaz’dan tanıyoruz. Eskiden beri sürmekte olan zulmün devamı olarak tarif ediyoruz.

YENİLİK BASKI REJİMİNİN LEVEL ATLAMASIDIR

Bir yenilik varsa, baskı rejiminin level atlatarak rejimin inşa edilmesi olarak görüyoruz. Yeni devlet aynı zamanda sadece Kürtleri değil, en geniş kitleleri de korkutan bir devlettir. Adım adım AKP-Saray iktidarının kendi normlarını, kendine oy devşirebilecek havuzları pişiren zemine ilerliyor. Toplumun yeni devlete karşı birlikte mücadeleyi yükseltmesi gerekiyor.

DERSİM VE BOTAN CAYIR CAYIR YANIYOR

Bugünlerde coğrafyamızın pek çok yeri yangın yeri. Savaş ve çatışma her yerde yükseliyor. 90’lardan ve 12 Eylül’den kalma yöntemlerle devam ediyor. AKP’nin Genel Başkanı Erdoğan, yaptığı her açıklamada savaşın ve şiddetin yeniden yükseleceğine dair yeni işaretler veriyor. Bugün Dersim’de, Botan’da ormanlar cayır cayır yanıyor. Yanan ve yakılan şey, devletin militarist güçleri tarafından gerçekleştirilirken, coğrafyada yaşayan canlıların ortadan kaldırılmasıdır. Sadece Kürtlerin barış talebine karşı yükseltilen şiddet değildir. Börtü böcekten bütün canlıları ortadan kaldıran bir saldırıdır. Bu bir savaş suçudur. Canlıların bu şekilde yakılıp yıkılması savaş suçudur. Bunu yapanlar bilmelidir ki, bu devlet bu iktidar değişecek ve bir gün yaptığınız zulmün hesabı sorulacaktır.

ERDOĞAN NEDEN ŞAPATAN’A SESSİZ KALIYOR?

Şapatan’da köylülere işkence insanlık suçudur. Türkiye halkları bu işkenceye gözlerini kapatmamalıdır. Kadınlara gençlere bu yapılanlar, bütün coğrafyamızın karşı karşıya kalacağı bir yeni bir yöntemdir. AKP baskı ve şiddet olmadan ülkeyi ve halkı yönetememekte. 90’ların formatını daha güçlü hayata geçirmekte. AKP-Saray iktidarının başı, Erdoğan, Türkiye’de her şeye müdahale ediyor ve her şeye ses çıkarıyor. İnsanın cebindeki sigaradan, kadınların ne giyeceğine ve sezaryanına kadar Erdoğan belirliyor. Şapatan’da her şey ortaya serilmişken, Anadolu Ajansı bile bu uygulamayı teşhir etmişken, Erdoğan tek bir şey söylemiyor. Buradan Erdoğan’a sesleniyoruz; Şapatan’da yaşanan insanlık dışı uygulamayı, işkence politikası ve pratiğini onaylıyor musunuz? O yüzden mi sesiniz çıkmıyor. Asker ve polislerinizin yaptığı uygulama ile ilgili bir şey yapmıyorsunuz.

İNSANLIK KAZANACAK, İŞKENCECİLER KAYBEDECEK

Bizim raporlarımızdan sonra bir polisi cezalandırdıklarını açıklıyorlar. Yüz kişiye bir polis mi işkence etti. Bu adalet mi? işkenceye karşı gösterilen muamele bu mu? Türkiye’nin bütün coğrafyası, işkencenin açık bir şekilde yaşandığı, hapishaneden sokaklara işkencenin yaygınlaştırıldığı bir ülke haline geldi. Bu halk, bu uygulama ve politikaları yıllarca yaşadı. Her zaman başı dik bir şekilde insanlık onuru işkenceyi yendi. İnsanlık onuru kazanacak ve işkenceciler kaybedecek.

ERMENİ MEZARLIĞI’NDA PLAJ TÜYLER ÜRPERTİCİ

Van’da Ermeni mezarlığına yapılan uygulama tüyleri diken dikeneden uygulama. Büyük bir çöküntüye işaret ediyor. Bir plajın inşaatı sırasında ortaya çıkan mezarlığa tuvalet inşa etmek, gözü para hırsı ile bürünmüş olan, her türlü inanç ve değerin üstünde tutan bir politika ile karşı karşıyayız. Milletvekillerimiz yerinde görmek ve kamuoyu ile paylaşmak için olay yerine giderken, yolları kesiliyor. O an görevli olmayan, kendisini asker olarak tanıtan sivil giyimli olan bir kişi heyetimizin önünü kesiyor. AKP’nin rantçı politikalarını teşhir edenlere karşı düşman hukukunun işletildiği süreçten geçiyoruz. Baskılar bizi asla yıldıramayacak. Halklarımıza ve milletvekillerimize karşı suçları teşhir etmek ve açığa çıkarmak için yolumuza ve mücadelemize devam edeceğiz.

BİRLİKTE YÜRÜMEYE HAZIRIZ

Önümüzde önemli bir mücadele dönemi var. Barış ve demokrasi için birlikte mücadele dönemi olarak tanımlıyoruz. Birlikte mücadeleyi inşa etmek için, demokrasi ve barıştan yana olan bütün siyasi kesimlere sesleniyoruz; birlikte yol yürümeye hazırız. Demokratik siyasetin bitirilmek istendiğini, hukuk ilkelerinin ayaklar altında alındığını ve insan haklarının ayaklar altında çiğnendiği, kadın haklarının çiğnendiği, işçilerin her ay onar onar yaşamını yitirdiği bir dönemden geçiyoruz. OHAL döneminde 2 bine yakın işçi yaşamını yitirdi. Gençleri bütün umutlarını yitirdiği bir dönemden bahsediyoruz. Okulların bilimsellikten uzaklaştırıldığı, demokratik ve laikliğin tamamen ortadan kaldırıldığı, inancın istismar edildiği bir dönemden geçiyoruz. Hayatın her alanındaki saldırılara karşı birlikte mücadelenin öneminden bahsediyoruz.

YAŞAMI BİRLİKTE İNŞA EDEBİLİRİZ

Bizler, sivil darbe süreci olarak tarif ettiğimiz, OHAL ve KHK’ler ile anti demokratik süreci ortadan kaldıracak ve düzeltecek, yan yana gelecek demokrasi bloğunun inşası için birlikte çalışıyoruz. Halkların özlemini çektiği birlikte yaşam ve ortak yaşam için mücadele için, kardeşlik içerisinde birlikte yaşamı birlikte inşa edeceğiz. Halklarımızı bu mücadeleye güçlü bir şekilde katılmaya, Vicdan ve Adalet nöbetlerimizi büyütmeye çağırıyorum.

Tutuklu milletvekilleri, belediye eşbaşkanlarımız, yöneticilerimizi selamlıyorum. Serkeftin.”

EN SON EKLENENLER