Kenan Bilgin dosyası zamanaşımı ile karşı karşıya

Ankara Adliyesi önünde bir araya gelen onlarca kişi, 1994 yılında gözaltına alınarak kaybettirilen Kenan Bilgin’in dosyasını zaman aşımına uğratılmak istendiğine dikkat çekerek, AİHM’in insanlığa karşı suçlarda cezanın ertelenemeyeceği yönündeki kararı hatırlatıldı.

Ankara Dikmen’de 12 Eylül 1994 sabahı sivil polislerce gözaltına alınan ve bir daha haber alınamayan Kenan Bilgin için adliye önünde biraraya gelen onlarca kişi, savcının “Kovuşturmaya yer olmadığına” dair kararı protesto ederek basın açıklaması yaptı. Kenan Bilgin’in resimlerini taşıyan grup, “AİHM’de Mahkumiyet, Türkiye’de Takipsizlik” pankartı açıldı. Basın açıklamasına Bilgin ailesi, İHD Ankara ve İstanbul Şubeleri ile Cumartesi Anneleri katıldı. Açıklamaya HDP’li milletvekilleri Feleknaz Uca, Müslüm Doğan ile CHP’li milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ile Mehmet Tüm katıldı.

‘SAVCI DEĞİŞİKLİĞİ DOSYAYI KAPMAYA YÖNELİKTİR’

Basın açıklamasını ilk olarak 12 Eylül kayıplarından Hayrettin Eren’in kızkardeşi İkbal Eren okudu. Ankara Cumhuriyet Savcısı Selahattin Kemaloğlu’nun faillere ulaşmak için girişimlerde bulunduğunu ancak engellenerek başka bir ile gönderildiğine dikkat çeken Eren, dosyayı devralan savcı Özden Tönük’ ün ise tanık ifadelerinin “polisi ve devleti küçük düşürmeye yönelik gerçek dışı iddialar olduğu” ifadelerini içeren bir rapor ile dosyayı kapattığı bilgisini paylaştı.

AİHM MAHKUM ETTİ

Ardından AİHM’e Bilgin ailesinin başvurduğunu ifade eden Eren, AİHM’in Kenan Bilgin’in 12 Eylül 1994 tarihinde güvenlik güçlerinde gözaltına alındığını, kendisinin 3 Ekim 1994 tarihine kadar güvenlik güçlerinin elinde bulunduğunu, ancak bu konuda hiçbir kaydının tutulmadığını ve bundan sonra akıbetinin ne olduğu konusunda hiçbir kayıt ve bilginin bulunmadığını tespit ettiği bilgisini paylaşarak, AİHM’in oybirliği ile Türkiye’yi mahkum ettiğini hatırlattı. Eren, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 31 Mart 2017 tarihinde Kenan Bilgin’in “Ankara Emniyetinde bağlı nezarethanelerden birine alındığına hiçbir veriye ulaşılamamıştır” diyerek “Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar” verdiğini, kendilerinin ise buna itiraz ettiğini söyledi.

‘ADİL BİR YARGILAMA YÜRÜTÜN’

Eren, şunları söyledi: “Yargı mensuplarına sesleniyoruz: Adalet tesis etmeyen bir yargı gerçek anlamda bir yargılama faaliyeti yerine getirmiyor demektir! Artık yeter! Kenan Bilgin Dosyası’nda verilen takipsizlik kararını kaldırın! AİHM’in insanlığa karşı suçlarda cezanın ertelenemeyeceği ya da zamanaşımına uğratılmayacağı yönündeki içtihat ve yorumların esas olara etkin bir soruşturma ve adil bir yargılama yürütün!”

‘BİRGÜN YAKANIZDAN TUTUP SİZDEN HESAP SORACAĞIZ’

Ardından Kemal Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin söz aldı. Bilgin, dosyadaki kanıtlarının savcılar tarafından dikkate alınarak incelenmesi ve insanları katledenlerin ortaya çıkarmasını istediklerini belirterek şunları ifade etti: “Bu ülkeyi yönetenler, bu ülkede adalet dağıtıyoruz diyenler ne yazık ki duymadı, bizim başvurularımız hep olumsuz olarak bize geri döndü.
Devletin bizzat organize ettiği, devletin bizzat ortaya koyduğu bir politika sonucudur. Bunların faillerinin biri ortaya çıkarsa yargılama en üst dereceye yansıyacaktır. Bu devletin işlediği bir suçtur. Bu bireylerin işlediği suçlar değildir, Devlet de kendi kendini yargılayamaz, bunu biz çok iyi biliyoruz. Bizim iki elimiz iki yakanızda, bu dönemde gerçekten adalet beklemiyoruz sizden. Kendi kendinizi yargılayamazsınız ama birgün gelecek bu halk sizi yargılayacaktır. Biz bu mücadelemize devam edeceğiz. Birgün yakanızdan tutup sizden hesap soracağız.”

‘BUNCA İNSAN TANIKLIK ETTİ, BU VERİ DEĞİL Mİ?”

Kenan Bilgin’in ile Ankara TEM’de birlikte bulunan ve işkence gören görgü tanığı Cait Nacitarhan da kendisinin canlı veri olduğuna dikkat çekerek, “Kenan Bilgin’in Ankara Emniyet’ine getirildiğinde dair elde veri yoktur diyecek kadar kirlenmiş bir sistem ile karşı karşıyayız. Ankara Emniyetinde 21 gün boyunca Kenan Bilgin ile birlikte yaşadım. 15 gün kayıtsız 15 gün de kayıtlı olmak üzere 30 gün Ankara Emniyetinde işkence gördüm Kenan Bilgin ile birlikte ve bunun 21 gününü Kenan Bilgin ta ki sesinin kısıldığı güne kadar tanıklık ettim. Sadece Bilgin’in işkencelerine tanıklık etmedim, bir insanın işkence ile katledilmesine de tanıklık ettim. Bunca insan tanıklık etti bu veri değil midir?” diye konuştu.

‘BİZ ZAMAN AŞIMI DİYE BİRŞEY KABUL ETMİYORUZ’

Cumartesi Anneleri adına konuşan Hanife Yıldız da konuştu. Yıldız, Adliye saraylarından adalet çıkmasını talep ettikleri ifade ederek şunları söyledi: “Siz hiç merak etmeyin, siz yerinizde rahat edin, bizler arkanızdan devam ediyoruz. Evlatlarımızın, kardeşlerimizin kemiklerini bulana kadar, suçluları adalet önüne çıkaran kadar mücadeleye devam edeceğiz. Ama ne yazık ki bugün adliye sarayı önündeyiz, adliye sarayı dedikleri göstermelik saraylardır. Biz istiyoruz ki bu saraylarda adalet çıksın, ne yazık ki bizim için adalet çıkmıyor. Biz zaman aşımı diye birşey kabul etmiyoruz asla, bizim elimiz yakanızda olacak ve nefesimiz ensenizden eksik olmayacak. Adalet için, haksızlığa uğrayanlar için, herkes için, kemikleri sızlayan anneler için adalet istiyoruz.”

‘İNSANLIĞA KARŞI SUÇLARA HOŞGÖRÜ GÖSTERMEYİN’

Açıklamada kısa bir konuşma yapan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da , AİHM kararına dikkat çekerek, savcıların dosyaya takipsizlik kararını vermesini eleştirdi. Tanrıkulu, “Zorla kaybettirme suçu insanlığa karşı suçtur, zaman aşımı işlemez, hakim ve savcılara sesleniyorum, insanlığa karşı suçlara hoşgörü göstermeyin, bu takipsizliği kaldırın. Eğer Türkiye’de yargının insan hakları suçlarına karşı hoşgörüsü olmasaydı, bugün pervasızca bu insan hakları ihlalleri devam etmezdi” dedi.

‘BU HUKUKSUZLUĞA SON VERİN’

Son olarak konuşuna HDP Milletvekili Müslüm Doğan, şunları dile getirdi: “Kenan Bilgin devlet tarafından tutuklanmasına rağmen eldeki bilgi ve belgelere rağmen maalesef kabul edilmiyor. Verilen karar hukuk dışı bir karardır. İnsanlığa karşı işlenmiş suçlarda zaman aşımı kesinlikle kabul edilemez. Dava dosyasına hazırlanmadan verilen bu hukuksuzluğu giderilmesi gerekir, itirazın değerlendirilerek yeniden bir iddianamenin hazırlanması gerekir. Bu konuda samimiler ise bu iddianame yeniden hazırlanabilir. Tüm demokrasi güçleri, cumartesi annelerinin kayıplarının dostlarımızın yanında olacağız. Bu mücadele sürecek. Gerçek bir demokrasi inşa etmek istiyorsanız bu ülkede bu hukuksuzluğa son verin.”

EN SON EKLENENLER