Kerkük-İdlip

Zamanı ihtiyacına yakın yaşamayanlar, zamanın rüzgarlarında sürüklenirler. Bir tohum ise toprağını bulur, bir bulut ise dağını bulur.

Söz zamanda dile gelmiş tohum misali, ağızdan çıktığı anda direnseniz de sizi kendiyle sürükler. Yeni bir söz yerini doldurana kadar.

Kerkük, ipek yolu dergahı, halkların kadim yerleşkesi. Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkını sınadıkları bir süreçte. Düğümlerin atılıp çözüleceği coğrafya Kerkük. Yeniden dizaynın yüksek planlarla ve anlaşmalarla sınandığı Zagros düzlüğü Kerkük. İki gündür bilen, bilmeyen herkes can havli ile Kerkük üzerine yorum, küfür, çözüm önerileri yapıyor. Toz duman hava, göz gözü görmüyor. Bu vaveyla içerisnde Kürt Halkının kendine ait özgür topraklara ne kadar ihtiyaç duyduğunu, özlemini de açığa çıkaran bir durum oldu. Öbür tarafta ise kendi liderlik ve önderlik süreçlerini sınayacağı bir musibet. Tüm çelişkilerin ulu orta durduğu sırlı kent Kerkük. Fakat iş hiçte o kadar plansız değil. Hiç de plansız olmayan iş içerisinde tüm dengeleri kausu ile birlikte planlayan bir devir teslim Kerkük. Lanet, ihanet, melanet , kehanet ve ibret barındırıyor içerisinde.

Lanet: Kerkük tarih boyunca hep bir sefahat incisi olarak göründü, fakat tek başına kimseye yar olmadı doğası ve konumu buna uygun değildi. Yerin altı, yerin üstündekilere bela oldu 140 yıldır. Halklara göz kırptı fakat yar etmedi kendini. Zenginliği göz kamaştırdı, nefis kabarttı ama yar etmedi kendini. Kürtler Kerkük’ü iyi tanır. Onlarca defa kapısından girip çıktılar. Kerkük’ü ilk kuran halklardan, kadim ülkelerinin bağrındaki nazlı katırı nasıl tanımasınlar. Herkesin çarşı dedikodularında parmağının olduğu pazarlarını nasıl bilmesinler. Kufe gibi, Kerbela gibi ihanetin lanetini barındırır bağrında Kerkük. Kahrmanlık naraları atan paralı tüccarların birgün sonra nasıl kaçıp gittiklerini gördü Kerkük toprakları. Sırtını Kandile dayamaktan, yüzünü Şengale dönmekten vazgeçtiği günlerden beri nasıl kentten göçmek zorunda kaldığını gördü Kürt Halkı ve Kerkük halkları. Kerkük toprakları kendi Halkı Kürtlere, Araplara, Türkmenlere, Süryanilere şunu söyledi ya beraber yaşarsınız rıza ile ya da hiçbirinize yar olmam nefislerinizde boğulursunuz dedi.

İhanet: Kerkükte iseniz anlaşmalar yaparsınız. Çıkarlarınız konusunda girişimlerde bulunursunuz. Fakat bir halkın umutlarına ihanet edemezsiniz. Devir – Teslimin bile dirençle anlaşması olur. Halkı onursuzlaştırarak alınan sonuçlar ancak, ağaların tüccarlığında olur. Orda bile xanedanlığınız sorgulanır. Lakin; Kürtler yoğun bir sorgulama sürecine girmiştir. Kürt tüccarları ellerini ovuştururken kirli paralar arasında sefahat ummaktadır. Birde iki kurşun sesine arabalarına binip kenti komple yalnız bırakanlar. Selden kaçarcasına kaçan Kerküklü esnaf, hane sahibi halk. Kerkük topraklarına hesap vermek zorundadır. Peşmergesinden, kabadayı erkeğine kadar. Bu işi kolay sandı herkes demek oluyor bu. Ya da petrol parası, paralı peşmergelik kolaydı da zoru görünce kaçmak mı mıdır hüner.

Melanet: KDP tüm uyarılara ve birlik tartışmalarına rağmen, abileri tarafından kendisine önerileni yapmıştır. Bu abiler Mela Mustafayı daha önce harcadılar. Bunu en iyi Sayın Mesut Barzani bilir. Bu abiler ortadoğu artistleri Türkiye, İran, İngiliz, Alman danışıklı İsraildir. Ortadoğu da bir şeref ve halklar mücadelesi verilirken bu melaneti görmemek hele bunca örneği varken. En hafif tabiri ile Çerçi anlayışıdır. Sermayesini harcamaktır. Onca kahramanlık hikayesi yazılırken yanıbaşında. YNK’nin yeni yetmeleri de tüccarlık öğreniyorlar İran Çerçilerinden. Pir Hüseyini Kerbela da satanlar laneti ile yaşarken kime hayır getirebilir ki. Komutan Hür – Hur gibi onurlu durularak ancak tarih yazılabilir. Çöpçatanlıkla keseniz dolar maaş verirsiniz ancak.

Kehanet: Nasrallah geçen hafta İsrail’e göz kırptı. En iyi muttefiğiniz biziz diye. Ben sana vururum sen bana geçinip gideriz. Başkasına ihtiyacın yok. Zaten Filistin evlatlarını Allah yolunda kurbanlık kuzu yapmışız ne zaman ihtiyaç oldu. O zaman birkaçını toprağa gömeriz, herkesin gazını alır ya da gaz veririz. Unutulmasın ki İsrail her tehdit edildiğinde, anlaşmaya davet ediliyordur. Ortadoğu da iki çukur açıldı. Biri İdlip bu çukura Türkiye gömülecek, diğeri Kerkük bu çukura da İran gömülecek.Bu süreç İskenderi bir süreç doğudan batıya yeni bir ideolojik argüman devrede öyle BOP saçmalığı ile ifade edilebilecek bir dönem değil. ABD – Rusya Ortadoğuya dair uzun dönem planlarında çözümsüzlüğün, çözüm yolunu buldular. Karşıtlık üzerinden siyaset, ulus devlet organizasyonlu yaklaşımlar son buldu. Dünya konfedaratif yapılarla sınırları kaldırmayı önüne hedef koymuş durumda. Çin ve Hindistan bu sürece dahildir. Bu süreç iki uçludur. Bu çukurlarda halkalrın ortak kader birliği ilkesi kazanmaz ise, muktedir iktidarlar pay çıkaracak ve halkları bu çukurlara bir 100 yıllık sömürü için gömeceklerdir. Mesele artık petrol meselesi değildir. Dünyanın önünde ki 50 yıl için su ve gıda meselesidir. Mezopotamya ovaları gelecekte petrolle dünyayı beslemeyecek tahıl ve tarım ile besleyecek. Kapitalizm kendini yeniden evirmek zorunda. Artık Dünya keskin karşıtlık ilikisinden çok birbirine geçişken, ilişki kanalları açık, tabuları olmayan bir siyaset ve ilişki, diplomasi tarzına evrilmektedir. İlkeler belirleyici fakat tartışmasız değildir. Kerkükte Haşdi Şabi ile İran itibar aldığını alanını genişlettiğini düşünmekte ve Türkiye ise başardığını zanetmekte Fakat Haşdi Şabi şahsında pazarını İran’a kaptırmakla yüzyüze. Irak itbarsızılıktan kurtarılarak iç dinamikleri korunmak istenmekte İbadi uzun soluklu konfederal sisteme hazırlanmakta. Şengal bu konfederal sistemde özerk bölgedir. Fakat; Kerkük’te İran’ı dengelemek için Haşdi Şabi’nin suça bulaşması ile Kürtler karşısında bir yenilgi yaşaması kaçınılmaz gelecekte bu yenilgiyi de Kerkük Halklarının ortak mücadelesinde oluşan direnç cephesinden alacaktır. İbadi Kerkükte bir irade süreci yaşarken. Bu bölgede başika da Türkiye zayıflatılarak püskürtülecek. İdlipe arkadan sürülen Radikal islamist gruplar sıkışacak ve Türkiye istediği savaşı alamamanın bedelini kendi topraklarında ödemek zorunda kalacak. El kaide ve İşid unsurları Türkiye’ye ithal edilerek kontrol altına alınmaya çalışacak. İdlib konfederal sistem içerisinde sunni bölge olarak önerilecek. Nüfus uygun olmasına rağmen kentin tarihi Radikal Siyasal İslam ve Şeriat hukuğunu taşımaz Türkiyeye ciddi sirayetleri olur. Bu arada Suriye’de Esad itibarlaşması ile anlaşma masası güçlendirilecek. İdlip üzerinden Efrin ve Kerkük üzerinden Kandile İran, Türkiye, Suriye, Irak ortaklığı operasyonlar yapılmak istenecektir. Bu şekilde Kürtler masada zayıflatılmak istenecektir. Fakat; ABD ve Rusya Kürtleri daha iyi tanıyor ve karşısında ki güç ağır sistem ilişkilerine girmiş bir güç değil, öyle ilkesizleştirilecek ağır devlet yükleri de yok halk desteği dünya çapında olan, İŞİD’e karşı insanlık onurunu koruyan bir muteber güç elin tersine alınamyacak kadar güçlü. Bir anda tüm dengeleri altüst edebilir. Ortadoğu da yeni ve tek çözüm modeli olan güç ve Halklar nezdinde hergeçen gün bu itibarını katlıyor. Dünya da bu modele ortak olmak istiyor. Fakat kendi kuralları ile. Dönemin diplomasi modeli ise ilkeli tabuları olmayan kautik ortamların çözüm gücünü en küçükten en büyüğe çözümleyen diplomatik model. Bu modelin önericileri ve uygulayıcıları dünya giderek daha fazla tanıyor. Teslim edilen Kerkük geri alınırken ailelere mal olmayacak Kerkük halklarının birliği ile çok daha güçlü ve anlamlı olacaktır.

İbret: KDP ve YNK’ nin Kerkük yaklaşımı ve toplu göç Kürtler için çok derin tartışılması gereken ibretlik bir durumdur.

EN SON EKLENENLER