Kobanê artık özgür!

Nice koçyiğitleri gördü bu kent. Kaç yiğidi amansız bir savaşın ortasında kucakladı, kaç yiğitle sırdaş olup göğsüne bastırdı. Şu kentin bir dili olsaydı da anlatsaydı, görülüp, duyulmayan, şahidi olmayan efsanevi direnişlerin kahramanlarını…

Kobanê Kanton Merkezi, 134 gün süren direnişin ardından IŞİD’den tamamen temizlenerek özgürlüğüne kavuştu. 15 Eylül 2014’te başlayan IŞİD saldırılarına karşı direnişin sürdüğü Kobanê’de, 134 gün sonra YPG/YPJ güçleri IŞİD’i kent merkezinden söküp attı ve özgürlüğün bayrağı semalarında dalgalanmaya başladı.

IŞİD’in ilerleyişini hiç bir Müslüman devlet engelleyemezken ya da engellemezken, Kürtler ve dostları hayatları pahasına engellediler. Radikal islamın ve onun karanlık çetelerin durdurulmasının Kürtlerde özgürlük arayışının ne kadar önemli olduğunu göstermiş oldular. Bölgede oluşan çok  kültürlü yaşamına kast eden bu DAİŞ çetelerinine karşı herkes için bir direniş kaynağı olması gerektiğini göstermiş oldular .

IŞİD, Ortadoğu çoğrafyasında kazandığı güç ve hakimiyetine aldığı bölgelere bakarak, önünde hiç bir gücün duramayacağını düşünerek çoşa gelmiş ve aldığı bu güçle Ortadoğu’nun tümüne hakim olabileceğini hesaplıyordu. Kobaniye saldırırken çok kısa zamanda burayıda hakimiyetine alacağını düşündü. Ortadoğuda tüm devletlerin önemli ordularını yenen DAİŞ çeteleri eğer Kobanî düşürseydiler kesinlikle yeni bir hedefi de Türkiye yakın bölgeleri olurdu. Maraş, Antep ve Hatay hedef olurdu. Bu bölgeler aynı zamanda önemli Alevi bölgeleridir. DAİŞ çetelerin de en örgütlü olduğu bölgelerdir.Dolaysıyla Kobanî direniş bir Alevi direniş ve kazanımı olmuştur. Son durum, kentin düşmemesi aynı zamanda Alevilerin de güvenliğinin sağlamış olduğu manasına gelmektedir.

Diğer önemli bir konu Kobani’deki direnişi başından beri küçümseyenlerin, kentin düşmemesini esas olarak koalisyonun müdahaleleri ve hatta peşmergelere bağlamaya çalıştıkları görülmektedir. Kuşkusuz bunların hepsinin etkisi olmuştur ancak Kobanî’de esas olarak direniş belirleyici olmuştur. Koban’i direnişine bedenini yatıran binlerce genç evladı olmuştur.

Diğer önemli bir konu  ise cesareti kadar görselliği de çarpıcı olan Kobanîli kadın savaşçılardır. Biz onları elleri kalaşnikoflu, saçları örgülü, güler yüzlü, parlak gözlü, genç, güzel, cesaretli kadınlar olarak tanıdık. Kobani kadınlar bu direnişi içinde kendi hikayesini yarattı, türkülerini söyletti, sloganlarını yükselti. Kobane direnişi hem bir dünya devrimi ve aynı zamanda bir kadın devrimi olmuştur. Bu öykünün içinde binlerce iç öyküler vardır. En önemlisi de direnen kadınların öyküsüdür. Çünkü egemenlerin yazmak istediği ve yazarak kendilerine mal etmek istedikleri esas öykü, kadınların öyküsüdür.

Bir diğer konuda Kobaniden Suruca sığınan mültecilerin tradejisidir. Bu trajedinin başladığı günden beri eylemleriyle direnişi sahiplenen Türkiye ve Avrupa’daki Aleviler ve dostları, göç etmek zorunda kalan Kobanîleri yanlız bırakmadılar. Maddi ve manevi yardımlarını eksik etmediler. Baştan beri mültecilerin ihtiyaçların karşılanması ve Kobanî’ye destek vermek için Alevi hareketin birleşenleri orada oldular. Yapılan kampanyalarla gelen yardımların yüzde elisinden fazlasını karşıladılar. Bizzat gelip çadır kurmaktan tutalım gelen aileler ilgilenmeye kadar orada oldular. Kerbela için tuttukları orucu ardında lokmalarını kobani ve dostlarıyla paylaştılar. Başta Maraş, Adıyaman, Antep, Mersin Alevileri yanlız maddi değil bizzat evlerine alıp onlara sahip çıktılar. Çünkü Kerbela Alevi hafısasında halen canlı bir yer tutar. Kobani modern çağın Kerbalasıydı. Bunun içindirki en çok Aleviler sahip çıktı. Kobaninin bir diğer destekçileri Kobaniye sahip çıkarak Aleviler oldu.

EN SON EKLENENLER